AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Sayın Bahçeli'nin Gazze konusundaki insani, vicdani ve siyasi hassasiyetini şükranla karşılıyoruz. Bu konuda bir ayrımız, gayrımız yoktur" dedi.

Çelik, Parti Genel Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"Türkiye'nin İsrail-Filistin çatışmasında garantörlük rolüne" ilişkin soruya Çelik, ilk olarak yapılması gerekenin ateşkesin sağlanması olduğunu söyledi.

Ateşkes sağlandıktan sonra garantör olarak bulunacak ülkeler arasında kararın verileceğini belirten Çelik, "Ancak burada bir hususa dikkatinizi çekmek isterim. Birileri garantörlükten şunu anlıyorlar yani oraya ateşkes olduktan sonra bir uluslararası güç yerleşsin ve tüm mesele orada bitsin. Orada bitsin demek, fiilen Gazze'deki Filistin egemenliğini ortadan kaldırmak anlamına gelir. O uluslararası gücü sadece İsrail'i muhatap alan, Gazzelileri, meşru Filistin yönetimini muhatap almayan bir güç olarak konuşlandırmak da orada sadece tek taraflı bir güvenlik sağlayacağı için sonuç olarak iki devletli perspektifini ortadan kaldıran manaya gelir" değerlendirmesinde bulundu.

<blockquote class="twitter-tweet"><p lang="tr" dir="ltr">Genel Başkan Yardımcımız ve Parti Sözcümüz Ömer Çelik: İlk olarak yapılması gereken ateşkesin sağlanmasıdır. <br><br>Ateşkes sağlandıktan sonra garantör olarak bulunacak ülkeler arasında bu mekanizma konuşulup karar verilebilecektir. <a href="https://t.co/7pWtGFqlnh">pic.twitter.com/7pWtGFqlnh</a></p>&mdash; AK Parti (@Akparti) <a href="https://twitter.com/Akparti/status/1716889513497436235?ref_src=twsrc%5Etfw">October 24, 2023</a></blockquote> <script async src="https://platform.twitter.com/widgets.js" charset="utf-8"></script>

"Ateşkesin sağlanmasıyla birlikte garantörlük olmalı"

İki devletli çözümün garantörü olacak bir modelin ortaya çıkmasını istediklerini ifade eden Çelik, şöyle devam etti:

"Bizim söylediğimiz şey birinci olarak ateşkesin sağlanmasıyla birlikte bu garantörlük olmalı. Bu, aynı zamanda iki devletli çözümün garantörlüğü anlamında işlemelidir. İki devletli çözüm perspektifine gitmeden arkasından bir uluslararası güç gelsin ve iş burada bitsin dediğinizde uluslararası güç tek taraflı olarak sadece İsrail yönetimini muhatap almaya başlar. Filistin yönetimini muhatap almamaya başlar. Şu anda bunu oluşturabilecek birtakım Batılı ülkelerin verdikleri mesajları da görüyoruz. Uluslararası güç konuşlandırma işi, İsrail'in 'gel benim güvenliğimi sağla, Filistin yönetimini tanıma' gibisinden bir yaklaşımının neticesi olur. Söylediğimiz bu değil; bu, tam tersine iki devletli çözüme girecek bir şekilde ateşkesin garantörü olacak."

AK Parti ve MHP arasında kurulan seçim komisyonunun toplanması üzerine Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bugün bir görüşme gerçekleştirdiğini anımsatarak "AK Parti heyeti kendi içerisinde çalışmalarını olgunlaştırdı. MHP heyeti de kendi içerisinde çalışmalarını olgunlaştırdı. Bu takvim yakın zamanda işlemeye başlar" diye konuştu.

"Bahçeli'nin Gazze konusundaki hassasiyetini şükranla karşılıyoruz"

Bahçeli'nin Gazze'ye ilişkin açıklamalarına ilişkin bir soru üzerine Çelik, şu yanıtı verdi:

"Sayın Bahçeli'nin Gazze konusundaki insani, vicdani ve siyasi hassasiyetini şükranla karşılıyoruz. Burada bütün insanlığın şu anda dikkatinin odaklandığı bu yer, aynı zamanda bizim tarihimizin ve milletimizin duygularının da çok güçlü bir parçası. Tarih boyunca böyle oldu, bugün de böyle ama şimdi birileri çıkıp da 'bizim bu coğrafyayla ilgimiz yokmuş, bizim Filistin davasıyla bir ilgimiz yokmuş' gibi birtakım açıklamaları temelsiz bir şekilde herhangi bir dayanağı olmadan yapabiliyor. Hatta Filistin davasının bu insani tarafını savunmakla milli davaları savunmak arasında bir çelişki varmış gibisinden bir tablo ortaya koymaya çalışıyorlar. Bunlar yanlıştır. Sayın Bahçeli'nin ortaya koyduğu insani, vicdani siyasi yaklaşım tabii ki takdire şayandır. Bu konuda bir ayrımız, gayrımız yoktur."

