Son yıllarda inhaler ilaç tedavisiyle astıma bağlı ölümler azaldı

Dünya Astım Günü nedeniyle açıklama yapan Solunum Derneği (TÜSAD), dünyada 334 milyon, Türkiye’de ise yaklaşık 4 milyon astım hastası olduğuna dikkat çekti. Astımın tüm dünyada yaş ayırt etmeksizin, en yaygın görülen kronik hastalıklardan biri olduğunu hatırlatan TÜSAD Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Kurtuluş Aksu, “Astım hastalığının gerek hastalar gerekse de aileler ve toplum üzerine olan yükü düşük ve orta gelirli ülkelerde çok daha belirgin. Çünkü bu ülkelerde tedaviye ulaşım yetersiz. Son yıllarda astıma bağlı ölümlerde inhale kortikosteroid kullanımındaki artışa bağlı olarak azalma var” dedi.

Her yıl mayıs ayının ilk salı günü olarak kabul edilen Dünya Astım Günü ile farkındalığın artırılması amaçlanıyor. Çünkü solunum yollarını tıkayan ve nefes almayı zorlaştıran astım, en sık görülen kronik hastalıklardan biri.  Astımın tüm dünyada yaş ayırt etmeksizin çok yaygın olduğunu belirten Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), görülme sıklığının dünya genelinde arttığına da dikkat çekiyor. TÜSAD’ın hatırlattığı verilere göre; dünya genelinde tahmini 334 milyon astım hastası bulunuyor ve 2025 yılında bu sayının 400 milyona ulaşması bekleniyor. TÜSAD, bu artışta çalışma koşullarının da etkisi bulunduğuna dikkat çekiyor. 3 Mayıs Dünya Astım Günü nedeniyle bir açıklama yapan TÜSAD Astım ve Alerji Çalışma Grubu, özellikle erişkin yaştaki astım hastalığının yüzde 5 ile yüzde 20 arasına değişen oranlarda mesleki maruziyetle ilgili olduğu bilgisini paylaştı.

TÜRKİYE’DE YAKLAŞIK 4 MİLYON ASTIM HASTASI VAR

Ülkemizde yaklaşık 4 milyon astımlı kişi olduğu yönündeki tahmini aktaran TÜSAD Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Kurtuluş Aksu, hastalığın görülme sıklığıyla ilgili şu bilgileri verdi: “Astım, prevalansı, yani görülme sıklığı dünya genelinde artan bir hastalık. Astımın görülme sıklığı ülkelere göre yüzde 1 ila 18 arasında değişiyor. Hastalık gelişmiş ülkelerde çok daha sık görülürken, gelişmekte olan ülkelerde bu rakam en az seviyelere düşebiliyor. Bunun nedeninin yoksulluk nedeniyle sağlık merkezlerine ulaşımdaki zorluk ve tanı alamamak olduğu düşünülmektedir. Astım görülme sıklığı çoğu gelişmiş ülkede günümüzde stabil veya azalma eğiliminde iken gelişmekte olan ülkelerde batılı tarzı yaşam değişikliği nedeniyle hızlı bir artış gösteriyor.”

KADINLARDA GÖRÜLME SIKLIĞI DAHA YÜKSEK

Aksu, astım görülme sıklığının cinsiyetlere göre dağılımı konusunda da şu istatistikleri aktardı: “Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Türkiye Kronik Hastalıklar ve Risk Faktörleri Sıklığı Çalışması’na göre; doktor tarafından tanı konmuş yaşa ve cinsiyete standardize astım sıklığı %4,5 (erkeklerde %2,8, kadınlarda %6,2) olarak bulunmuştur. Çocukluk yaş grubunda erkek çocuklarda astım görülme sıklığı kız çocuklara göre daha fazla iken erişkinlerde ise kadınlarda astım sıklığı erkeklere göre yüzde 20 daha yüksek.”

“Yeni tanı alan erişkin astımlıların yüzde 5–20’si mesleksel maruziyet ile ilişkili” diyen Aksu, şu uyarıyı da yaptı: “Özellikle yeni tanı konulan ve uygun tedaviye karşın şikayetlerinde yeterli kontrolün sağlanamadığı astımlı olgularda meslek öyküsü, maruziyetler ve hobiler detaylı şekilde sorgulanmalı.  Kişiler işyerinden uzaklaştığında belirtilerde düzelme oluyorsa, mesleki astım akla gelmeli.”

HIRILTI, NEFES DARLIĞI VE ÖKSÜRÜĞE DİKKAT!

Astımın belli başlı belirtileri ve tanı konma süreciyle ilgili bilgi veren Aksu, şunları paylaştı: “Astımın varlığı ve şiddeti zaman içinde değişkenlik gösteren hışıltı, nefes darlığı, göğüste sıkışıklık ve öksürük gibi solunumsal yakınmalarla beraber değişken hava akımı kısıtlanmasıyla kendini gösterir. Astım tanısı hastanın öyküsü, yapılan fizik muayene ve akciğer fonksiyonlarının değerlendirilmesi ile konulur. Bir arada görülen hışıltılı solunum, nefes darlığı, göğüste sıkışıklık ve öksürük astımın en belirgin şikayetleri arasındadır. Astıma bağlı şikayetler geceleri veya sabaha karşı kötüleşebilir ya da şikayetlerin şiddeti viral enfeksiyonlar, egzersiz, alerjen maruziyeti, hava değişiklikleri, gülme krizi, duman ve güçlü kokularla tetiklenebilir. Astım, semptomatik döneme kadar fiziki muayenede hiç bulgu vermeyebilir. Hava akımı kısıtlanmasına bağlı olarak ortaya çıkan ekspiryum uzaması ve stetoskopla yapılan dinlemede hışıltılı solunum (wheezing) duyulması, astımın en sık görülen belirtisidir.”

TEDAVİ SAYESİNDE ASTIMA BAĞLI ÖLÜMLER AZALDI

Son yıllarda astıma bağlı ölümlerde inhaler yolla ilaç (kortikosteroid) kullanımının yaygınlaşması nedeniyle azalma meydana geldiğini aktaran Aksu, bu hastalığın gelişmişlik ile olan bağlantısını da şöyle aktardı: “Astımın hastalar, aileler ve toplum üzerine olan yükü düşük ve orta gelirli ülkelerde çok daha belirgin. Çünkü bu ülkelerde tedaviye ulaşım yetersiz. Ayrıca, göçmenler üzerinde yapılan çalışmalarda düşük astım prevalansı olan ülkelerden, yüksek astım prevalansı olan ülkelere göç eden kişilerde astım prevalansının yıllar içerisinde arttığı gözleniyor.”

TÜSAD HAKKINDA

Göğüs hastalıkları alanında ülkemizin ilk bilimsel meslek kuruluşu olarak 22 Haziran 1970 yılında İstanbul’da kurulan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), halen Türkiye genelindeki 5,000’e yakın üyesi ile “halkın akciğer sağlığını korumak” amacı doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor. Toplumsal ve mesleki eğitimi, araştırmaları destekleyerek halk sağlığının korunmasına yönelik faaliyetler yürüten TÜSAD, “Tükenmeyen bir nefesle” sloganı ile 53 yıllık geçmişinde 44 ulusal kongre, sayısız bilimsel toplantı, sempozyum, iki dünya kongresi ile bilinçlendirme ve farkındalık projelerine imza attı.

Editör: Haber Merkezi