TÖP Çocuk Hakları Meclisi; "Çocukları Patronların Eline Bırakmayacağız!"

Adana'da İnönü Parkında bir araya gelen Toplumsal Özgürlük Partisi Çocuk Hakları Meclisi üyeleri, "Çocuk Emeğinin Sömürüsüne İzin Vermeyeceğiz" başlıklı basın açıklaması gerçekleştirdiler.

Çocuk Hakları Meclisi adına Derya Çiçek Nar tarafından okunan basın açıklamasında; "Sokakta, tarlada, fabrikada, atölye tezgahında çalışan her bir çocuk için buradayız. Mücadele edeceğiz" dedi.

Çiçek sözlerine şu şekilde devam etti;

WhatsApp Image 2023-06-13 at 09.13.15 (1)

Bugün burada 12 Haziran Çocuk İşçiliği ile Mücadele Günü dolayısıyla toplandık.

Bu açıklamadan sadece 5 gün önce Ankara Altındağ’da 13 yaşındaki Harun, çalıştığı oto tamircide yük asansörünün altında kalarak hayatını kaybetti.

Evet, çocuk işçiliği, çocukların emeğinin sermaye tarafından sömürülmesi çok açık bir gerçeklik. Bu gerçekliğin değişmesine dair mücadele ise çok sınırlı ve yalnızca bu sorunun gerçek sebeplerini gördüğümüzde çözülebilir.

Çocuk emeğini kim sömürüyor biliyoruz

Çocuklarla ilgili her şey politik ve sınıfsaldır, biliyoruz. Yaşamın her yerinde olan ama hakları yok sayılan, özne olarak kabul edilmeyen, ezilen, ihmal ve istismara maruz bırakılan çocukların yaşadığı her şeyden sorumlu olanın içinde yaşadığımız erkek ve sermaye egemenlik sistemi olduğunu, yetişkin egemenliğinin bunu desteklediğini biliyoruz.

Yoksulluk, kapitalizmin egemenliği var olduğu sürece çocukların işçileşmesinin önüne geçilemeyecek, bunu da biliyoruz!

Sadece resmi rakamlara göre ülkemizde 1 milyona yakın çocuk çalışmak zorunda kalıyor. Oysa gerçek rakamlar bunun neredeyse 3 katı. Ve giderek de artıyor.

Yoksulluk, işsizlik, pahalılık, bölüşüm krizi arttıkça hane başına düşen gelir azalıyor. Çünkü kapitalizmin uzun zamandır süren yapısal krizi, sermayeyi güncel olarak daha fazla ucuz emeğe yöneltiyor. En ucuz emek de çocuklarınki!

WhatsApp Image 2023-06-13 at 09.13.14

Bu bağlamda, çocukların emeğini kimlerin sömürdüğünü biliyoruz!

Şirketler, patronlar, büyük küçük tüm sermayedarlar, işletmeler… Hepsi, bir şekilde çocukların emeğinden besleniyor ve kar elde ediyorlar.

Bizler, hangi çocukların işçileşmek zorunda bırakıldığını da biliyoruz! İşçi sınıfının, emekçilerin, yoksul halkın çocukları çalışmak zorunda kalıyor.

Çocuklar ülkemizde hizmet, tarım, tekstil ve sanayi olmak üzere çok çeşitli işlerde, küçük yaşlardan itibaren ve ağır koşullarda çalışıyorlar.

Hizmet sektöründe, marketlerde ve motokuryelik işlerinde çalışmak giderek yaygınlaşıyor. Mevsimlik tarım işçilerinin nerdeyse yarısı çocuklardan oluşuyor ve 5-6 yaşlarından itibaren çocuklar tarlalarda çalışıyorlar.

