Taliban’ın Afganistan’da Kadınlara Yönelik Baskısı Derinleşiyor: “Kadınların Toplumdan Silinmesi Tehlikesi”

KABİL – 12 Ağustos 2025 – UN Women, Taliban yönetimi altındaki Afganistan’da kadın ve kız çocuklarına yönelik kısıtlamaların tehlikeli bir şekilde normalleştiği uyarısında bulundu. Örgüt, 15 Ağustos 2021’de başkentin Taliban tarafından ele geçirilmesinden bu yana kadınların kamu hayatından sistematik olarak dışlandığını, yeni alınan kararlarla artık kamusal alanda konuşmalarının dahi “ahlaki ihlal” sayıldığını bildirdi.

Kadınların Kamusal Alandan Tamamen Silinmesi Riski

UN Women, Taliban’ın kadınları tamamen özel alanlara hapseden bir toplum düzeni inşa etme hedefine her zamankinden daha yakın olduğunu belirtti. Bu süreçte, kadınların hareket özgürlüğü ciddi şekilde kısıtlandı; çoğu durumda yanlarında bir mahram (erkek akraba) olmadan sokağa çıkmaları engellendi.

BM Afganistan Yardım Misyonu’nun (UNAMA) son raporuna göre, özel işletmeler ve sağlık merkezleri, mahram ile gelmeyen kadınlara hizmet vermemeleri konusunda uyarıldı. Bazı bölgelerde çarşaf (çador) giyme zorunluluğu sıkı şekilde uygulanırken, kurala uymayan kadınlar kamuya açık alanlardan men ediliyor.

Eğitim ve İstihdamda Sistematik Engeller

Kadınların kamusal alandaki hareketleri kısıtlanırken, Taliban ortaöğretim ve yükseköğretimi de tamamen yasakladı. Bu durum, kadınların diploma almalarını, meslek edinmelerini ve istihdama katılmalarını imkânsız hâle getirdi.

Son veriler, Afgan kadınlarının yüzde 78’inin ne eğitimde ne istihdamda ne de herhangi bir mesleki eğitim programında yer aldığını gösteriyor. Bu, savaş, yaptırımlar ve iklim felaketleriyle zaten sarsılmış ekonomiye ağır bir darbe vuruyor.


Sağlık Hizmetlerine Erişim Hayati Tehlikede

Eğitim yasağı nedeniyle kadın doktor yetişemiyor; bazı bölgelerde kadınların erkek doktorlardan tedavi alması yasak. UN Women, bu kısıtlamaların anne ölüm oranını 2026’ya kadar yüzde 50 artıracağı uyarısında bulunuyor.

Raporda ayrıca çocuk yaşta evliliklerin arttığı, kadınların hem ev içinde hem de ev dışında şiddete daha fazla maruz kaldığı belirtildi. Bazı zorla evlendirme vakalarının bizzat Taliban yetkililerince uygulandığı veya onaylandığı aktarıldı.

Kadınların Sesinin Bastırılması

Afganistan’da sadece kamusal alanda değil, ev içinde de kadınların etkisi kısıtlanıyor. Kadınların yüzde 62’si, ev içi kararlara dahi katılamadığını söylüyor. Medya organlarının kapanması ve sosyal medyanın sıkı takibi, ifade özgürlüğünü daha da daraltıyor.

Tüm baskılara rağmen Afgan kadınları dayanışma ve umut arayışını sürdürüyor. Bazı kadın liderler, kaynaklarını kaybetmelerine rağmen köy köy dolaşarak kadınların hikâyelerini topluyor, dertlerini dinliyor ve küçük çaplı destek sağlamaya çalışıyor.

100’ün Üzerinde Kısıtlama, Hiçbiri Geri Çekilmedi

2021’den bu yana kadınların toplumsal yaşamını kısıtlayan yaklaşık 100 farklı karar alındı ve hiçbiri geri alınmadı. UN Women Afganistan Temsilcisi Susan Ferguson, bu durumun yalnızca Afgan kadınlarının değil, dünya genelindeki kadın ve kız çocuklarının haklarını ilgilendirdiğini vurguladı:

“Eğer Afgan kadınlarının susturulmasına izin verirsek, kadın ve kız çocuklarının haklarının her yerde yok sayılabileceği mesajını vermiş oluruz. Bu, son derece tehlikeli bir emsal teşkil eder.”