Blinken'ın Türkiye'yi ziyaret etmemesi hakkında konuştu

Çelik, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in Orta Doğu ziyaretinde Türkiye'yi ziyaret etmemesine ilişkin soruya, "Amerika Dışişleri Bakanı'nın bölge turu yaparken Türkiye gibi bir ağırlık merkezine uğramaması ortaya koyduğu diplomatik faaliyetin ne kadar eksik ve vizyonsuz olduğunu göstermiştir. Zaten Türkiye'ye geldiğinde de duyacağı neydi? Yani buraya bu bahsettiğim şekilde bu savaş gemilerini, uçak gemilerini göndermenin bir manası yok. Orada 'bir diplomasi, barış çerçevesi oluşturması gerekiyor' mesajını duyacaktı ama anlaşıldığı kadarıyla bunu duymak istemiyorlar. Bölgeye yaptıkları ziyarete tek taraflı tezlerinin kabulü için birtakım yoklamalar ya da test etmeler şeklinde geçiyor ama bu açıdan da çok başarılı olmadığı gözüküyor. Bunu yapanların aslında planlamalarının, diplomatik aklı işletme biçimlerinin ne kadar zaaf içerisinde olduğunu gösterir" karşılığını verdi.

"Kudüs'te herkesin barış içerisinde yaşamasını istiyoruz"

Blinken'in, Yahudi olarak İsrail'e gittiğini söylemesinin eleştiren Çelik, "Kudüs'te Müslümanlar, Yahudiler ve Hristiyanlar var. Biz hepsinin barış içerisinde yaşamasını istiyoruz. Biz Filistinli çocukların da İsrailli çocukların da rahat uyumasını istiyoruz ama bugün Filistinli çocukların, kadınların üzerine bomba yağdırırken bunlar birtakım seri cinayetlere kurban giderken çıkıp oraya 'ben buraya Yahudi kimliğimle geldiğim' gibisinden dini aidiyete atıf yapmak son derece yanlış bir yaklaşımdır" değerlendirmesini yaptı.

ABD Başkanı Joe Biden'in, Ukrayna ve İsrail'e yardım paketini aynı çerçeveye almasına yönelik bir soru üzerine de Çelik, "Ukrayna ve İsrail'e aynı yardımı, bir paket olarak ele alması, toptancı yaklaşımın, diplomatik bir akılla yaklaşılmadığının bir göstergesi. Rusya-Ukrayna savaşıyla şu anda Filistin'de gerçekleşenler iki ayrı olay. Ne dinamikleri benziyor ne tarihleri benziyor ne de şu anki aktüel durumları benziyor. Burada bunun ikisini aynı kefeye koyduğunuz zaman tüm bir bölgede Filistin, İsrail ve Orta Doğu bölgesinde çatışmayı derinleştirmekten başka bir iş yapmamış olursunuz. Maalesef Amerikan diplomasisinin herhangi bir şekilde diplomatik birikimini meydanda görmüyoruz" diye konuştu.

"F-16 konusunda ilerlemeler var"

Çelik, İsveç'in NATO'ya katılım protokolü ve F-16 konusu hakkındaki soruyu, şöyle yanıtladı:

"Meclis'e gönderilmesi, siyasi iradenin tasarrufu ama Meclis'in geçmesi, geçip geçmemesi yüce meclisin tasarrufu olacaktır. Dolayısıyla yüce Meclis bunu değerlendirecektir. Meclis Başkanımız Türkiye'ye döndükten sonra komisyona gönderildiğini ifade etti.

F-16 konusunda da İsveç'in bu terör örgütlerine karşı attığı adımlar konusunda da ilerlemeler var. Bunları kaydediyoruz. Tabii sıkıntılı gördüğümüz durumlar da var ama sonuç olarak bunu takdir edecek olan yüce meclistir. Meclis Başkanı'mızın komisyona göndermesi, komisyonda bunun tartışılmasıyla birlikte ortaya çıkacak tabloyla takvim işleyecek. Bunlar gerçekleşmeden takvim konusunda şu anda bir şey söyleyemiyoruz."

Yerel seçim çalışmaları

Ömer Çelik, AK Parti'nin yerel seçimlere yönelik çalışmalarına ilişkin soruya ise şu karşılığı verdi:

"Şu ana kadar bir kamp değerlendirmesi yapmadık. Bildiğiniz gibi uluslararası gündem yoğun. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın çok yoğun bir mesaisi var. Kasım ayı da çok yoğun bir şekilde geçecek. Tabii milletvekillerimizle buluşma için başka imkanlarımız da var. Adayla ilgili kriterlerimiz zaten belli. Bu kriterlerin birtakım ilkeler temelinde ahlaki temelde olanları var, birtakım da siyasi temelde olanları var. Dolayısıyla süreç başladığında bu kriterler hassasiyetle uygulanacak."

Editör: Haber Merkezi