"Ülkede ve Dünyada Yaşanan Tüm Krizlerin Bedelinin Bize, Kadınlara Ödetilmeye Çalışılmasına Tahammülümüz kalmadı"

Adana Kadın Platformu tarafından organize edilen 8 Mart mitingi yağmur altında gerçekleştirildi.

Miting Kasım Gülek Köprüsü önünden başladı Uğur Mumcu alanında son buldu. 

Mitinge DEM Parti Milletvekilleri Perihan Koca ve Gülistan Kılıç Koçyiğit, Yerel Yönetimlerde Kadın Belediye Başkan adaylarıda katıldılar.

Uğur Mumcu alanında saygı duruşunun ardından tertip komitesi adına Selma Çınkır ve Derya Çiçek Nar okudu.

Yoğun yağmura rağmen konuşmalar tamamlandı ve sanatçı Yasemin Göksu sahne aldı. 

Yapılan konuşmalarda şunlara dikkat çekildi;

Dünyanın birçok yerinde sağ-muhafazakarlığın yükselişiyle kadınlara ve LGBTİ+’lara yönelik şiddet ve nefret politikaları her geçen gün artmaya devam ediyor. Toplumsal cinsiyet karşıtlığı üzerinden şekillenen bu hareketler bir yandan doğrudan varoluşlarımızı hedef alırken, bir yandan da kadınları kutsal aile içerisine hapsediyor. Türkiye’de de bu sağ popülist söylemleri üreten AKP-MHP iktidarı ve yancıları Yeniden Refah Partisi ile HÜDAPAR, her geçen gün kadınları ve Lubunyaları hedef alan açıklamalarla karşımızda. Kadınları ev içi ücretsiz emek, kutsal aile ve annelik üzerinden evlere hapsetmeye çalışan AKP-MHP ittifakı, İstanbul Sözleşmesinin de feshedilmesinin ardından 6284 Sayılı Kanun’a saldırılarını sürdürüyor. Dişimizle tırnağımızla kazandığımız haklarımızı ataerkiye teslim etmeye niyetimiz yok!

Whatsapp Image 2024 03 09 At 16.03.26

UNUTMAK YOK! AFFETMEK YOK! HELALLEŞMEK YOK!

Depremin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen devlet ilk günden bugüne rant projeleri ve ihaleleri ile deprem bölgelerinde kendini gösteriyor, halkın toprağına el koyuyor. Deprem bölgesindeki temel ihtiyaçlar hala çok güncelken, iktidarın burayı yok saymasının karşısında depremzede kadın ve lubunyaların sesini yükseltiyoruz, dayanışmamızı sürdürüyoruz. OY YOKSA HİZMET YOK diyen AKP iktidarına karşı birbirimizin elini bırakmayacağız. Yaratılan enkazı birlikte, kadın mücadelemizle kaldıracağız.

İmar afları ile sermayeye rant alanı açanlar, uluslararası sermayeye her türlü kolaylığı sağlamayı sürdürüyor. İktidarın gündemi ne doğa ne emek. Çok değil iki hafta önce bunun nerelere vardığını bir kez daha gördük. Erzincan İliç’te çevre örgütlerinin ve ilgili meslek odalarının raporları görmezden gelinerek kapasitesi arttırılan altın madeninde toprak kayması nedeniyle büyük bir göçük meydana geldi. Dokuz işçi hala devasa bir siyanürlü toprak yığının altında. Ama bunlar AKP-MHP iktidarını durdurmaya yetmiyor; İliç’te yaşanan doğa katliamının etkisini yıllarca yaşayacağımız açıkken iktidar yeni yeni altın madeni rezerv alanlarına izin vermeye devam ediyor.

Doğayı talan eden kapitalist erkek egemen sistem, insanların hayvanların canını hiçe sayıyor! Kabul etmeyeceğiz. Ekolojik eşit bir yaşamı biz kadınlar kuracağız.

 Whatsapp Image 2024 03 09 At 16.03.26 (2)

SERMAYEYİ ZENGİN EDENLER KADINLARI YOKSULLAŞTIRIYOR, EMEĞİNİ SÖMÜRÜYOR.

