100 GÜN SÜREN HUKUKSUZLUK İSYANI: TUTUKLU BAŞKANIN OĞLU SARAÇHANE'DEN SESLENDİ: "VİCDANINIZ KABUL EDİYOR MU?"

Aile Dayanışma Ağı, 7. Buluşmasında Adana'dan 1000 Kilometre Uzakta Tutulan Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin'in Ailesinin Dramını Gündeme Getirdi.

19 Mart operasyonu mağdurları tarafından kurulan Aile Dayanışma Ağı, yedinci buluşmasını Saraçhane Parkı’nda gerçekleştirdi. Buluşmaya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun eşi ve sivil toplum gönüllüsü Dilek Kaya İmamoğlu ile İBB Başkan Vekili Nuri Aslan ve tutuklu yakınları katıldı. Silivri'de tutuklu olarak bulunan Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin'in oğlu Yağız Tekin, yaşadıkları zorlukları ve sisteme yönelik itirazlarını eksiksiz bir metinle dile getirdi.

"ANNEM VE BABAM BİZDEN KOPARILIP ALINDILAR": TELAFİ EDİLEMEZ BİR YIKIMIN HİKAYESİ

Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin'in oğlu Yağız Tekin, konuşmasına yaşadıklarına değer verilip gelindiği için teşekkür ederek başladı. Tekin, Adana’nın seçilmiş ilk kadın belediye başkanı olan annesi ve babasının yaklaşık 100 gün önce bir şafak operasyonuyla kendilerinden koparılıp alındığını belirtti. Bu süreçte annesi ve babası aynı anda alınan pek örnek olmadığını vurgulayan Tekin, üç kardeş olarak, ailelerinin kimle neyi konuşması gerektiğini bilmeden, suçlamaları anlamadan ve sürecin ne getireceğini bilmeden bir anda kalakaldıklarını aktardı.

Tekin, bu sürecin hayatlarını telafi edilemez bir şekilde altüst ettiğini ve etmeye devam ettiğini belirterek, zulmün ve acının sadece cezaevine alınan isimlerle sınırlı kalmadığının altını çizdi. Cezaevine alınarak tüm bir ilişki ağına çomak sokulduğunu, çocuklarının, annelerinin, babalarının, akrabalarının, ortaklarının, çalışanlarının, arkadaşlarının hayatının ve düzeninin tamamen değiştiğini ifade etti.

Bu açıdan bakıldığında, kendisinin, kardeşlerinin ve ailesinin; arkalarında hayatları bir günde değişen onlarca aileye ve bu operasyonlardan doğrudan etkilenen on binlerce insanı temsil ettiğini söyledi. Tutuklu yargılanan belediye başkanlarının, yardımcılarının ve personelinin temsil ettikleri bölgelerin nüfusları da düşünüldüğünde, on milyonlarca vatandaşın bu operasyonlardan bir şekilde etkilenmiş durumda olduğunu dile getirdi.

"Bir insanın hayatını değiştirmek bu kadar kolay mı?" diye soran Tekin, hayatta kaçan fırsatların geri gelmeyeceğini, geçen zamanın geri alınamayacağını hatırlattı. Soyut genellemelerle konuşmak istemediğini, bizzat kendi hayatlarının son 100 gündür onarılamaz bir şekilde değiştiğini belirtti. 30 yaşına yeni bastığı bu süreçte, medya ve gazetecilik üzerine ilmek ilmek örerek geliştirdiği projelerin ve arkadaşlarıyla üzerine çalıştığı hayallerin hepsinin yarıda kaldığını anlattı.

SOSYAL HAYAT BİTTİ, TEK AKTİVİTE SİLİVRİ YOLU

Yağız Tekin, son 100 gündür kendinde herhangi bir şey yapacak enerjiyi bulamadığını, eve kapandığını, enerjisinin düştüğünü ve stresi bastırmak için bol bol uyuduğunu ifade etti. Hayatını, kardeşleri ve kuzenleriyle haftada 3-4 kez Silivri’ye gidip gelerek; haftanın geri kalan zamanında annesi ve babasının ihtiyaçlarını temin ederek, onları yalnız bırakmamaya çalışıp yanlarında olarak geçirdiklerini aktardı. Silivri’ye gitme aktivitesinin azımsanmayacak bir aktivite olduğunu, gidiş gelişin 4 saat yol sürdüğünü ve içeride geçirilen zamanla birlikte 6-7 saatlerinin gittiğini ekledi.

Ailenin yaşadığı tahribat sadece kendisiyle sınırlı değil: Kardeşinin yurtdışındaki yüksek lisansını, iş bulma ve deneyim kazanma hayallerini yarım bırakarak geri dönmek zorunda kaldığını anlattı. 15 yaşındaki küçük kardeşinin ise yaz için babasıyla heyecanla gezi planları yaptığını, ancak yazını yataktan kalkmadan reels kaydırarak geçirdiğini dile getirdi. Bu süreçte hayata karşı kurdukları planların, hayallerinin ve sosyal ilişkilerinin altüst olduğunu vurguladı.

