“Unutmak Yok, Affetmek Yok, Helalleşmek Yok!”
Deprem Suçluları Yargılansın, Rant Düzeni Dağıtılsın!
📍 Basın Açıklaması | 14 Haziran 2025 - 18:30 | Kızılay Yüksel Caddesi, Ankara
- Peki ya müteahhitler?
- Peki ya o ölüm binalarına ruhsat veren belediye yetkilileri?
- Peki ya denetlemesi gerekirken üç kuruş için göz yuman kamu görevlileri?
- Neredeler?
- Hepsi dışarıda!
- Daha dava açılmamış olanlar var. Açılan davalar göstermelik. Yargı oyunlarıyla katiller aklanıyor!
6 Şubat 2023 depreminin üzerinden 28 ay geçmişken, felaketi yaşayan aileler, hak arayışlarını büyüterek Ankara’nın kalbinde bir kez daha seslerini yükseltti. “6 Şubat 2023 Depremi: Unutmak Yok, Affetmek Yok, Helalleşmek Yok!” şiarıyla gerçekleştirilen basın açıklamasında, depremde hayatını kaybedenlerin aileleri ve dayanışma örgütleri suçluların yargılanması talebiyle bir araya geldi.
Basın açıklamasına; Antakya Fuat Koku Sitesi Aileleri, Adana Hasan Alpargun Apartmanı Aileleri, Malatya Trend Garden Rezidans Aileleri, Tahsin Nihadioğlu İçin Adalet Komitesi, Antakya Özyurt Apartmanı Aileleri, Beraberiz Derneği ve Adalet Peşinde Aileleri katıldı. Açıklamayı katılımcılar adına Zeynel Nihadioğlu okudu. Etkinliğe ayrıca Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca ile SYKP Eş Genel Başkanları Mertcan Titiz ve Feray Mertoğlu da destek verdi.
Açıklamada şu başlıklar öne çıktı:
“Bu Bir Doğa Olayı Değil, Halk Kıyımıydı”
Katılımcılar, 6 Şubat sabahı yaşananın yalnızca bir deprem değil, sistematik bir halk kıyımı olduğuna dikkat çekti. İnsanların binaların değil, rantın ve cezasızlığın altında kaldığı ifade edildi. Açıklamada, depremin ardından ilk 72 saat boyunca devletin, AFAD’ın ve askerin ortada olmamasının binlerce can kaybına yol açtığı belirtildi.
İletişim Kısıtlandı, Yardımlar Satıldı
Deprem bölgesine internet kısıtlaması getirildiği, çığlıkların ve yardım taleplerinin bastırıldığı vurgulandı. Kızılay’ın halka çadır ve konserve sattığı skandala dikkat çekildi.
İşkence, Şüpheli Ölümler ve Gözdağı
Devletin geç geldiği yerde yardım değil baskı getirdiği belirtilirken, yardım arayan vatandaşların gözaltına alındığı, işkence gördüğü ve hatta hayatını kaybettiği örneklerle anlatıldı. Hatay’da Ahmet Güreşçi’nin karakolda işkenceyle hayatını kaybettiği, Hatay Büyükşehir Belediyesi çalışanı Tahsin Nihadioğlu’nun işkenceyi belgeledikten sonra şüpheli biçimde “trafik kazasıyla” öldürüldüğü kaydedildi.
“Konteyner Kentler, Rant Projeleri ve Yeni Bir Katliam”
Deprem bölgelerinde hâlâ binlerce insanın 21 metrekarelik konteynerlerde yaşadığı, altyapının, sağlığın, güvenliğin olmadığı dile getirildi. Bununla da yetinilmediği, yaşam alanlarına taş ocakları ve beton santralleri kurularak halkın ikinci kez, bu kez sessizce öldürüldüğü ifade edildi.
“Müteahhitler Nerede? Belediye Yetkilileri Nerede?”
Depreme dayanıksız yapıları inşa eden müteahhitlerin, ruhsat veren belediyelerin ve denetlemekle yükümlü kamu görevlilerinin büyük oranda yargılanmadığı, mevcut davaların ise göstermelik olduğu belirtildi.
“Doğa ve Mülkiyet Yağmalanıyor”
Deprem sonrası tapulu arazilere, zeytinliklere ve doğal alanlara el konulduğu, bölgenin sermayeye peşkeş çekildiği vurgulandı. Samandağ Mağaracık halkının bu yağmaya direndiği ve mücadelelerinin selamlandığı aktarıldı.
TALEPLER AÇIKÇA SIRALANDI:
📌 Kurumsal ihmal, yetki suistimali ve halk düşmanı uygulamalar nedeniyle sorumlular yargı önüne çıkarılsın.
📌 Arama-kurtarma sürecinde yaşanan gecikmeler ihmal değil, kasıttır. Bu kasıt hesap versin.
📌 Kolluk kuvvetlerinin uyguladığı işkenceler ve şüpheli ölümler aydınlatılsın, sorumlular cezalandırılsın.
📌 Deprem sonrası yaşam koşulları insan onuruna yakışır hale getirilsin.
📌 Yurttaşların mülkiyet haklarına ve doğaya yönelik saldırılara son verilsin.
Basın açıklaması, “Deprem suçları örtbas edilemez. Unutmayacağız, affetmeyeceğiz, helalleşmeyeceğiz!” sözleriyle son buldu. Katılımcılar, adalet arayışlarını sürdüreceklerini ve her platformda bu talebi yükselteceklerini ifade etti.