Türkiye’de de uzunca bir zamandır etkisi açıkça hissedilen neoliberal politikalardan en fazla kadınlar etkileniyor. Çalışma biçimlerinin esnekleştirilmesi, sosyal güvenlik sisteminin yeniden yapılandırılması, iktidarın ekonomik, siyasal ve sosyal politikaları kadınların ev içindeki ve emek piyasasındaki konumunu olumsuz etkiliyor. Esnek, kısmi ve evden çalışma yaygınlaştırılıyor. Kadınların hane içindeki bakım görevlerini aksatmadan istihdam edilebilmelerini sağlayacak bir yöntem olarak kadınlara ataerki ile kapitalizmin çıkarlarını kesiştiren bir çalışma alanı yaratılıyor. Kamusal hizmet kapsamında devletlerin sorumluluğunda olması gereken çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımı sosyal destek politikalarının geliştirilmemesi, metalaştırılan hizmetlerin fiyatlarının çok yüksek olmasıyla kadına yükleniyor. Tüm bunlar hane içi emeğimizi görünmez kılıp, değersizleştiriyor. Emeğimizin görünür ve değerli olmasını sağlamaya yönelik herhangi bir düzenleme de yapılmıyor. Kadınlar kamusal alandan, sosyal yaşamdan, üretimden uzaklaşmak zorunda bırakılıyor. Sermayelerine sermayeler katanlar kadınları yoksulluk çukuruna itiyor. Türkiye’de ve dünyanın hemen her yerinde kadınlar büyük ölçüde herhangi bir sosyal güvence olmadan, kayıt dışı çalıştırılıyor, "ucuz emek gücü" olarak görülüyor ve eşit değerde işe eşit ücretten yoksun bırakılıyor. Olası bir krizde ilk işlerden biz kadınlar çıkartılıyoruz. İşsizlikle güvencesiz yaşam dayatmalarına mecbur bırakılıyoruz!

Whatsapp Image 2024 03 09 At 16.03.26 (1)

HAYATLARIMIZ VE HAKLARIMIZ BİZİM

AKP/MHP iktidarı ve yanına aldığı ittifaklar Kadına Karşı Şiddetin ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca çıktı, 6284 Sayılı Kanun’un yerli ve milli olmadığını her fırsatta dillendiren AKP-MHP iktidarı, gerici-milliyetçi yeni ittifakı ve medyasıyla kadın ve LGBTİ+ düşmanlığını, nefret söylemini yaygınlaştırıyor. Medeni Yasada yer alan kadınların lehine maddeleri hedef alan iktidar, yanına tarikat ve cemaatleri de alarak mücadele ederek elde ettiğimiz haklarımızı gasp ediyor.

Medeni Kanun’a yönelik düzenlemelerle makbul aile ve makbul kadınlık anlayışını anayasal düzlemde kalıcılaştırmak isteyen iktidar, nafaka hakkımızdan soyadı kanununa kadar kazanılmış haklarımızı gasp ediyor. Büyük Aile Mitingleriyle, kamu spotlarıyla LGBTİ+’lara karşı adeta bir imha politikası yürütülüyor. Kutsal ailenizin bir parçası değiliz, olmayacağız, nefrete inat varoluşlarımızı savunacağız.

MEB yönetmeliklerinde yapılan değişiklikler özellikle kız çocuklarını evlilik adı altında istismara maruz bırakarak eğitimden koparıyor; ÇEDES gibi projelerle bilimsel eğitim yok ediliyor; çocuklara çok küçük yaştan itibaren katı cinsiyetçi iş bölümünü yeniden üretecek pratikler öğretiliyor. Fetvalarla, Diyanet’le bu sistem destekleniyor. Erkek egemen sistemin yeniden üretilmesi ile cinsiyetçi politikalar müfredata giriyor. Kadınları karanlığa hapsetmek isteyen siyasal islam rejimine karşı kadınlar laik, özgür, eşit bir yaşamı savunacak!

GENÇ KADINLARIN HAYATLARINI BASKI ALTINA ALAMAZSINIZ !

Her yıl yüzlerce genç kadın üniversiteyi kazandığı halde ekonomik koşullar ya da aile baskısı nedeniyle üniversiteye gidemiyor. Üniversiteye giden kadınlar ise kaldıkları yurtlarda; katı giriş çıkış saatlerinin yanı sıra ne giyeceğine karışan yurt yönetimlerinin baskısı altında okumaya çalışıyor. Genç kadınların yaşamlarını denetlemeyi kendisine bir görev haline getirmiş KYK yurtlarında nitelik ve güvenlik bakımından derin sorunlar yaşanıyor. Geçtiğimiz yıl asansörün bozulması sonucunda ölen Zeren Ertaş bu gerçekliği gözler önüne serdi. Nitelikli ve güvenli yurt taleplerini dile getiren kadınlara yurt yönetimleri tarafından soruşturmalar açılıyor.

