"Tıpkı Dersim, Enfal, Bosna, Ruanda, Sudan, Myanmar, Afganistan ve daha adını sayamadığımız nice yerde yaşanan sayısız soykırımlar gibi, Êzidîlere yapılan da insanlık tarihinin kara sayfalarında yerini almıştır. Tüm insanlığın ortak değerlerinin gelişmesini ve buluşmasını fermanlarla karanlığa mahkûm etmeye çalışanlara karşı mücadelemizden ve adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz."
Adana'da İnönü Parkında DEM Parti Adana İl Örgütünün Çağrısıyla "Êzidî Soykırımını ve Kadın Kırımını Unutmuyoruz" Başlıklı Basın Açıklaması Gerçekleştirildi.
Dem Parti Adana İl Eş Başkanı Helin Kaya tarafından okunan basın açıklamasında: "3 Ağustos 2014 tarihinde 21. yüzyılın en büyük trajedilerinden biri yaşandı. Mezopotamya’nın en kadim halkı olan Ezidi Kürtler bu kez İŞİD tarafından kendi tarihi belleklerinin ifadesiyle 73. Fermanı yaşadı. Binlerce Ezidi korkunç bir kıyama, vahşete tabi tutularak öldürüldü, çoğunluğunun kadın ve çocukların olduğu 6417 kişi kaçırıldı, 400 bini yaşam alanlarını terk etti; binlercesi kamplarda yaşamaya mahkûm edildi. Bugün hala 2700 kadın ve çocuğun akıbeti hala bilinmiyor" ifadesi kullanıldı.
Kaya sözlerine şu şekilde devam etti:
Êzidîlere yönelik bu soykırımda sadece Ezidi kadınlar değil, Şengal’deki Türkmen Aleviler ile Şebek ve Hristiyan kadınlar da kaçırıldı, tecavüze uğradı, köleleştirildi ve sistematik şiddete maruz kaldı. Bu saldırılar 21. yüzyılın en büyük kadın kırımı olarak tarihe geçti.
Bu vahşeti gerçekleştiren çağımızın en radikal vahşi çete örgütlenmelerinden biri olan IŞİD’in soykırımına karşı dünya ne yazık ki sessiz kaldı. Ezidiler’in adalet talepleri görmezden gelindi.
İnsanlık tarihi boyunca hegemonik erkek aklının ürünü olan tüm savaşlar gibi bu soykırım ile de yüzleşilmek istenmiyor. Soykırım ve insanlık suçluları yargılanmıyor, soykırımın cinsiyetçi yönü ise bilinçli olarak gizleniyor. Bu sessizlik ve cezasızlık politikası Ortadoğu’da cihadist, radikal, selefi, paramiliter yapılar ile bu yapıları kullanan merkeziyetçi ulus devletlere etnik ve inançsal soykırım yapmak için cesaret veriyor. Ortadoğu’nun çok kültürlü, çok inançlı halklar mozaiği açıkça soykırımların hedefi haline getiriliyor. Bugün İŞİD’in köktenci, mezhepçi ve kadın düşmanı politikaların devamı ve türevi olan bu gruplar -örneğin Suriye’de devlet gücü kazandırılmak istenen Heyeti Tahrir El-Şam(HTŞ)- insanlığı tehdit etmeye devam ediyor.
Suriye’de bu radikal, cihadist yapılar son 6 ayda Alevi ve Dürzi yaşlı kadınları kaçırmış, tecavüz etmiş ve katletmiştir. Bu yapılar, Sünni Arap aşiretlerinin saldırılar gerçekleştirdiğini bahane ederek kendi sorumluluklarını gizlemekte ve Kürtlerin, Alevilerin, Dürzilerin yaşadığı bölgeleri hedef alarak yeni soykırım suçları işlemektedir.
Tıpkı Dersim, Enfal, Bosna, Ruanda, Sudan, Myanmar, Afganistan ve daha adını sayamadığımız nice yerde yaşanan sayısız soykırımlar gibi, Êzidîlere yapılan da insanlık tarihinin kara sayfalarında yerini almıştır. Tüm insanlığın ortak değerlerinin gelişmesini ve buluşmasını fermanlarla karanlığa mahkûm etmeye çalışanlara karşı mücadelemizden ve adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz.
Nasıl ki Şengal’deki kadınlar, ölüm ve yok oluş karşısında direnişi seçmiş, öz savunmalarıyla IŞİD’in kadın kırımına karşı öz savunmasını inşaa ederek buna cevap vermişse; bugün de Suriye’de de Kürtler, Süryaniler, Alevi Türkmenler, Dürziler de yaşadığı bölgede kendini yönetme iradesi ortaya koyarak çoğulcu bir demokratik toplumu inşa etmeye çalışıyor. Bu nedenle uluslararası toplumu; bedenini soykırımlara karşı bir özgürlük bariyeri haline getirerek halkları koruyan bu iradeyi, Şengal’den Afrin’e, Lazkiye’den Süveyda’ya kadar toplumsal vicdanı tanımaya ve sahiplenmeye davet ediyoruz.
Helin Kaya: "Son olarak şunu söylemek istiyoruz. Kadınlar her zaman dünya barışının savunucusu, adalet ve hakikatin arayışçısı, toplumsal belleğin taşıyıcısı oldu. Ve aynı kadınlar, akıbeti bilinmeyen tek bir kadın kalmayana kadar mücadele edecek, nerede olursa olsun adalet arayışlarından vazgeçmeyecektir."
Tarihin karanlık sayfalarına geçen 3 Ağustos, “Kadın kırımı ve Soykırıma karşı Uluslararası Eylem Günü’ olarak kabul edilmesi çağırımızı yineliyor, insanlık suçluların yargılanması için mücadelemizi alanlarda, uluslararası mecralarda, ulusal üstü yargı mekanizmaları nezdinde sürdüreceğiz. Unutulmasın ki, hesabı sorulmayan katliamlar yenilerine yol açar.
Bizler, tüm mucizelerin kadınların aman dilemeyerek mücadele ettiği bir dünyadan geçtiğini biliyoruz. Başta hayatını kaybeden Ezidi Kürt, Alevi Türkmen, Dürzi, Gazzeli kadınların mücadelesi önünde saygıyla eğiliyor, alıkonulan tüm kadınların özgürlüklerine kavuşması için tüm dünya kadınlarını, demokratik kadın kurum kuruluş ve şahsiyet, hareket ve örgütleri, partileri faşizme ve soykırıma karşı mücadele etmeye, sözümüzü söylemeye çağırıyoruz.