Yapay Zekâ Çağında Çocukların Hakları Tehlikede mi? UNICEF, Genç Liderlerle Geleceği Tartışıyor
Günümüzün hızla değişen teknolojik ortamında, Yapay Zekâ (YZ) yalnızca sanayi ve ekonomi alanlarını değil, toplumların tamamını dönüştürme gücüne sahip. Ancak bu devrim niteliğindeki gelişmeler çocuklar için ne anlama geliyor? YZ'nin çocukların hakları, refahı ve gelecekleri üzerindeki etkileri her zamankinden daha acil bir şekilde tartışılması gereken bir konu haline geldi.
UNICEF, bu kritik soruları yanıtlamak amacıyla kuşaklar arası ilham verici bir sohbet düzenledi. Konuşmacılar, UNICEF Innocenti Direktörü Bo Viktor Nylund ve 18 yaşındaki UNICEF Genç Vizyonerler Üyesi Selin Ozgursoy oldu. Söyleşide, YZ'nin çocuklara sunduğu fırsatlar ve beraberinde getirdiği riskler tüm yönleriyle ele alındı.
YZ'nin Sağlık ve Eğitimdeki Dönüştürücü Gücü
Bo Viktor Nylund, YZ'nin çocuk sağlığı ve eğitimi alanlarında çığır açabilecek potansiyele sahip olduğunu belirtti. Dijital ikiz teknolojilerinin ebeveynlere çocuklarının aşı takviminden beslenme düzenine kadar pek çok konuda yardımcı olabileceğini söyleyen Nylund, özellikle Afrika gibi bölgelerde eğitim sisteminin yetersiz kaldığını ve YZ destekli bireyselleştirilmiş öğrenme sistemlerinin bu açığı kapatabileceğini vurguladı.
Selin Ozgursoy: “Eğitimde Evrensel Hak Bilinci Yaratabiliriz”
YZ’yi günlük hayatının bir parçası haline getirmiş bir genç olarak Selin Ozgursoy, yapay zekânın öğrenme süreçlerini daha etkileşimli ve kişiye özel hale getirebileceğini belirtti. Ayrıca, YZ’nin küresel bir etik ve haklar bilinci oluşturma potansiyeline dikkat çekti: "Tüm çocuklar temel hakları öğrenebilecek; bu, toplumsal eşitsizlikleri azaltmada büyük rol oynayabilir."
Ancak Riskler de Büyük: Önyargılar, Dijital Eşitsizlik ve Güvenlik Sorunları
Her iki konuşmacı da YZ’nin taşıdığı risklere dikkat çekti. Selin Ozgursoy, YZ sistemlerinin geliştiricilerinin taşıdığı önyargıların çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini, özellikle azınlık grupların dışlanabileceğini belirtti. Nylund ise bu sorunların başında hâlâ temel internete erişim eksikliğinin geldiğini ifade etti: “Erişim olmadan adaleti konuşamayız.”
Çözüm: Çocukların Katılımı ve Güçlü Düzenlemeler
UNICEF’e göre çözüm; çocukların YZ geliştirme süreçlerine aktif olarak katılımı, çeşitli ve kapsayıcı veri setleri kullanılması, hükümetlerin ve özel sektörün birlikte çalışarak şeffaf ve çocuk haklarını önceleyen sistemler kurmasıyla mümkün olabilir. Selin, bu noktada dijital okuryazarlığın küçük yaşlardan itibaren verilmesinin önemine dikkat çekti.
2050 Vizyonu: Eşitlikçi ve Kapsayıcı Bir YZ Düzeni
Söyleşinin sonunda her iki konuşmacı da 2050 yılına dair umutlarını paylaştı. Selin Ozgursoy, “Gelecekte YZ; eğitim, sağlık ve güvenlik alanlarında çocukların en büyük destekçisi olabilir. Ancak bunun için gençlerin vizyonuna ihtiyaç var,” dedi. Bo Viktor Nylund ise, kamu hizmetlerinin YZ ile kişiselleştirilerek her çocuğun bireysel ihtiyaçlarına göre şekillendirileceği bir gelecek hayal ettiğini söyledi.
UNICEF, bu söyleşiyle, teknolojinin çocuklar üzerindeki etkilerini yalnızca teknik bir mesele değil, aynı zamanda insan hakları perspektifiyle değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Çocukları korumak ve güçlendirmek için YZ çağında doğru soruları sormak, şeffaflık, katılım ve güvenliğe dayalı bir gelecek kurmak her zamankinden daha büyük bir sorumluluk haline geliyor.