Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyetimizin 102. yılını kutlamanın onurunu, gururunu ve coşkusunu yaşıyoruz.
Atatürk’ün en büyük iki emanetinden biri olan Cumhuriyet, “bilhassa kimsesizlerin kimsesi” olmuş; halkın egemenliğini esas alan bir çağdaşlaşma devrimidir. Ekonomiden eğitime, tarımdan bilime, kültürden sanata kadar bir milletin küllerinden yeniden doğuşudur.
Cumhuriyet, demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışının en somut ifadesidir. Cumhuriyet, karanlığa bir başkaldırı, aydınlığa açılan kapıdır. Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunun ilanıdır.
Ne yazık ki bugün, ülkemiz derin bir ekonomik krizin, adaletsizliğin ve hukuksuzluğun pençesindedir.
Demokrasi askıya alınmış, yargı iktidarın sopasına dönüştürülmüş, milli irade yok sayılmıştır.
Cumhuriyet’in temel değerleri ve kazanımları, kişisel iktidar hırsına kurban edilmektedir.
Bugün, bir asır önce olduğu gibi, bu ülkenin kaderini tek bir kişinin değil, milletin kendisinin belirleyeceği günler için mücadele ediyoruz.
“Tek Adam Rejimi”nin yarattığı karanlığa karşı, bağımsızlığı kazanan, Cumhuriyeti kuran, demokrasiye inanan bir halkın kararlılığıyla yeniden başaracağız. Bu ülkeyi yeniden ayağa kaldıracağız!
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını demokrasiyle, adaletle ve halkın egemenliğiyle taçlandıracağımıza olan inancımla; Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına, aziz şehitlerimize ve gazilerimize sonsuz minnet ve şükranlarımı sunar; ulusumuzun 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı en içten duygularımla kutlarım.
Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın Demokrasi!