Taliban Liderlerine UCM’den Tutuklama Kararı: Kadın ve Kız Çocuklarına Yönelik Sistematik Cinsiyet Temelli Zulüm İlk Kez Yargı Gündeminde

Afganistan’da kadınlara ve LGBTQIA+ bireylere yönelik baskılar “insanlığa karşı suç” olarak nitelendirildi

8 Temmuz 2025’te Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Ön Duruşma Dairesi II, Taliban’ın fiili lideri Haibatullah Akhundzada ve Taliban Yüksek Mahkemesi Başkanı Abdul Hakim Haqqani hakkında tutuklama kararı çıkardı. Karar, Taliban’ın 15 Ağustos 2021’den bu yana Afganistan’da yürüttüğü politikaların, Roma Statüsü’nün 7(1)(h) maddesi uyarınca “cinsiyet temelli ve siyasi temelli insanlığa karşı zulüm” suçunu oluşturduğu gerekçesine dayanıyor.

Kadın ve kız çocuklarının yaşam hakkı, özgürlükleri ve eğitim hakkı hedef alındı

UCM’ye göre Taliban yönetimi, kadınları ve kız çocuklarını toplumsal yaşamdan tamamen dışlayan sistematik bir baskı politikası uyguladı. Bu kapsamda:

  • Eğitim hakkı: 12 yaşından büyük kız çocuklarının okula gitmesi yasaklandı.

  • Toplumsal yaşam: Kadınların kamu alanına erişimi neredeyse tamamen engellendi.

  • Temel hak ve özgürlükler: Hareket, ifade, düşünce, din ve vicdan özgürlükleri ile özel hayat ve aile yaşamı hakları ciddi biçimde kısıtlandı.

  • Cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet kimliği: Taliban’ın ideolojik cinsiyet anlayışına uymayan kişiler ve LGBTQIA+ bireyler hedef alındı.

  • Siyasi müttefikler: “Kadınların ve kız çocuklarının müttefikleri” olarak görülen kişiler de siyasi saikle baskıya uğradı.

Akademik değerlendirme: “Tarihi bir ilk”

Curtin Üniversitesi Ceza Hukuku ve Uluslararası Hukuk Öğretim Üyesi Yvonne Breitwieser-Faria, bu kararın cinsiyet temelli zulüm suçlamasıyla çıkarılan ilk UCM tutuklama emri olduğunu belirtti:

“Bu, Afgan kadın ve kız çocuklarının haklarının uluslararası hukuk düzeyinde tanınması açısından eşi benzeri görülmemiş bir gelişme.”

Breitwieser-Faria, aynı zamanda LGBTQIA+ bireylerin de “insanlığa karşı suç” kapsamında ilk kez açıkça mağdur olarak tanındığına dikkat çekti.

Taliban: “Düşmanca ve inançlara hakaret”

Taliban yönetimi ise UCM kararını, “uluslararası hukuku tanımadıkları” gerekçesiyle reddetti ve bunu “düşmanca bir eylem” ile “Müslümanların inançlarına hakaret” olarak niteledi.

Hak savunucularından uyarı: “Sembolik kalmamalı”

Afgan kadınlar tarafından kurulan Purple Saturdays hareketi, tutuklama kararlarının yalnızca sembolik düzeyde kalmaması gerektiğini vurguladı. Hareket, UCM’nin ve devletlerin aktif işbirliği olmadan bu kararların sahada somut değişiklik yaratamayacağı uyarısında bulundu.

Zan Times Genel Yayın Yönetmeni Zahra Nader ise Afgan kadınlarının “tam anlamıyla sessizliğe mahkûm edildiğini” söyledi:

“Kadınlar ve kız çocukları haklarından mahrum, görünmez ve susturulmuş durumda.”

Hukuki zorluklar ve uluslararası sorumluluk

Afganistan, 2003 yılında Roma Statüsü’ne taraf olduğu için UCM’nin yargı yetkisini kabul etmiş durumda. Ancak Taliban yönetimi bu statünün getirdiği yükümlülükleri yerine getirmiyor. Mahkeme, geçmişte benzer davalarda olduğu gibi devletlerin işbirliğine ihtiyaç duyuyor.

Tüm kadınlara çağrımızdır:  Eşit miras hakkınıza sahip çıkın!
Tüm kadınlara çağrımızdır: Eşit miras hakkınıza sahip çıkın!
İçeriği Görüntüle

Gelecek beklentisi: Uluslararası baskı artabilir

UCM Savcılığı, Taliban liderlerinin Lahey’e getirilip yargılanmasının garanti olmadığını ancak mümkün olduğunu vurguluyor. Örnek olarak, bu yıl içinde eski Filipinler Devlet Başkanı Rodrigo Duterte’nin tutuklanması gösteriliyor.

Afgan kadın örgütleri, bağımsız bir uluslararası yargı komitesinin kurulmasını ve sürecin hızlandırılmasını talep ediyor. Her ne kadar Taliban’ın baskıcı politikaları sürse de, hak savunucuları bu kararı “hesap verebilirlik yönünde atılmış cesaret verici bir adım” olarak değerlendiriyor.

Muhabir: Güven BOĞA