Whatsapp Image 2024 03 09 At 16.19.30

Genç kadınların yaşamı baskıcı yurtlar ve aile baskısıyla denetlenmeye çalışılıyor. Artan ekonomik kriz nedeniyle gençlerin çoğu okurken çalışmak zorunda kalırken, genç kadınlar çalıştıkları iş yerlerinde tacize ve mobbinge maruz kalıyor. Genç kadın cinayetlerinde kadınların yaşamları mercek altına alınarak, kadınlara bunun üzerinden ahlak dersleri veriliyor. Üniversiteler de , kampüsler de, sokaklar da bizim!

Whatsapp Image 2024 03 09 At 16.03.25

KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR.

Her gün en az 3 kadın katlediliyor. Faillerse cezasızlık, korumasızlık ve hukuksuzluk nedeniyle etrafta gezmeyi sürdürüyor. Açıklanan 2023 verilerine göre Adana ili silahla suç işleme oranında üçüncü sırada. Yine açıklanan 2023 verilerine göre kadın cinayetlerinde dördüncü sırada.

Bireysel silahlanmanın önünü açan bu iktidar kadınların yaşamlarını gittikçe güvencesizleştiriyor. Geçtiğimiz 2023 yılında 333 kadın erkek şiddeti sonucunda öldürüldü. 14 Şubat akşamında Adana’da İpek Akgül silahlı ateşle vurularak öldürülüp kuyuya gömüldü! Şubat ayının son gününde, 24 saat içerisinde 8 kadın öldürüldü. Ve üç gün önce Tarsus’ta Merve Gül Bayer’in boşandığı erkek Mustafa Yıldır tarafından öldürüldüğü haberini aldık. Bizler rakamlardan ve isimlerimizden ibaret değiliz.  Yaşamak için sokaklardayız. Adliye önlerindeyiz. Mahkeme salonlarındayız. İpek’in ve Merve’nin de sesiyiz! Çünkü biliyoruz ki, hayatlarımıza biz kadınlar sahip çıkabiliriz.

KADINLAR BARIŞ İSTİYOR

Ülkemizde de AKP etrafında birleşen tekçi, faşizan ittifak güçleri gerginlik, kutuplaşma ve çatışma politikalarından beslenerek varlığını sürdürüyor. AKP’nin 2015’ten itibaren hız verdiği savaş politikaları kaynağını Kürt sorununda “çözümsüzlük ve inkâr” stratejisinden alıyor.

İsrail’in Filistin’i işgali en başta bölgedeki bütün etnik, dinsel/mezhepsel çelişkilerin daha da şiddetlenmesinin ve başka soykırımların da gündeme gelmesinin yolunu açtı. Uzun süredir Ortadoğu’da; Suriye’de, Irak’ta, Yemen, Sudan’da ve Ukrayna’da devam eden çatışma ve savaş hali ekonomik krizleri derinleştirirken, emekçiler, halklar ve kadınların içinde bulunduğu şartlar daha da ağırlaşıyor. Savaş ve antidemokratik uygulamalar nedeniyle göç etmek zorunda kalan halklar gittikleri yerlerde göçmen düşmanlığı ve ırkçılıkla karşı karşıya kalıyor. BİZ KADINLAR SAVAŞ DEĞİL BARIŞ İSTİYORUZ. Binlerce insanı dünyanın gözü önünde katleden İsrail’e karşı, Filistin halkının sesi oluyoruz. AKP hükümetinin Rojava’yı emperyalist sömürgeci çıkarları doğrultusunda işgalinin karşısında Kürt halkıyla dayanışmamız sürecek. Savaşın ve sömürünün olmadığı, özgür bir dünyayı mutlaka kuracağız.

Anayasa Mahkemesi, Şiddete uğrama ihtimali olan kadın da korunmalı Anayasa Mahkemesi, Şiddete uğrama ihtimali olan kadın da korunmalı

KADIN ÖZGÜRLÜK HAREKETİMİZ ENGELLENEMEZ!

Anayasa’yı, temel hak ve özgürlükleri askıya alan iktidar; en küçük hak arama taleplerimizi bile baskı, gözaltı ve tutuklamalarla engellenmeye çalışıyor. Cezaevlerinde de ciddi hak ihlalleri, infaz yakmalar, hasta tutsakların ölüme terkedilmesi, görüş ve telefon yasaklarıyla süren tecrit politikasıyla tutsakların zor olan yaşam koşullarını daha da zorlaştırıyor.  Bugün demokrasi ve kadın özgürlük mücadelesi verdiği için hukuksuz yere tutuklanan onlarca kadın yoldaşlarımız var. Bu alandan hepsine selam olsun diyoruz. İçerde de dışarda da erkek egemen zihniyete karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.

