Tekirdağ’ın depreme hazırlık durumuna dikkat çeken CHP Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar; “Deprem, her sarsıntıdan sonra bir gün konuşulup unutulacak bir mesele değildir.”
Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Tekirdağ’ın depreme hazırlık durumunu Meclis gündemine taşıdı. Avşar, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum tarafından cevaplaması istemiyle konuya ilişkin yazılı soru önergesi verdi.
Önergede, Tekirdağ’ın depremselliğine ve jeolojik yapısına dikkat çeken Avşar, Kuzey Anadolu Fay Hattının Şarköy'den geçtiğini, Şarköy ve Mürefte bölgelerinin 1.derece, Tekirdağ Merkezin 2.derece, daha kuzeyde kalan ilçelerin ise 3.ve 4. derece deprem bölgeleri olduğu üstelik yerleşim yerlerinin deprem fayını takip eden dere yatakları üzerinde ve yapı stokunun yaklaşık yüzde 50’sinin ise 99 öncesi dönemden kaldığını belirtti. Avşar, Tekirdağ’ın muhtemel bir Marmara depreminden en çok etkilenecek illerden biri olduğu ve dolayısıyla deprem hazırlığının bir tercih değil, zorunluluk olduğu ve iş birliğinin gerekliliğine işaret etti.
Avşar, sorularında; Tekirdağ’ın riskli yapı dönüşüm planı ve uygulama yol haritasının olup olmadığını, konut stok yapısını ve yüzde kaçının depreme dirençli olduğu; gerekli araç-gereç, toplanma alanı, iletişim altyapısı ile farkındalık çalışmalarını; diğer paydaşlarla iş birliği ve görev dağılımını, muhtemel bir İstanbul depreminden etkilenme durumuna karşın gerekli simülasyonlar, tahliye planları, ilk yardım ve barınma gibi senaryolar çalışılıp çalışılmadığı gibi depreme hazırlık konusuna ilişkin Bakan Kurum’a birtakım soru sordu
‘Ülkemizde haritalanmış 485 diri fay hattı var’
Ülkemizin jeolojik yapına ilişkin bilgilere yer veren Avşar, ülkemizin, Dünyanın en önemli sismik kuşaklarından birisi olan Alp-Himalaya Kuşağı üzerinde yer aldığını, haritalanmış olan 485 diri fay ile toprakları üzerinde dünyanın en fazla diri fayına sahip ülkesi olduğunu, bu fayların, Kuzey Anadolu, Doğu Anadolu ve Batı Anadolu fay hatları olup 14.500 km’lik uzunluğa sahip ve tarih boyunca en büyük depremlere yol açan fay sistemlerinin başında geldiğini ve 6 Şubat depremleri, 23 Nisan Silivri depremi ve son yaşanan Balıkesir Sındırgı depreminin bu jeolojik riskin acı birer gerçeğe dönüşebileceğini bir kez daha gösterdiğini belirtti.
‘Kuzey Anadolu Fay Hattı Şarköy'den geçmekte’
Tekirdağ’ın depremselliğine değinen Avşar sözlerine şöyle devam etti; “Tekirdağ da Kuzey Anadolu Fay Hattı'na yakınlığı nedeniyle yüksek deprem riski taşıyan şehirlerimizden biridir. Söz konusu fay hattı, Şarköy'den geçmektedir. Şarköy ve Mürefte bölgeleri 1.derece, Tekirdağ Merkez 2.derece, daha kuzeyde kalan ilçeler ise 3.ve 4. derece deprem bölgeleridir. Bu noktada şehrimiz özellikle kıyı kesimini oluşturan Marmaraereğlisi, Süleymanpaşa’nın önemli bir kısmı ve Şarköy zemin yapısı ve fay hattı dolayısıyla yüksek risk taşımaktadır.”
‘Muhtemel bir Marmara depreminden en çok etkilenecek illerden biri’
Avşar, uzmanların Marmara'da beklenen büyük depremin Tekirdağ'ı da etkileyeceği ve Tekirdağ’ın bu açıdan yüksek deprem riskiyle karşı karşıya olan bir kent olduğunu belirttiklerini, depremin kaynağının 300-400 km’lik uzaklıktan bile etkisi altına alabileceği ve dolayısıyla Tekirdağ’ın muhtemel bir Marmara depreminden etkilenme durumunu gösterdiğini ifade ettiklerini, söyledi.
