"Bir müzik grubuna 'hayasızca hareketler' ve 'teşhircilik' suçlamasıyla soruşturma açılması, hukukla açıklanabilecek bir durum değil maalesef"

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Manifest Grubu’nun 6 Eylül’de Küçükçiftlik Park’ta verdiği +18 konseri hakkında resen soruşturma başlattı. Açıklamada, konser sırasında yapılan dans ve sahne gösterilerinin “toplumun edep ve haya duygularını ihlal ettiği” öne sürülerek Türk Ceza Kanunu’nun 225. maddesinde yer alan “hayasızca hareketler” ve “teşhircilik” suçlamaları yöneltildi.

Başsavcılık, kolluk birimlerine şüphelilerin tespiti için talimat verildiğini duyurdu.

İlk +18 Konser: 12 Bin Seyirciyle Buluşma

Türkiye’nin “ilk kız grubu” olarak tanınan Mina Solak, Esin Bahat, Zeynep Sude Oktay, Lidya Pınar, Sueda Uluca ve Emine Hilal Yelekçi’den oluşan Manifest, dün akşam verdiği ilk yaş sınırlı konserinde 12 bin seyirciyle sahne aldı. Grup, konser sonrası yaptığı açıklamada “ilk +18 konserimizin yoğun ilgiyle karşılanması bizi çok mutlu etti” dedi.

Ancak grup üyelerinin sahne kıyafetleri ve dans performansları sosyal medyada hedef gösterildi.

Tepkiler

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi: “Kadınların sanatı suç değildir”

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, soruşturmayı sert ifadelerle eleştirdi:

“Bir kadın müzik grubuna yöneltilen ‘hayasızca hareketler’ ve ‘teşhircilik’ suçlamaları, kadınların kamusal alanda var olma, üretme ve ifade özgürlüğüne yöneltilmiş sistematik baskının güncel bir örneğidir. Kadınların giyimleri ve sahnedeki varlıkları üzerinden ahlaki denetime tabi tutulması, toplumsal cinsiyet temelli ayrımcılığın en görünür biçimlerinden biridir.

"Kadınların sanatı suç değildir, kadınlar tüm bedensel hakları ve bireysel özgürlüklerinin tek sahibidir.”

Hukukçulardan tepki

Manifest grubunun Küçükçiftlik Park'ta düzenlediği +18 ibareli konserle ilgili soruşturma başlatılması, hukukçuların tepkisini çekti. İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Yelda Koçak, X hesabından yaptığı paylaşımda, "Bir müzik grubuna 'hayasızca hareketler' ve 'teşhircilik' suçlamasıyla soruşturma açılması, hukukla açıklanabilecek bir durum değil maalesef" diyerek şunları kaydetti:

"Hukukun görevi, ahlâki dayatmaları değil, özgürlükleri korumaktır"

"TCK 225 kapsamındaki suç tipleri, yalnızca cinsel nitelikte fiillerin (cinsel ilişki) kamuya açık yerde sergilenmesi halinde uygulanabilir. Oysa sahne performansları, Anayasa’nın 26. maddesi ve AİHS m.10 ile güvence altına alınmış ifade ve sanat özgürlüğü kapsamındadır.

Üstelik 'hayasızca hareketler' maddesi yıllardır kadın hukukçuların eleştirdiği, CEDAW’a aykırı olduğu ve muğlaklığı nedeniyle kaldırmak zorunda olunan bir madde.

Toplumun bir kesiminin beğenmediği ya da 'rahatsız edici' bulduğu sanat eserleri cezai yaptırımın konusu olamaz. Hukukun görevi, ahlâki dayatmaları değil, özgürlükleri korumaktır."

"Cinsel ilişki yoksa, bu maddeyi uygulayamazsınız"

Birlik ve Dayanışma'dan Aile Hekimliği Yönetmeliği’ne tepki
Birlik ve Dayanışma'dan Aile Hekimliği Yönetmeliği’ne tepki
İçeriği Görüntüle

Eşitlik için Kadın Platformu’ndan (EŞİK) avukat Hülya Gülbahar ise gazeteci Rojda Altıntaş'a konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede, ilgili kanun maddesinin, alenen cinsel ilişki varsa uygulanabileceğini vurgulayarak, "Eğer cinsel ilişki yoksa, bu maddeyi uygulayamazsınız"dedi.

Avukat Gülbahar, şu ifadeleri kullandı:

“'Hayasızca hareketler’ maddesi 2005 yılında TCK’ya yerleştirilen bir maddeydi. Biz o zaman maddenin ilk haline itiraz ettik.

İlk halinde ‘vücudun herhangi bir bölgesinin örtülmemesi’ şeklinde düzenlenmişti.

Mücadele ettik ve maddenin kapsamının ‘teşhircilik’ ile ‘aleni cinsel ilişki’ kavramlarıyla daraltılmasını sağladık. O mücadele kısmı olarak başarılı oldu.

Maddeye göre alenen cinsel ilişki varsa uygulanabilir. Eğer cinsel ilişki yoksa, bu maddeyi uygulayamazsınız.”

Perihan Koca: “Kadın düşmanlığının tezahürü”

Milletvekili Perihan Koca, soruşturmanın siyasal bir baskı aracı olduğunu belirterek şunları söyledi:

“#Manifest grubuna açılan soruşturma, haftalardır Diyanet hutbeleri eliyle topluma boca edilen kadın düşmanlığının tezahürüdür. Kadınları korumayan, kadın cinayetlerine karşı kılını kıpırdatmayanlar, yine cezayı kadınlara kesmeye çalışıyor.”

Dr. Gamze Akkuş İlgezdi: “Hukuki değil, ideolojik”

CHP’li Dr. Gamze Akkuş İlgezdi de savcılığın girişimini şu sözlerle eleştirdi:

“Kadınların hayatına karışmayı ve onları susturmayı görev bilen bu anlayış, sanatın önünü kesmek istiyor. Manifest hakkında başlatılan soruşturma hukuki temelli değil, ideolojik bir ahlak bildirisi niteliğindedir. Kadın cinayetlerini önleyemeyen, kadına şiddeti durduramayan iktidar; kadınların yaşamına, bedenine ve sesine karışmayı görev biliyor.”

Toplumsal Tartışma Derinleşiyor

Manifest konseri üzerinden başlatılan soruşturma, Türkiye’de kadınların sanattaki varlığı ve ifade özgürlüğüne yönelik baskıları yeniden gündeme taşıdı. Kadın örgütleri ve muhalefet temsilcileri, soruşturmanın “kadınların yaşam biçimine müdahale” olduğunu vurgularken, “kadınların sanatını ve ifade özgürlüğünü hedef alan cinsiyetçi bir saldırı” değerlendirmesi yapıldı.

Kadınların her gün erkek şiddetine maruz bırakıldığını hatırlatan açıklamalarda, “kadınların konserleri değil, kadın cinayetlerinin soruşturulması gerektiği” mesajı öne çıktı.

Muhabir: Güven BOĞA