Whatsapp Image 2024 03 09 At 16.03.25 (1)

EŞİT TEMSİLİYET İSTİYORUZ!

Ülke bu koşullar altında 14/28 Mayıs seçimi sonrası bir yerel seçime hazırlanıyor. Merkezi seçimlerde olduğu gibi bu seçim de kadın temsiliyetinin sınırlı kaldığı erkeklerden oluşan adayların büyük oranda yönetimlere geleceği bir seçim olacak. Eş başkanlığı gerekçe göstererek kayyım atayan, halkın iradesini gasp eden AKP/MHP iktidarının kadın adayı yok denecek kadar az. Kadınların taleplerini pembe otobüsler ile karşılayacağını düşünen iktidarın toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak mekanizmalar hayata geçirilene kadar mücadele etmeyi sürdüreceğimizi bilmesini istiyoruz. Bugüne kadar elde ettiğimiz kazanımları seçimle değil, mücadeleyle, direnişle elde ettik. Bundan sonra da mücadele etmeye, direnmeye devam edeceğiz.

Whatsapp Image 2024 03 09 At 16.03.24

Bizler kadın mücadelesine dönük tüm bu baskı ve şiddet politikalarının dönemsel değil stratejik ve ideolojik olduğunun farkındayız. Tüm bu olumsuz tabloya, faşizmin ve köktendinciliğin kendisini kurumsallaştırma girişimlerine rağmen, kadınların yaşamın her alanına eşit ve özgür katıldığı, gerçek anlamda demokrasinin ve barışın, laik bir yönetim biçiminin inşa edildiği bir ülke yaratmanın mümkün olduğunu biliyoruz. Rojava’dan Filistin’e, Afganistan’dan İran’a kadınların sesini sözünü eylemini çoğaltarak hep birlikte bu karanlığı aşacağız. Bu düzeni, geleceksizliği, şiddet dolu yaşamları kabul etmeyen kadınlar, lubunyalar olarak erkek iktidarlarınızı sarsmaya devam edeceğiz. Kazanacak yaşamlarımız, haklarımız, arzularımız, kahkahalarımız var. Tüm bu yıkıntılar arasından, şiddet sarmallarından çıkıp eşit ve özgür bir yaşamı kuracağız.

Whatsapp Image 2024 03 09 At 16.08.54 (1)

YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI . YAŞASIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELEMİZ.

Sevgili Kadınlar, Değerli Basın Emekçileri

Her fırsatta dile getirdiğimiz taleplerimizi bir kez daha sizlerle paylaşıyoruz.

•İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı Yasa etkin bir şekilde uygulansın.

•Çalışma hayatında kadına yönelik her türlü ayrımcılığın terk edilmesi, esnek çalışma biçimlerine, cinsiyetçi iş bölümüne, ücret eşitsizliğine son verilmesi, ILO’nun İşyerinde Taciz ve Şiddeti Önlemeye yönelik 190 sayılı Sözleşmesi uygulansın.

•Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyet sağlansın.

• Çocuk, hasta, yaşlı, engelli bakımının kamusal hizmet olarak sunulması, ev işlerini kadının üstünden alacak sosyal politikaların yapılması ve hayata geçirilmesi DERHAL SAĞLANSIN.

•Kapatılan kamu kreşlerinin yanı sıra tam zamanlı, ücretsiz, nitelikli ve anadilinde hizmet veren kamu ve mahalle kreşleri açılsın.

•8 Mart kadınlar için ücretli izin günü sayılsın.

•Kadınlar ve LGBTİ+’lara yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddeti önleyen yasal düzenlemeler yapılması için, Kadın Bakanlığı kurulsun.

Tüm kadınları, gökkuşağı gibi tüm renklerimizle bir arada olmaya, haklarımıza ve yaşamlarımıza sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Evde, işte, tarlada emeği ve hakları için mücadele eden tüm kadınların 8 Mart Kadınların Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma gününü kutluyoruz.

YAŞASIN KADINLARIN ÖRGÜTLÜ MÜCADELESİ; YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI.

JIN JİYAN AZADÎ!

Whatsapp Image 2024 03 09 At 16.03.24 (2)

Whatsapp Image 2024 03 09 At 16.03.24 (1)

Whatsapp Image 2024 03 09 At 16.03.22

Whatsapp Image 2024 03 09 At 16.03.22 (1)

Whatsapp Image 2024 03 09 At 16.08.54

Whatsapp Image 2024 03 09 At 16.03.21

Whatsapp Image 2024 03 09 At 16.03.21 (1)

Editör: Haber Merkezi