Ancak yalnız olmadıklarını, her hafta Adana’dan Silivri'ye gelen kuzenlerinin, gönüllü avukatların, Adana’daki boşluğu doldurmaya çalışan dayıları, yengeleri ve amcalarının olduğunu söyledi. Ayrıca Seyhan belediye başkanlık koltuğunu geçici olarak doldurma sorumluluğunu üstlenen Hasibe Hanım’a da değindi.

"İSYANIMIZ TUTUKLU YARGILAMANIN KAMÇIYA DÖNÜŞMESİNE"

İçindeki öfkeyi ve ülkeye dair kaybettiği umutları bastırarak objektif düşünmeye çalıştığını belirten Tekin, kamu parasını kendi şahsi amaçları için kullanan her vatandaşın, konumundan bağımsız bir şekilde yargılanması ve cezasını çekmesi gerektiğini söyledi. Ancak isyan ettikleri konunun bu olmadığını vurguladı.

Tekin, asıl itirazlarının tutuklu yargılamanın bir kamçıya dönüşmesine karşı olduğunu ifade etti. Herhangi bir delil olmadan, şüphe üzerinden milyonlarca kişiyi temsil eden belediye başkanlarının ve belediye çalışanlarının tutuklanmasına karşı çıktıklarını belirtti.

Tekin, yerleri yurtları belli olan Adanalı belediye başkanlarının ve belediye çalışanlarının 1000 kilometre öteye, Silivri’ye hapsedilmesine ve soruşturmayı İstanbul Başsavcılığının yürütmesine karşı olduklarını dile getirdi.

CUMHURİYETİN HİKAYESİ VE BAŞKANIN ONURU

Avukat olan annesi ve babasının evin içerisinde ne konuştuklarını, değer yargılarını ve önceliklerini çok iyi bildiğini belirten Tekin, dinlemekten her zaman gurur duyduğu büyük aşk hikayelerinin, aslında cumhuriyetin sağladığı fırsat eşitliğinin hikayesi olduğunu anlattı. Altı-yedi kişilik ailelerinin ilk üniversite mezunu çocukları olarak İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde tanıştıklarını, birbirlerinden güç alarak Adana’da sıfırdan kocaman bir hayat yeşerttiklerini, üç çocuk yetiştirdiklerini, 40’a yakın çalışanı olan bir hukuk ofisi yönettiklerini ve hayatın sunduğu maddi, manevi tatmini büyük oranda yaşadıklarını aktardı. Annesinin neden siyasete girdiğini çok iyi bildiğini sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hedefimiz 250 bin kooperatif
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Hedefimiz 250 bin kooperatif
İçeriği Görüntüle

Tekin, annesinin mesleğinde ve aile hayatında belli bir tatmine ulaştıktan sonra, kendisini gerçekleştirmek için 10 sene önce toplumsal olaylara adadığını, çocukları olarak bizzat gözlemlediklerini söyledi. Bu süreçte kadın davalarına koşturduğunu, şiddet gören kadınların yanında oluşunu, Adana’daki uyuşturucu sorunuyla ilgili yazdığı raporu, siyasete kadın katılımını teşvik etmek için yazdığı kitabı, akşamları yaptığı okumaları, bitirdiği yüksek lisansını ve tüm evi domine eden online derslerini bizzat deneyimlediklerini aktardı.

Böyle bir kadının, belediye başkanlığı gibi bir onura layık görüldüğü tarihten yalnızca 3 ay sonra bir ihale mafyasıyla iş tutmasının ne kadar akla mantığa sığdığını sorguladı.

Tekin, annesinin büyük borçlarla devraldığı belediyeyi disipline etmek için gece gündüz çalıştığına şahit olduklarını söyledi. Seyhan’ın en büyük sorunu olan temizlik sorununu çözmek için sayısız toplantılar yaptığına, büyük ihaleler vermek yerine mahalleli kadınlara istihdam sağladığına şahit olduklarını ekledi. Seyhan’ın kasasını ne iş yaptığı belli olmayan önceki dönem alacaklılarına karşı kendi parasını korur gibi koruduğuna da şahit olduklarını belirtti.

Önceki belediye başkanından kalan alacaklıların, annesine ulaşamayınca babasıyla iletişime geçtiklerine ve tehditler savurduklarına şahit olduklarını anlatan Tekin, son olarak şu soruları yöneltti:

"Belediye kasasını korumaya çalışan Annem ve annemi korumak için alacaklılarla iletişime geçen babam neden bu eziyeti çekiyorlar? Yerleri yurtları belli iken neden Adana’da değil de İstanbul’da tutuklu olarak yargılanıyorlar?".

Tekin, akıp giden zamanı geri alabilen olup olmadığını sorarak, "Mafyalar, çeteler, en ağır suçların zanlıları tutuksuz yargılanır veya hiç yargılanmazken hayatını adalet sistemine vakfetmiş ve topu topu bir yıl belediye başkanlığı yapmış bir insana bu muameleyi aklınız alıyor, vicdanınız kabul ediyor mu?" diyerek konuşmasını bitirdi.

Sözlerini, "Neyse ki yalnız değiliz, burada hep birlikte bir dayanışmanın bir parçasıyız!" diyerek sonlandırdı.

Muhabir: Güven BOĞA