DİSK/Genel-İş Mersin Şubesi, Türkiye işçi sınıfı tarihinin en büyük direnişlerinden biri olan 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi’nin 55. yılında Özgür Çocuk Parkı’nda düzenlediği basın açıklamasıyla hem anma yaptı hem de iktidara mesaj verdi. Açıklamaya emek ve demokrasi güçleri de destek verdi.
Kemal Göksoy: “Yeni 15-16 Haziranlar İçin Örgütlenmek Şart!”
Basın açıklamasını okuyan DİSK Genel-İş Mersin Şube Başkanı ve Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy, işçilerin yaşadığı ekonomik ve demokratik krizlere dikkat çekti. Göksoy, “Ekmek, adalet ve hürriyet mücadelesini kazanmak için yeni 15-16 Haziran'lar; yeni 15-16 Haziran'lar için örgütlenmek şart!" diyerek çağrı yaptı.
“Bu Zor Günleri Nasıl Aşacağımızı 1970'teki Direniş Gösteriyor”
Göksoy, Türkiye'nin içinden geçtiği ekonomik ve siyasal tabloyu şöyle özetledi:
-
Enflasyon karşısında maaşlar eriyor, ekmek her gün küçülüyor.
-
Grev, sendika, seçme ve seçilme hakkı dâhil olmak üzere birçok temel hak tehdit altında.
-
Türkiye, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu verilerine göre, işçi haklarının en kötü olduğu 10 ülke arasında.
Göksoy, bu tablo karşısında 15-16 Haziran 1970’in gösterdiği mücadele ruhunun bugün de yol gösterici olduğunun altını çizdi.
“15-16 Haziran: 'Artık Yeter!' Diye Ayağa Kalkan İşçilerin Direniş Destanıdır”
Basın açıklamasında, 15-16 Haziran 1970’teki direnişin tarihsel önemi şöyle vurgulandı:
-
İktidarın DİSK’i etkisizleştirmek için hazırladığı yasa teklifine karşı örgütlü ve örgütsüz işçiler el ele vererek direndi.
-
İzmit, Gebze ve İstanbul'dan başlayan yürüyüşler ülke geneline yayıldı.
-
Devletin panzerleri, copları, hatta kurşunları işçilerin selini durduramadı.
-
Yaşar Yıldırım, Mustafa Bayram ve Mehmet Gıdak polis kurşunlarıyla yaşamını yitirdi.
-
Direniş sonucu Anayasa Mahkemesi düzenlemeyi iptal etti, DİSK ve işçiler kazandı.
"Bugün de Aynı Taktikler, Aynı Saldırılar Söz Konusu"
Göksoy, mevcut iktidarın da geçmişteki gibi:
-
ILO sözleşmelerini ihlal ettiğini,
-
Sendikal hakları engellediğini,
-
Grevleri yasakladığını,
-
TÜİK’in enflasyon sepetini sansürlediğini,
-
Seçme ve seçilme hakkını tehdit ettiğini vurguladı.
Göksoy, “Asgari ücretlinin cebinden 3336 TL enflasyonla eksilmişken, hâlâ ara zam yapılmıyor. Buna rağmen sermayeye vergi cenneti sunuluyor” dedi.
“Demokrasi İşçinin Ekmeğidir, Seçme-Seçilme Hakkı Son Kalemizdir”
Konuşmasında siyasi baskılara da değinen Göksoy, işçilerin demokrasiden yana taraf olması gerektiğini vurguladı:
“Siyasi rakiplerini bertaraf etmek için yargı devreye sokuluyor. Seçme ve seçilme hakkımıza el uzatılıyor. Ama işçi sınıfı şunun farkında: Seçme ve seçilme hakkı, son kalemizdir.”
“Bu Adaletsiz Düzeni Biz Değiştirebiliriz”
Göksoy, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“19 Mart’tan beri meydanlarda yükselen adalet mücadelesi, işçilerin gelirde, vergide, ülkede adalet talebiyle birleşirse kimse bu gücün karşısında duramaz. Türkiye işçi sınıfı bu adaletsiz düzeni kendi elleriyle değiştirebilir.”
Son olarak, tüm emekçileri DİSK çatısı altında birleşmeye ve 15-16 Haziran direnişinin izinden yürümeye çağırdı.
Sloganlarla Sonlandı
Etkinlik, katılımcıların birlikte haykırdığı sloganlarla sona erdi:
-
“Gelirde, vergide, ülkede adalet için yaşasın 15-16 Haziran!”
-
“Sendikal haklarımız için ve demokrasi için yaşasın 15-16 Haziran!”
-
“Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”
