Fransa'nın Nazi Almanyası'na karşı zaferini kutladığı 8 Mayıs 1945 günü, Cezayir'in doğusundaki Sétif kentinde başlayan ve Guelma ile Kherrata'ya da yayılan kanlı baskılar, sömürge yönetiminin karanlık yüzünü bir kez daha tüm açıklığıyla gözler önüne sermiştir.
Bugün 80. yılına giren bu vahşi katliamlar, Fransa'nın “özgürlük, eşitlik ve kardeşlik” ilkeleriyle çelişen kolonyal politikalarının trajik bir göstergesidir. Cezayir halkının, Nazi işgaline karşı verilen savaşta canı ve kanıyla müttefik cephede yer almasına rağmen, anavatanlarında uğradığı baskı, aşağılanma ve yok sayılma; halkın özgürlük arayışını daha da büyütmüştür.
8 Mayıs 1945 sabahı, Sétif’te yaklaşık 10 bin kişilik bir grup, Nazizm’e karşı kazanılan zaferi kutlamak üzere toplandı. Ancak Cezayir bayrakları ve özgürlük sloganlarıyla meydanlara çıkan kitleye Fransız polisinin ateş açmasıyla başlayan olaylar, birkaç saat içinde tam anlamıyla bir katliama dönüştü. Fransız ordusu, polis kuvvetleri ve Avrupa kökenli yerleşimcilerin oluşturduğu silahlı milisler; yalnızca göstericileri değil, çevre köylerdeki sivil halkı da hedef alarak sistematik bir imha süreci başlattı.
Fransız resmi makamları, olaylarda 1.500 Cezayirli ve 103 Avrupalı’nın öldüğünü açıklarken, Cezayirli kaynaklar ve çeşitli tarihçiler bu sayının 20 ila 45 bin arasında olduğunu ifade etmektedir. ABD istihbaratı ise dönemin belgelerinde ölü sayısının 30 bin civarında olduğunu bildirmiştir. Havadan bombardıman, toplu infazlar, yargısız tutuklamalar ve diri diri uçurumlara atılan sivillerin anlatıları, bu sürecin soykırım boyutlarına vardığını açıkça göstermektedir.
Bir Ulusun Uyanışı: Direnişin Ateşi Bu Katliamlarla Yakıldı
Sétif, Guelma ve Kherrata'daki baskı dalgası, Cezayir halkının Fransız sömürgeciliğine karşı başlattığı özgürlük mücadelesinde bir dönüm noktası oldu. Katliamdan birkaç yıl sonra, 1954'te başlayan Cezayir Kurtuluş Savaşı’nın tohumları, işte bu günlerde atıldı. Milyonlarca Cezayirli’nin yaşadığı travma ve uğradığı adaletsizlik, barışçıl yollarla çözüm arayan bağımsızlık yanlısı akımların silahlı direnişe yönelmesine neden oldu.
80 Yıl Sonra: Tanıma Var, Özür Yok
Fransa, 2005 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın girişimiyle ilk kez Sétif Katliamı’nı “affedilemez bir trajedi” olarak tanıdı. 2008’de Fransa’nın Cezayir Büyükelçisi Bernard Bajolet, Fransız yetkililerin “ölümcül deliliğin” sorumluluğunu taşıdığını kabul etti. Ancak bugüne dek hiçbir Fransız Cumhurbaşkanı, Cezayir halkından açık biçimde özür dilemedi. 2020 yılından itibaren ise 8 Mayıs, Cezayir'de “Ulusal Anma Günü” olarak kabul edilmektedir.
Fransa ile Cezayir arasındaki ortak tarih çalışmaları son dönemde siyasi gerilimler nedeniyle askıya alınmış olsa da, iki ülkenin halkları arasında adalet ve ortak hafıza temelinde kurulacak barışçıl ilişkiler her zamankinden daha fazla önem taşımaktadır.
Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun’un sözleriyle ifade edecek olursak:
“8 Mayıs anması, Cezayirlilerin özgürlük ve onur uğruna çıplak elleriyle bir zalime karşı yürüdüğü günlerin hatırasıdır. Fransız sömürgeciliği, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.”
Sétif Katliamı, sadece Cezayir halkının değil, sömürgecilik mağduru tüm halkların tarihsel hafızasında silinmez bir yara olarak yaşamaya devam etmektedir. 80 yıl sonra bile bu yarayı sarmanın ilk adımı, yüzleşmekten ve tarihsel sorumluluğu kabul etmekten geçmektedir.
KRONOLOJİK ÖZET: SÉTİF, GUELMA VE KHERRATA KATLİAMLARI
-
8 Mayıs 1945: Sétif'te Nazi Almanyası’na karşı kazanılan zafer kutlamaları sırasında Cezayir bayrakları taşıyan göstericilere polis ateş açtı. Şiddet olayları başladı.
-
8 Mayıs – Haziran 1945: Fransız ordusu ve yerleşimciler tarafından Guelma, Kherrata ve çevresinde geniş çaplı askeri operasyonlar, bombardımanlar ve infazlar gerçekleştirildi.
-
1945 yazı: Fransız yetkililer, 1.500 Cezayirli ve 103 Avrupalının öldüğünü açıkladı. Cezayirli kaynaklar ölü sayısını 45.000 olarak belirtti.
-
1962: Cezayir, 8 yıllık kanlı bir savaşın ardından bağımsızlığını kazandı. Sétif Katliamı, bu mücadelenin sembol olaylarından biri olarak anılmaya başlandı.
-
2005: Fransa, ilk kez katliamı "affedilemez trajedi" olarak tanıdı.
-
2020: Cezayir'de 8 Mayıs, “Ulusal Anma Günü” ilan edildi.
-
2025: Sétif, Guelma ve Kherrata katliamlarının 80. yılı çeşitli etkinliklerle anıldı; Fransa'dan gelen parlamenterler anma törenlerine katıldı.