DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, tarım sektörünün ve çiftçilerin yaşadığı sorunları Meclis gündemine taşıdı.

Avşar, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı tarafından cevaplaması istemiyle konuya ilişkin yazılı soru önergesi verdi.

Önergede, tarımın stratejik bir sektör olduğunu, yanlış dış ticaret politikalarıyla yeterliliğin bitirildiğini ve bağımlı hale geldiğini; yüz ölçümü Konya Ovası kadar dahi olmayan ülkelerden hububat ithal eder duruma geldiğini ifade eden Avşar, hayvanın kendisini, yemini, gübresini, hatta çobanını bile ithal edildiğini; planlı üretimin olmadığını ve Tekirdağ başta olmak üzere ülke genelinde kuraklık riskinin baş gösterdiğini belirtti.

 

Avşar, Tarım Kanunu neden uygulanmadığını, tarımsal desteklerin etki analizinin neden yapılmadığını, yerli üreticiyi korumaya yönelik tedbirleri, üretim potansiyeliyle Avrupa’da birinci sırada olmasına karşın enflasyonda da birinci sırada yer almasını, kırsal kalkınmaya yönelik planları ve tarım afetlerine karşın alınan tedbirler gibi bir takım soruyu Bakan Yumaklı’ya sordu.

 

‘Tarım stratejik bir sektördür.’

Ülkemiz ovaları, havzaları, iklimi ve coğrafyasıyla dünyanın tarıma elverişli en önemli coğrafyalarından biri olduğuna dikkat çeken Avşar şöyle konuştu; “Türkiye bünyesinde yetiştirilen 200'ün üzerinde ürünle yüksek bir tarımsal potansiyele sahiptir. Birçok ürün bazında dünyada ilk sırada yer alırken yaklaşık 50 ürünümüz dünyada ilk 10 arasındadır. Bu potansiyeliyle ülkemizde tarım istihdamı 4,7 milyon kişi ve toplam istihdamdaki payı da %14 seviyelerindedir.”

‘Milli ekonominin temeli ziraattır.’

Avşar, “Türkiye'nin hakiki sahibi ve efendisi gerçek üretici olan köylüdür.” misyonuyla ve “Milli ekonominin temeli ziraattır.” felsefesiyle 100 yıl önce Gazi çiftliğini kurarak başlatan Mustafa kemal Atatürk’ün o yıllarda bilimsel tarımı başlattığını ve birçok tarımsal gelişmeler olduğunu belirtti.

‘Tarımda kendine yeterliliğimiz bitti.’

Avşar, bugün gelinen noktada Türkiye yeterliliği; yüksek girdi maliyetleri, ithalat, dışa bağımlılık, yanlış dış ticaret uygulamaları, yetersiz altyapı, plansız ve yetersiz destekler gibi sebeplerle oldukça aşağıya indiğinin görüldüğünü ifade etti.

‘Yanlış dış ticaret politikalarıyla bağımı hale geldik’

Avşar, ülkemiz sahip olduğu yüksek tarım potansiyeline rağmen dışa bağımlılığı her geçen gün artan bir ülke konumuna geldiğini, Sıklıkla ithalata başvurarak, gümrük vergilerini sıfırlayarak yanlış dış ticaret politikalarına gidildiğini belirtti.

‘Tekirdağ’da ay çiçeği üretimi %50'lere kadar düştü.’

Örnekler veren Avşar; “Trakya’da özellikle de Tekirdağ’da yetişen ay çiçeği üretiminde %50'lere kadar düşmüş ve kendine yeterli olmaktan çıkmıştır. Mısır üretiminde kendine yetme durumu %80'lerin üzerinde olmasına rağmen basında çokça tartışıldığı üzere 1 milyon ton mısır ithalatı için gümrük vergileri sıfırlanmıştır.”, dedi.

‘Yüz ölçümü Konya Ovası kadar dahi olmayan ülkelerden hububat ithal eder duruma geldik.’

