Denizli Devlet Hastanesi’nde tavanın çökmesiyle birlikte yıllardır gündeme gelen “deprem dayanıklılığı” tartışmaları yeniden alevlendi. TTB, gerekli önlemleri almayan yetkililere tepki göstererek sağlık çalışanlarının ve halkın yaşamının hiçe sayıldığını açıkladı.
Denizli’de 11 Ağustos 2025 tarihinde yerel basına yansıyan fotoğraflarda, Denizli Devlet Hastanesi B Blok Genel Cerrahi Servisi önünde tavanın bir bölümünün çöktüğü görüldü. Olay, hastanenin depreme dayanıklılığına ilişkin endişeleri yeniden gündeme getirdi.
2017’de “Depreme Dayanıksız” Raporu
Yerel basında yer alan bilgilere göre, 2017 yılında yapılan deprem performans analizinde hastanenin hizmet verdiği 7 blokun depreme dayanıklı olmadığı tespit edildi. Raporda, kolon ve kirişlerin çürük olduğu, zeminin killi kumdan oluştuğu ve 4 metre derinlikte suya rastlandığı belirtilerek “hastanenin depreme dayanıksız olduğu” sonucuna varıldı.
Ancak söz konusu rapor, ne sağlık çalışanlarıyla ne de Denizli Tabip Odası ve ilgili kurumlarla paylaşılmadı. Bu nedenle hastanenin gerçek durumu hakkında kamuoyunda net bilgi bulunmuyor.
Uyarılar Yıllardır Dikkate Alınmadı
Deprem performans analizi sonrası Denizli Tabip Odası, TMMOB Denizli İl Koordinasyon Kurulu ve çeşitli sivil toplum kuruluşları defalarca uyarılarda bulundu. Ancak bugüne kadar başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere yetkili kurumlar tarafından hiçbir adım atılmadı.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), alınmayan önlemler nedeniyle sağlık çalışanlarının ve Denizli halkının büyük bir risk altında olduğunu belirterek, “Alınmayan önlemler, sağlık çalışanlarının ve hastaneden hizmet alan halkın yaşamını hiçe saymaktadır” açıklamasında bulundu.
“Tüm Sağlık Kurumları İçin Acil Önlem Şart”
TTB Merkez Konseyi, Denizli Devlet Hastanesi’nde yaşananların, Türkiye’nin deprem gerçeğini bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti. Açıklamada şu çağrı yapıldı:
-
Tüm sağlık kurumlarının depreme dayanıklılık analizleri acilen yapılmalı,
-
Riskli yapılar için güçlendirme veya yeniden yapım çalışmaları hızla başlatılmalı,
-
Sağlık çalışanlarının ve halkın can güvenliği güvence altına alınmalıdır.