"Siyasal iktidarın gölgesinde büyüyen, iktidarın çıkarlarını gözeten sendikal yapılara karşı; Eşitlikçi, güvenceli, demokratik ve insan onuruna yaraşır bir çalışma yaşamı için mücadeleyi büyütmeye; kamu emekçilerinin haklarını her platformda savunmaya kararlıyız!"

KESK merkezinde düzenlenen Toplu Sözleşme taleplerine ilişkin basın açıklamasını KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz okudu.

Karagöz: “KESK Olarak 8. Dönem Toplu Sözleşme Sürecinde; Emekçilerin Sesi, Mücadelenin Güvencesi Olacağız” dedi.

KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz konuşmasına şu şekilde devam etti:

2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşme (TİS) sürecine girerken, bizler Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) olarak bir kez daha ülkenin dört bir yanında, emeğin ve emekçinin haklarını savunmak için mücadelemizi büyütüyoruz.

Bu kapsamda; Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Karadeniz, Ege ve Marmara olmak üzere dört koldan, toplam 30 ilde sahaya ineceğiz, işyerlerinde örgütlü kamu emekçilerinin taleplerini doğrudan toplayacağız, illerdeki emek ve meslek örgütleriyle, demokratik kitle örgütleriyle bir araya gelerek TİS mücadelesinin zeminini birlikte güçlendireceğiz.

KESK olarak, barışın kurumsallaşmasına katkı sunacak çabaları örgütleyeceğiz
KESK olarak, barışın kurumsallaşmasına katkı sunacak çabaları örgütleyeceğiz
İçeriği Görüntüle

Bu süreci yalnızca kendi örgütlü yapımızla sınırlamıyor; halktan, toplumdan ve dayanışma içinde olduğumuz tüm örgütlü kesimlerden aldığımız güçle yürütüyoruz. Her ilde topladığımız talepleri yerel basınla paylaşıyor, şeffaf ve katılımcı bir toplu sözleşme sürecinin ancak ortak akılla yürütülebileceğini savunuyoruz. Çünkü bizler çalışanı ve emeklisi olmak üzere en az 25 milyonluk bir kitleyiz ve geçinemiyoruz!

Temel Taleplerimiz Açık ve Net:

Bu toplu sözleşme döneminde kamu emekçilerinin yıllardır görmezden gelinen temel haklarını ve taleplerini kararlılıkla dile getiriyoruz. KESK olarak kamuoyuyla paylaşmayı gerekli gördüğümüz öncelikli taleplerimiz şunlardır:

  1. Grevli ve Toplu Sözleşmeli Sendikal Hak:
    Gerçek bir toplu sözleşme düzeni grev hakkı olmadan düşünülemez. 12 Eylül rejiminin ürünü olan mevcut sistem, sendikal faaliyetleri göstermelik hale getirmiştir. Bu nedenle grev hakkı anayasal güvence altına alınmalıdır.
  2. Güvenceli İş, Güvenli Gelecek:
    Kamuda istihdam edilen yüz binlerce sözleşmeli ve güvencesiz emekçi, geleceğini kaygıyla izlemektedir. Kadrolu, güvenceli istihdam derhal sağlanmalıdır.
  3. Emekli Olunabilir Bir Ücret Sistemi:
    Kamu çalışanlarının maaşını oluşturan ek ve yan ödemeler temel ücrete dâhil edilmeli, emeklilikte sefalet ücretine mahkûm edilen kamu emekçilerine insanca bir yaşam hakkı tanınmalıdır.
  4. Mülakatın Kaldırılması:
    Liyakati ve hakkaniyeti yok sayan mülakat uygulaması, yandaş kadrolaşmanın bir aracı haline gelmiştir. Tüm kamu atamaları, şeffaf, eşit ve yazılı sınava dayalı bir sistemle gerçekleştirilmelidir.
  5. Vergide Adaletin Sağlanması:
    Ücretliler üzerindeki ağır vergi yükü sürdürülemez hale gelmiştir. Dolaylı vergiler azaltılmalı, artan oranlı gelir vergisi sistemi adil biçimde yeniden düzenlenmelidir.
  6. 4688 Sayılı Yasanın Yeniden Düzenlenmesi:
    Emekçilerin gerçek temsilini engelleyen ve kamu sendikacılığını etkisizleştiren 4688 sayılı yasa, kamu emekçilerinin talepleri doğrultusunda demokratik ve özgürlükçü bir anlayışla yeniden yazılmalıdır.
  7. 1. Dereceye Gelmiş Tüm Kamu Emekçilerine 3600 Ek Gösterge:
    Unvan, kadro ya da hizmet sınıfı ayrımı yapılmaksızın, 1. dereceye ulaşmış tüm kamu emekçilerine 3600 ek gösterge hakkı tanınmalıdır. Bu düzenleme, hem çalışırken hem de emeklilikte mali haklarda iyileşme sağlayacak, adaletsizliklerin giderilmesi yolunda önemli bir adım olacaktır.
  8. Tüm kamu emekçileri en az yoksulluk sınırının (85000TL) üzerinde bir ücret almalıdır.