Eğitim politikalarındaki sorunlar arttıkça çocuklar çalışmaya yöneliyor. Eğitime ayrılan bütçenin azlığı, okulların her açıdan yetersizliği, eğitimin metalaştırılması, özel okulların yayılması gibi sorunlar en önemli etkenlerden. Tüm bunlar nedeniyle çocuklar eğitimden kopup sermayenin çarklarına hapsoluyor.

Ayrıca çocuk işçiliğine dair yasal yaptırımların ve sözleşmelerin uygulanmadığı da çok açık. İktidar, çocukların işçileşmesinin önüne geçecek yasal adımları atmaktan, sözleşmeleri uygulamaktan geri duruyor. Denetimler yapılmıyor. Yasadışı çocuk çalıştırmaya dair önlemler alınmıyor, caydırıcı cezalar verilmiyor.

Ama aynı iktidar, MESEM gibi yöntemlerle çıraklık, mesleki eğitim adı altında milyonlarca çocuğun işçileşmesinin yasal olarak önünü açıyor. Hatta bizzat Bakan, bununla övünüyor!

Yine aynı iktidar ve onun çocuk politikasının süzgecinden geçen hukuk; çocuk işçilerin yaşadığı hak ihlallerini cezasız bırakıyor. Neredeyse ödüllendiriyor.

Sadece son on yılda 700’e yakın çocuk çalışırken hayatını kaybetti. Bu ölümlerden sorumlu olan failler ve sorumluluk zincirindeki halkalar çoğunlukla cezasız kaldılar. En iyi ihtimalle patrona “para cezası” verilip olay kapatıldı. Hatta kusurlu da çocuk bulundu!

Mülteci çocuklar, tüm bu çemberin içinde en fazla sömürülen ve hak ihlaline maruz bırakılan grup. Kayıt dışı işçilikte mülteci çocuklar yoğun. Her türlü tehlikeye açık şekilde, en ucuza çalıştırılıyorlar.

Şimdi bir de deprem bölgelerindeki çocuk işçiliğin arttığı gerçeği var önümüzde. Bölge milyonlarca çocuğun hala en temel ihtiyaçlarından mahrum olması, eğitim olmayışı, çocukların yoksulluğunun ebeveynleriyle birlikte artması gibi etkenler dolayısıyla çalışmak tek seçenek oluyor. Çocuklar bölgede “ne iş olsa” yapıyorlar; yoğunluklu olarak inşaat, fırın, berber, restoran gibi yerlerde çalışıyorlar. Buralarda hem çok az ücret alıyor hem de çok çeşitli biçimlerde istismara maruz kalıyor, açıktan şiddete uğruyorlar. Devletin deprem bölgesindeki halkı, halkın çocuklarını yalnız bırakma halinin faturası çocuklara işte böyle yansıyor.

İzin vermeyeceğiz! Buradayız!

Çocukların emeği üzerinden kimlerin karına kar kattığını da biliyoruz hangi çocukların işçileştiğini de!

Kimlerin çocuklardan yana olduğunu da biliyoruz, kimlerin patronlardan yana politika ürettiğini de!

Onların çocukları yatlarla gezerken halkın çocukları ufacık yaşlarda çalışmaya başlıyor. Eve ekmek götürme derdine düşüyor. Onların çocukları lüks arabalara binerken halkın çocukları o arabaların camlarını silmek için sokaklarda, otoyollarda çalışıyor.

Bizler, TÖP Çocuk Hakları Meclisi olarak çocuk emeğinin sömürülmesinin önüne geçmek, çocuk yoksulluğu ile mücadele etmek için üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız.

Sokakta, tarlada, fabrikada, atölye tezgahında çalışan her bir çocuk için buradayız. Mücadele edeceğiz.

Çocukların emeğinin sermaye tarafından sömürüsü tamamen yasaklanana, çocuklar çalışmak zorunda kalmayana, yasal yaptırımlar ve sözleşmeler net biçimde uygulanmaya başlayana kadar buradayız.

Bizler, patronlardan değil çocuklardan yanayız. 

Editör: Haber Merkezi