Yemde yıllık tüketilen 3 milyon tonun üzerinde soyanın ancak %4-%5'ini üretebildiğini, pamukta üretilenden daha fazlasını ithal edildiğini, Yüz ölçümü Konya Ovası kadar olmayan ülkelerden hububat ithal eder duruma gelindiğini belirtti.

 

‘Hayvanın kendisi, yemi, gübresi hatta çobanı bile ithal ediliyor.’

Hayvancılıkta gelinen noktaya değinen Avşar; “Özellikle 2010 yılından sonra uygulanan ithalat politikasıyla hayvanın kendisi, yemi, gübresi, hatta çobanı bile ithal etmekte ve çok yüksek oranda dışa bağımlılık görülmektedir.”, dedi.

‘Tarım ve Gıda Politikaları Kurulu ancak 7 yıl sonra kurulabildi.

Bakan değişikliğinin tüm politikalara yansıdığını ve sil baştan uygulamalara gidildiğini belirten Avşar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtikten 7 yıl sonra ancak tarımla ilgili kurulların oluşturulabildiğini ifade etti.

‘Planlı üretim yok’

Ülkemizde hayvancılıkta planlı üretimin 2024’te, bitkisel üretimde ise 1 Ocak 2025 itibariyle başlandığını belirten Avşar. Ancak uygulamada etkileri görülmemektedir. Soğan konusunda yaşanan sorunlar üzerinden uygulama da hala etkisinin görülmediğini, soğan üretiminin fazla fiyatların düşük olduğundan üreticinin mağdur olduğunu ifade etti.

‘Ülkemiz tarım potansiyeliyle Avrupa’da birinci sırada olmasına rağmen enflasyonda da birinci sırada’

Büyük bir çelişkiye dikkat çeken Avşar sözlerine şöyle devam etti; “Ülkemiz, 200'den fazla çeşit ürün üretme kapasitesiyle Avrupa’da birinci sırada olmasına karşın enflasyonda da birinci sıradadır.”

‘Suyun yaklaşık yarısı yolda kayboluyor.’

Avşar, Türkiye su zengini bir ülke olarak bilindiği halde tarımda suyun kullanım verimliliği risk düzeyindedir. Ülkemizde suyun %77'si tarımda kullanılmaktadır. ancak uzmanlara göre barajlardaki su tarlaya açık kanallarla getirildiğinden suyun yaklaşık yarısının yolda kaybedildiğini, hatta Aydın, Denizli, Kırıkkale, Kahramanmaraş gibi birçok ilimizde barajların tarımsal sulamaya kapatıldığını veya sezonda sadece bir defa veya iki defa su verebilir uygulamalarına geçildiğini belirtti.

 

‘Yüksek girdi maliyetleri tarımdan uzaklaştırıyor’

Girdi maliyetlerindeki yüksek fiyat artışlarının önemli bir sorun olduğuna değinen Avşar; “Fiyat politikası ve dış ticaret uygulamaları çiftçinin kâr marjını düşürmekte, rekabet ortamını zayıflatmakta ve üretimden uzaklaştırmaktadır.”, dedi.

 

‘Tarım kanunu neden uygulanmıyor?’

Avşar, tarımsal destek uygulamasının 2006 yılında çıkarılan 5488 sayılı Tarım Kanunu ile çıkardığını ve tarımsal desteklerin gayri safi milli hasılanın en az %1'inden az olmamasını hükmettiğini, ancak uygulanmadığını ifade etti.

 

Tarımsal desteklerin ‘etki analizleri’ yapılıyor mu?

Avşar, tarıma 2024 yılında 91,9 milyar ve 2025'te 135 milyar liralık destek verildiğini, yıllık desteklerin sürekli bir sonraki yıla sarktığını, bununla birlikte Sayıştay raporlarında belirttiği üzere dağıtılan desteklerin nerede kullanıldığı, üretimi arttırıp arttırmadığı, kaliteye ve verimliliğe etkisi bakımından “etki analizlerinin” yapılması gerektiğinin önemli bir konu olduğunu belirtti.

