"Bugün barış ve demokrasi iddiasında bulunuyorsak bunun gereği de yapılmak zorundadır. Tüm bu hukuksuzluklara, siyasal baskı düzenine ve emekçilere yönelmiş bu haksızlığa son verilmelidir.  Sendikal faaliyet yürüttüğü, kadın mücadelesine destek verdiği, düşünce ve ifade özgürlüğü kullandığı için ihraç edilen emekçiler görevlerine iade edilmelidir."

KESK Mersin Şubeler Platformu Adına Dönem Sözcüsü Mahmut Sümbül: Barış, Demokrasi Ve Adalet İçin: KHK’ler İptal Edilsin, Haksız Bir Şekilde Görevinden İhraç Edilen Emekçiler Görevlerine İade Edilsin!

KESK Mersin Şubeler Platformu, OHAL KHK’leriyle görevinden ihraç edilen emekçilerin göreve iade edilmesi talebiyle Pozcu GMK Bulvarı’nda basın açıklaması yaptı.

Basın metni platform KESK dönem sözcüsü Mahmut Sümbül okudu.

Sümbül: “Bugün barışın, yeniden inşa edilmesi gereken, demokrasinin ve toplumsal adaletin konuşulduğu bir dönemdeyiz. Toplumsal barışın önünü açmak, hakikatle yüzleşmek, geçmişin ağır yüklerini taşımamak için atılması gereken önemli adımlardan biri de OHAL KHK’leriyle hukuksuzca ihraç edilen emekçilerin görevlerine iadesidir” dedi.

KESK olarak, barışın kurumsallaşmasına katkı sunacak çabaları örgütleyeceğiz
KESK olarak, barışın kurumsallaşmasına katkı sunacak çabaları örgütleyeceğiz
İçeriği Görüntüle

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) olarak başından beri söylediğimiz gibi, 15 Temmuz sonrasında ilan edilen OHAL in sonuçları  iktidarın siyasal gündem ve ihtiyaçları doğrultusunda genişleyerek bir çok kesim ile birlikte KESK üyesi kamu emekçilerinin de görevinden ihraç edilmesine sebep olmuştur. Askeri veya sivil her türlü darbeye ve antidemokratik -toplum karşıtı uygulamaların tam karşısında yer almış KESK üyelerinin de  görevden ihraç edilmesi  emek, demokrasi ve barış talebine karşı bastırma girişimi olarak açığa çıkmıştır. Bugün olduğu gibi geçmişte de barışı savunan, adalet için mücadele eden, onurlu bir yaşamdan, emekten yana tavır alan KESK üyelerine uygulanan bu adaletsizlik bir an önce sonlandırılmalıdır.

Ekran Görüntüsü 2025 06 26 111744

Bu sürecin en simgesel örneklerinden biri, sadece barışı savundukları için üniversiteden uzaklaştırılan ve kamu görevinden çıkarılan barış akademisyenleri olmuştur. Barış istemek suç değildir. Tam tersine bu ülkenin en temel ihtiyacıdır. ‘’Bu suça ortak olmayacağız’’ bildirisine imza atan akademisyenler toplumun ve akademinin vicdanı olmuştur. Ancak bu vicdani ses yıllardır iktidar tarafından bastırılmış, üniversiteler susturulmuş, bilimsel özerklik yok edilmiştir. Başta anayasa mahkemesi olmak üzere birçok mahkeme kararı keyfi biçimde uygulanmamış, beraat eden ve görevine iade kararı alanlar dahi görevlerine başlatılmamıştır.

Bugün barış ve demokrasi iddiasında bulunuyorsak bunun gereği de yapılmak zorundadır. Tüm bu hukuksuzluklara, siyasal baskı düzenine ve emekçilere yönelmiş bu haksızlığa son verilmelidir.  Sendikal faaliyet yürüttüğü, kadın mücadelesine destek verdiği, düşünce ve ifade özgürlüğü kullandığı için ihraç edilen emekçiler görevlerine iade edilmelidir. Bu iade sadece göreve dönüş değil aynı zamanda toplumun ve kamu vicdanının da onarımı anlamına gelecektir.

Çünkü bu üyelerimiz aydınlık bir geleceği, bilimsel özgürlüğü, toplumsal barışı ve eşitliği savunmuşlardır. Ve bugün de açığa çıkmıştır ki bu ülkenin geleceği ancak bu değerler üzerinden inşa edilebilir.

Ohal komisyonu uygulaması ile hukuk yolu uzun bir süre kapalı tutulmuş,  5 yıl sonra açılan hukuk yolu ise yargı üzerinde gelişmiş olan siyasi baskı sebebi ile neredeyse işleyemez duruma gelmiştir. Toplumda gelişen hukuka güvensizlik çeşitli toplumsal problemler ile birlikte derin bir ekonomik krize de yol açmıştır. Yıllardır aşılamayan bu ekonomik kriz emekçileri gün geçtikçe yoksullaştırmış, işsizlik oranının görülmedik düzeylere ulaşmasına sebep olmuştur.

Yaşanan toplumsal kaosun iyileştirilmesi için yeniden hukuk zemini tesis edilmeli ve toplumsal adalet için adımlar atılmalıdır. Tüm bunların oluşabilmesi için barış ortamına ihtiyaç vardır.

Hukuki olarak karşılığı olmayan uydurma gerekçelerle ihraç edilmiş tüm arkadaşlarımız tüm hakları ile birlikte görevlerine iade edilmelidir.

Hukuksuzca görevinden ihraç edilen son arkadaşımız iade edilene kadar adalet mücadelemiz sürecektir.

Bıkmadan usanmadan her seferinde daha yüksek sesle haykıracağız.

Savaşa karşı onurlu bir barışı

Ölüme karşı yaşamı

Tekçiliğe karşı çoğulculuğu

Karanlığa karşı aydınlığı savunduk, savunmaya devam edeceğiz.

KESK’li ihraçlar onurumuzdur!

Yaşasın örgütlü mücadelemiz, yaşasın KESK!

Muhabir: Güven BOĞA