DEM Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Zeki İrmez, düzenlediği basın toplantısında Şırnak’ın karşı karşıya olduğu çok yönlü ve derinleşen krizleri kamuoyuyla paylaştı. Sağlıktan eğitime, tarımdan ulaşıma, idari yapının işleyişinden çevresel yıkıma kadar her alanda Şırnak’ın adeta bir “sorunlar yumağına” dönüştürüldüğünü ifade eden İrmez, özellikle iki hayati meseleye dikkat çekti: Doğaya açılan savaş ve bölge halkının işsizlik ile yoksulluğa mahkûm edilmesi.
“PEMBE TABLO YOK”
Milletvekili İrmez, bazı medya organları ve yetkililer tarafından Şırnak hakkında sunulan “pembe tablo”yu gerçek dışı olarak nitelendirerek şöyle konuştu:
“Şırnak’ta yaşanan doğa ve yaşam kıyımının adı, ‘doğasızlaştırma stratejisidir.’ Bu strateji, güvenlikçi politikaların gölgesinde yürütülen, her türlü ekolojik tahribatı meşrulaştırmayı hedefleyen bir yıkım planıdır. Medya aracılığıyla hakikatler çarpıtılmakta, yurttaş kandırılmakta, doğa talanı ise gizlenmektedir.”
İrmez, televizyonlarda ve gazetelerde Şırnak’ın “yükselen yıldız” ilan edildiğini, ormanlarının, nehirlerinin ve dağlarının güzellemelerle süslendiğini, fakat bu gösterimlerin gerçekleri yansıtmadığını belirtti:
“Görünen o ki Şırnak şahlanıyor! Vali, şirketler, Enerji Bakanı mutlu… Ama halk için değişen hiçbir şey yok. Bu sahneyi daha önce de yaşadık: Barajlarla yok edilen coğrafyamızda, ormana dönüştürülen turistik tesislerde, özelleştirilen yaşam alanlarımızda...”
DOĞA TALANI VE AĞAÇ KIYIMI
Şırnak’ta ve ilçelerinde yaklaşık 30 ayrı bölgede ağaç kesiminin sürdüğünü belirten İrmez, bu kıyımın “gençleştirme” adı altında meşrulaştırıldığını ve silahlı gözetim altında gerçekleştiğini söyledi:
“Cudi’de, Besta’da yaşayan köylülerden baskı ve şantajla alınan vekâletler kullanılarak hukuka uygunluk gösterilmeye çalışılıyor. Kesim yapılan yerler çoğunlukla ‘özel güvenlik bölgesi’ ilan edilmiş alanlar. Her 15 günde bir yenilenen bu yasaklar nedeniyle yurttaşlar olup biteni denetleyemiyor.”
İrmez, bu uygulamaların Türkiye’nin başka hiçbir yerinde olmadığına dikkat çekerek, Şırnak’a yönelik politikaların fütursuzca sürdürüldüğünü vurguladı.
DOĞADAKİ CANLILAR YOK OLUYOR
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın Anadolu Parsı görüntülerini servis etmesine de değinen İrmez, bu canlıların yaşam alanlarının Cudi ve Gabar olduğunu, ancak bu alanların da tahrip edildiğini ifade etti:
“İktidar, yalnızca insanlara değil, doğada yaşayan tüm canlılara da düşmanlık yapmaktadır.”
PETROLÜN HALKA FAYDASI YOK
Şırnak’ın “petrol şehri” olarak sunulmasının, halkı yanıltmaya dönük bir başka propaganda olduğunu vurgulayan İrmez, çıkarılan petrolün halka hiçbir fayda sağlamadığını, aksine doğayı ve işçileri tehdit ettiğini belirtti:
“Petrol arama sürecinde yapılan patlamalar doğaya büyük zarar veriyor. Elde edilen gelirin Şırnak’a katkısı yok. Çalışan mühendisler 24 saatlik vardiyalarla mobbinge uğruyor, iş kazaları yaşanıyor. Bu süreçte rant hırsı, ekolojik yıkımı derinleştiriyor.”
İŞSİZLİK VE YOKSULLUK DERİNLEŞİYOR
Türkiye’nin en genç ikinci nüfusuna sahip olan Şırnak’ta geçici İŞKUR istihdamları dışında kalıcı hiçbir çözüm üretilmediğini dile getiren İrmez, TÜİK’in verileriyle yaratılmaya çalışılan iyimser tablonun halkın gerçekliğiyle bağdaşmadığını belirtti:
“Organize sanayi bölgesinde kuş uçmuyor! Tarım ve hayvancılık bitmiş, mera alanlarına giriş yasaklanmış. Medyada Şırnak’ın şahlandığı yazılıyor ama biz gerçeği yaşıyoruz: İşsizlik, sefalet, göçe mecbur bırakılmışlık.”
ŞIRNAK HALKI GERÇEKLERİ BİLİYOR
DEM Parti Şırnak Milletvekili Mehmet Zeki İrmez, Şırnak’ta yürütülen doğa ve insan kıyımına karşı toplumu bilgilendirmeye devam edeceklerini belirterek, kamuoyuna şu çağrıda bulundu:
“Tablo karanlık olabilir. Ama biz bu karanlığı aydınlatmak için mücadele ediyoruz. Barışın konuşulduğu bu dönemde, doğaya ve insana karşı yürütülen savaş durdurulmalıdır. Biz, sadece sürdürülebilir doğa politikaları değil, yaşanabilir bir hayat istiyoruz.”
ACİL TALEPLERİMİZ ŞUNLARDIR:
-
Ağaç kesimleri derhal durdurulmalıdır.
-
Maden ocakları şeffaf biçimde denetlenmelidir.
-
15 günde bir yenilenen “özel güvenlik bölgesi” yasaklarına son verilmelidir.
-
Petrol aramaları bilimsel esaslara dayanmalı ve çevresel yıkım önlenmelidir.
-
Kalıcı ve adil istihdam modelleri geliştirilmeli, geçici çözümlerle halk oyalanmamalıdır.
-
Medya ve devlet kurumları, hakikatleri çarpıtmak yerine gerçekleri açıklamalıdır.