‘Tekirdağ başta olmak üzere ülkenin birçok yerinde kuraklık riski baş gösterdi.”’

Yaşanan zirai don olayına dikkat çeken Avşar,  bu olayla birçok ürünün zarar gördüğünü, yapılan açıklamalara rağmen henüz bir destek çalışması görmediklerini, bunun yanında Tekirdağ başta olmak kuraklığın baş gösterdiğini, bu durumun üretimde ciddi düşüşe sebep olacağını ve enflasyonu tetikleyeceğini belirtti.

‘Milli bir mesele olan tarıma gereken önem verilmelidir.’

Avşar; “Stratejik bir önem taşıyan tarımın sahip olduğu potansiyelin ekonomik değere dönüşmesi, verimliliğin, kalitenin, üretimin, kendine yeterliliğin, ithalat ve sıfır gümrük tarifesinin dış ticaret bağlamında düzenlenmesi, planlı üretim ve piyasanın üretici lehine tasarlanması, desteklemelerin zamanında ve yeterli miktarda yapılması, kırsal kalkınmanın desteklenmesi gibi birçok tedbirin alınması önem arz etmektedir.”, dedi ve Bakan Yumaklı’ya bir dizi soru sordu

5488 sayılı Tarım Kanunu 21 inci maddesiyle “Bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamaz.”, şeklinde düzenlenen hükmü neden uygulanmamaktadır?  Verilen tarımsal destek miktarı yeterli midir? Söz konusu tarımsal desteklerin nerede kullanıldığının tespiti; üretim artışı, kalite ve verimliliğe etkisi bakımından gerekli “etki analizleri” yapılmakta mıdır?

 

İthalat artışı, dışa bağımlılık, stratejik ürünlerde gümrük tarifesini sıfırlama gibi tarımsal üretim kapasitesine zarar veren bu tarz dış ticaret politikalara karşın yerli üreticiyi korumaya yönelik bir çalışmanız var mıdır? Dış ticaret açısından ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla ortak bir çalışmanız bulunmakta mıdır?

 

Ülkemiz, 200'den fazla türde ürün üretme potansiyeliyle Avrupa’da birinci sırada olmasına rağmen enflasyonda da birinci sırada yer almaktadır. Bu tezatlık nasıl değerlendirilmektedir? Bu hususta uygulanan tarım politikalarının bir etkisi olduğu düşünülmekte midir? Buna karşın ne tür tedbirler alınmaktadır?

 

CHP’li Mahmut Tanal, Kendimiz İçin Aradığımız Adaleti, Doğa İçin De Aramalıyız CHP’li Mahmut Tanal, Kendimiz İçin Aradığımız Adaleti, Doğa İçin De Aramalıyız

Tarımsal potansiyelin arttırılması, üreticinin kâr marjının iyileştirilmesi, verimlilik ve kendine yeterliliğin sağlanması bakımından; kırsalda tarımın kalkınması, genç istihdamın sağlanması, geriye göçün teşvik edilmesi, teknoloji kullanımının arttırılması gibi konularda ne tür çalışmalar yapılmaktadır? Mevcut çalışmaları ihtiyaçlar bağlamında yeniden düzenlemeyi planlıyor musunuz?

 

Bakanlığınızın stratejik amaçları bağlamında zirai don olayında yaşandığı üzere ülkemizin iklim özellikleri ve doğa şartları göz önüne alınarak kuraklık, sel, dolu, yangın vb. afetlere karşı hazırlanan bir acil eylem planınız var mıdır? Varsa hangi eylemleri içermekte ve bu hususta ayrılan kaynak miktarı nedir?

 

Editör: Haber Merkezi