Türkiye, demokratik hakların ve ifade özgürlüğünün her geçen gün daha da daraldığı, siyasal muhalefetin yargı sopasıyla bastırılmaya çalışıldığı karanlık bir süreçten geçiyor.
İmamoğlu soruşturmaları, muhalefete yönelik baskılar ve adalet sistemine dair endişeleri yeniden gündeme taşıdı
Türkiye’de ifade ve gösteri özgürlüğüne dair kaygıların arttığı bir dönemde, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen iki ayrı soruşturma kapsamında 31 Ocak 2025’te İstanbul Adalet Sarayı önünde yaşanan olaylarla ilgili hazırlanan iddianame kamuoyuna yansıdı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tamamlanan soruşturma sonucunda, aralarında CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve kardeşi Özkan Çelik’in de bulunduğu 26 kişi hakkında toplamda 15 yıl 6 aya kadar hapis cezası istendi.
Adliye Önündeki Müdahalenin Ardından Soruşturma Başlatıldı
31 Ocak 2025 tarihinde, Ekrem İmamoğlu’nun ifade vermek üzere Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’na geldiği sırada, bina önünde toplanan kalabalığa güvenlik güçleri müdahalede bulundu. Olaylar sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 5 polis memuru müşteki, 26 kişi ise sanık olarak iddianamede yer aldı.
Savcılık tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklara yöneltilen suçlamalar şunlar oldu:
-
Görevi Yaptırmamak İçin Direnme
-
Kanuna Aykırı Toplantı ve Yürüyüşlere Silahsız Katılarak İhtara Rağmen Kendiliğinden Dağılmama
-
Kasten Yaralama
-
Kamu Malına Zarar Verme
İddianame kapsamında sanıklar için 3 yıl 7 aydan başlayıp 15 yıl 6 aya kadar değişen hapis cezaları talep edildi.
İfade ve Toplanma Özgürlüğü Tartışmaları Yeniden Gündemde
İddianamenin kamuoyuna yansıması, özellikle muhalefet temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve hukuk çevrelerinde toplanma ve gösteri yapma hakkına dair ihlaller ile yargının siyasallaşması yönündeki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Eleştiriler, yargının bağımsızlığına gölge düştüğü ve özellikle muhalif siyasetçiler ile toplumun muhalif kesimlerine yönelik “cezalandırıcı” bir hukuk pratiğinin yaygınlaştığı yönünde yoğunlaşıyor.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik hakkında istenen ceza, Türkiye’de muhalefet üzerinde artan yargı baskısının son halkası olarak değerlendirilirken, Ekrem İmamoğlu hakkında devam eden diğer soruşturmalarla birlikte siyasi iklim üzerindeki gerilimi de artırıyor.
Süreç Ne Anlama Geliyor?
2023 yerel seçimlerinden bu yana özellikle büyükşehir belediyeleri ve muhalefet belediye başkanları üzerinde yoğunlaşan soruşturmalar ve görevden alma girişimleri, ulusal ve uluslararası düzeyde Türkiye’de demokratik gerileme ve ifade özgürlüğü ihlalleri bağlamında gündeme geliyor.
Son iddianame ile birlikte;
-
Siyasetçilerin, özellikle seçimle iş başına gelen muhalefet temsilcilerinin,
-
Demokratik haklar çerçevesinde yapılan basın açıklaması, protesto ve destek eylemlerine katılan yurttaşların,
-
Gazetecilerin ve hak savunucularının
adli yaptırımlarla karşı karşıya kalma riski bir kez daha görünür hale geldi.
Takip Edilecek Süreç
26 kişi hakkında hazırlanan iddianame İstanbul’daki ilgili ağır ceza mahkemesine sunuldu. Mahkemece kabul edilmesi durumunda yargılama süreci başlayacak. Dava, Türkiye’de hukuk devleti ilkesinin işlerliği, adalet sisteminin tarafsızlığı ve demokratik muhalefetin önündeki engeller bakımından dikkatle izleniyor.