Ekoloji Birliği, "Hatay Dikmece'de yaşayan yurttaşlar yaşam alanlarının acele kamulaştırma adı altında ellerinden alındığını öğrendi. Anayasada koruma altında olan zeytinlikler, tarım alanları hiçbir gerekçe ile kamulaştırılamaz." dedi

Ekoloji Birliğinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi;

Hatay Dikmece Köyü ve çevresindeki istimlaki durdurunl

Geçtiğimiz haftalarda Antakya merkeze bağlı Dikmece mahallesinde yaşayan yurttaşlar, kendilerine iletilen mesajlar ile taşınmaz ve bahçelerinin "acele kamulaştırma" adı altında ellerinden alındığını öğrendi. Bölgeye TOKİ yapılması bu el koyuşun gerekçesi olarak sunuluyor. Depremden sağ kurtulmayı başarabilen ancak hala yaralarını sarmaya çalışan Antakya halkı bu gelişmeler karşısında endişeli ve öfkeli.

Bilindiği üzere 6 Şubat depremleriyle birlikte Hatay'ın neredeyse tamamı yıkılmıştı. Yüksek can kaybı ve sonrasında yaşanan sürecin acıları henüz kapanmamışken, enkaz/hafriyat atıkları içeriğindeki asbest ve zehirli kimyasallara rağmen yaşam alanlarına dökülmüştü. Yaşamı tekrardan kurmaya çalışan halk şimdi aceleci, doğa düşmanı bir faaliyet ile karşı karşıya kaldı.

Resim

Köylerinin %75 oranında istimlak edileceği bilgisini alan Dikmece halkı bölgeye istimlak amacıyla ölçüm için gelenlere izin vermiyor, evlerin ve arsaların üzerinde uçurulan dronelara müdahale ediyor. Acele kamulaştırılan yerlerde büyük oranda zeytinlik ve yeşil alanlar bulunmakta.

Bölge ekosistemi (Amanos dağı ve çevresi) hem insanlar hem de tüm canlılar için önemli bir çeşitliliğe sahip. Rastgele, plansız ve mahalle sakinlerinin fikri alınmadan yapılan bu müdahaleler hem doğa hem de yerel halkı yok etme pahasına, inşaat sektörüyle kendini tanımlayan, kapitalizme teslim olmuş bir siyasi iradedir.

Hali hazırda yaşamını devam ettirmeye çalışan halk moloz kaldırma ve döküm işlemlerinde onaya çıkan kimyasallar ile mağdur hale getirildi. Şimdi de yaşam alanları ellerinden alınmak isteniyor. Kenti yeniden inşa etme iddiasını taşıyan bu müdahale halkın, şehir plancılarının, konuyla ilgili mühendislik alanından uzmanların fikri alınmadan gerçekleştirilemez.

Hatay'ın merkezinde yaşanan bu sözde "inşa sürecinin" Dikmece mahallesi ile sınırlı olmadığının farkındayız. İlgili bakanlık yetkilileri çok sayıda mahalle üzerinde, halka bilgi vermeden inceleme ve plan yapmaya devam etmektedir. Yurttaşlar tapularında gerçekleşen değişiklikleri tesadüfen öğrenmektedir.

Amanos Dağlarının eteklerinin betonlaşmasına, tarım ve orman alanlarının yıkımına izin vermeyeceğiz, istimlak adı atlında zeytinlik yasasına ve anayasaya karşı suç içeren bu faaliyetler derhal durdurulmalıdır. Kent sakinleri, şehir plancıları, sosyologlar, konuyla ilgili mühendislik alanları, deprem uzmanları, STK'lar, ekoloji hareketinden temsilciler başta olmak üzere, halkın demokratik katılımına açık alanlar yaratılmalıdır. Deprem sonrası inşa edilecek dayanıklı, yaşanabilir kentleri ancak bu alanlarda alınan kararlar ile birlikte kurabiliriz.

Anayasanın 3573 sayılı kanun maddesi ile koruma altında olan zeytinlikler, tarım alanları, su ve sulak alanlar hiçbir koşulda, hiçbir gerekçe ile kamulaştırılamaz. Bizler buradayız, hiçbir yere gitmiyoruz. Verimli topraklarımızda üretmeye devam ediyoruz.

Editör: Haber Merkezi