‘Yerleşim yerleri, deprem fayını takip eden dere yatakları üzerinde’
Özellikle KAF hattının Gaziköy'den girerek Mürefte ve Şarköy’den geçtiğini ayrıca buradaki yerleşimlerin deprem fayını takip eden dere yatakları üzerinde olduğunu da ifade eden Avşar, bununla birlikte Tekirdağ’ın, 9 Ağustos 1912’de 7,3 büyüklüğünde Şarköy-Mürefte depremi ile binlerce insanını kaybederek bu durumu acı bir şekilde yaşadığını belirtti.
‘Deprem dirençlilik’ bir tercih değil, zorunluluktur.
23 Nisan Silivri depreminde Tekirdağ, depremin en çok hissedildiği illerimizden biri olduğunu, hatta son Balıkesir Sındırgı depreminin bile şehrin genelinde hissedildiğini belirten Avşar, sözlerine şöyle devam etti; “Bu durum karşısında ilimizi ‘deprem dirençli kent’ haline getirmek bir tercih değil zorunluluk olmuştur. Bu konuda gerek yerel yönetimler gerekse bakanlık tarafından kısmi çalışmalar yapıldığı ancak çok yetersiz kalındığı görülmektedir.”
‘Yapı stokunun yaklaşık yüzde 50’si 1999 öncesi dönemden kalma’
Avşar, yapılan açıklamalara göre ilimizin yapı stokunun yaklaşık yüzde 50’sinin 1999 öncesi döneme ait olduğu ve çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildiği; ancak 23 Nisan
Silivri depreminde halkın birçoğunu evlerinde yakalandığını, büyük korku ve panikle sokaklara döküldüğünü; telefonların kilitlendiği, iletişimin ancak internet üzerinden yapılabildiğini belirtti.
‘İş birliği şart’
Avşar, bu çerçevede iktidarın siyasi telaşını bir tarafa bırakarak; belediyelerimiz, halkımız ve ilgili meslek odalarıyla iş birliği halinde bir gün bile kaybetmeden gerekli hazırlıkları ve dönüşümleri yapmasının bir zorunluluk olduğunu ifade etti ve Bakan Kurum’a bir dizi soru sordu.
Tekirdağ’ın, fay hattına yakınlığı ve muhtemel bir Marmara depreminin etkisinde kalma riski göz önüne alınarak Bakanlığınızın “Afetlere Dirençli Şehirler” vizyonu kapsamında ilimize gerekli önem ve öncelik tanınmış mıdır? Bu bakımından hazırlanmış riskli yapı dönüşüm planı ve uygulama yol haritası bulunmakta mıdır?
Söz konusu dönüşüm planı kapsamında belediyelerle iş birliği halinde deprem riski en yüksek ilçeler olan Marmaraereğlisi ve Şarköy başta olmak üzere Tekirdağ’ın riskli yapı stoku tespit edilmiş midir? Mevcut yapı stokunun yüzde kaçı depreme dirençli değildir?
Deprem öncesi yapılması gereken hazırlıklar hangi aşamadadır? Yeterli sayıda ve gerekli araç-gerece sahip kaç deprem toplanma alanı vardır? Sağlıklı ve kesintisiz iletişimin sağlanması için gerekli sistemler kurulmuş mudur? Bilinçlendirme ve farkındalık oluşturma çalışmaları yapılmakta mıdır?
Hazırlıklar kapsamında belediyelerle, ilgili meslek odaları ve halk ile gerekli iş birlikleri sağlanmış mıdır? Olası bir deprem öncesi eşgüdüm halinde çalışma, görev dağılımı ve iş bölümü yapılmış mıdır?
Muhtemel bir İstanbul depreminin Tekirdağ'a etkisi nedir? Buna karşı bir hazırlık yapılmış mıdır? Gerekli simülasyonlar, tahliye planları, ilk yardım ve barınma gibi senaryolar çalışılmış mıdır?