Türkiye’de Derinleşen Yoksulluk Gerçeği

KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES) AR-GE biriminin Haziran 2025 verilerine göre:

  • Açlık sınırı: 35.000 TL
  • Yoksulluk sınırı: 85.000 TL

Ancak kamu emekçileri bugün yoksulluk sınırının yarısı kadar bir ücretle yaşamaya çalışmakta, emekli olduklarında ise açlık sınırının dahi altında maaşlara mahkûm edilmektedir. Bu, yalnızca kamu emekçilerinin değil; çiftçinin, esnafın, hayvancılıkla uğraşanın, işçinin ve emeklinin de ortak kaderidir.

Bugün ülkemizde çiftçi mazot alamaz, üretici ürününü değerinde satamaz, esnaf ise siftah yapmadan kepenk kapatır duruma gelmiştir.

Krizlerin Faturası Halka, Kaynaklar Patronlara

Türkiye, bir dönem “dünyanın 16. büyük ekonomisi” olarak tanıtılırken, bugün halkına yoksulluğu, sefalet ücretlerini ve güvencesizliği reva görmektedir.

Bugün uygulanan ekonomi politikaları iktidarın Mehmet Şimşek eliyle dayattığı noeliberal IMF politikalarının güncellenmiş halidir.

Bu programlar; sermayeyi ihya eden, emeği yok sayan, zengini daha zengin yapan, emekçiye ise sefalet dayatan politikalardır.

Biz bu düzene itiraz ediyor, emeğin hakları için örgütleniyoruz!

1 Ağustos’ta Taleplerimizle Çalışma Bakanlığı Önündeyiz!

KESK olarak, 16 Temmuz – 1 Ağustos tarihleri arasında yürüttüğümüz saha çalışmaları sonrasında, kamu emekçilerinden ve örgütlü toplum kesimlerinden topladığımız talepleri;

1 Ağustos 2025 tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde kuracağımız alternatif TİS masasında taleplerimizi kamuoyuyla ve basınla paylaşacağız.

Unutulmamalıdır ki:
Toplu Sözleşme Masası, yandaşların masası değil, emeğin mücadele alanıdır!

Siyasal iktidarın gölgesinde büyüyen, iktidarın çıkarlarını gözeten sendikal yapılara karşı; Eşitlikçi, güvenceli, demokratik ve insan onuruna yaraşır bir çalışma yaşamı için mücadeleyi büyütmeye; kamu emekçilerinin haklarını her platformda savunmaya kararlıyız!

KESK olarak kamu emekçilerinin sesi, vicdanı ve mücadele gücü olmaya devam edeceğiz.

Eylem takvimimizi ve örgütlenme süreçlerimizi önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşmayı sürdüreceğiz. Emekçilere, esnafa, köylüye, gençlere, kadınlara sırtını, patronlara ve rantiyeye yüzünü dönmüş bu iktidara karşı, Anadolu’ya yayılarak EMEKÇİLERİN TALEPLERİNİ ANKARA’YA TAŞIYACAĞIZ !

Tüm kamu emekçilerini, bu vesile ile ekmeklerinden, geleceklerinden eden bu sefalet tuzağına karşı, itiraz etmeye, mücadelemizde birleşmeye davet ediyoruz.

Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz! Yaşasın örgütlü mücadelemiz! Yaşasın KESK!

Son Sözümüz şudur: Biz kazanacağız! Emek Mücadelemiz Kazanacak!

Muhabir: Güven BOĞA