"Sağlık çalışanlarının daha fazla şiddete uğramaması için tıkanan Sağlıkta Dönüşüm Programından en kısa sürede vazgeçilmelidir."
İnönü Parkı’nda yapılan açıklamayı Emekliler Dayanışma Sendikası Adana Bölge Temsilciliği-Tüm Emeklilerin Sendikası Adana Temsilciliği; adına Nevin Berktaş ve Dahar Arslan okudu. Açıklamaya HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları ve bir çok kurum temsilciside katılarak destek verdi.
Konuyla ilgili yapılan açıklamalar şu şekilde;
Sevgili Basın Emekçileri, Değerli Emekli Arkadaşlar, Dostlar...
Bir kez daha buradayız!
Bizi görmeyenlere sesimizi duymayanlara bir kez daha seslenmek istiyoruz!
Bildiğiniz gibi önümüzdeki yılda toplumsal kaynağın kimlerden ne kadar vergi alınarak oluşturulacağı bu kaynağın nerelere kimler için harcanacağı ve dağıtılacağının belgesi olan "Merkezi Yönetim Bütçe Yasası" gündemimizde. Bu yasal belge Devletin topluma bakış açısının demokrasi anlayışının belgesidir.
İki aydır yazılanları söylenenleri takip ettik. Meclisteki konuşmaları dinledik! Önümüzdeki yıl hepimizi, toplumsal yaşamın her alanında etkili olacak Merkezi Bütçede yine yok sayıldığımızı gördük!
Bizler hakikatler konuşulsun istiyoruz!
AKP yirmi iki yıllık iktidarı boyunca Merkezi Yönetim Bütçelerini Küresel kapitalist politikaların uygulanma aracı yaptı. Sosyal Devlet anlayışını her yıl biraz daha yok etti. 2023 yılı Merkezi Hükümet Bütçesinde de; Eşitsizliği derinleştiren, ayrımcılığı araç haline getiren anlayışına devam etmiş.
Yoksulu daha yoksul zengini daha zengin yapan, toplumsal barışı tehdit eden resmi yasal bir belge gibi olmuş. Sosyal Devlet ilkesi askıya alınmış. Devlet toplumsal sorumluluğundan tümden vazgeçme noktasına gelmiş, Bütçede, emekliye yaşlıya işçiye üreticiye çiftçiye para yok bütçede açık var diyenlerin pervasız bir biçimde kaynakları nereye aktardığı ve bütçenin neden açık verdiği açıkça yazılı. 2023 Bütçe Yasa teklifinde 2023 yılı için öngörülen vergi harcaması 994 milyar, 380 milyon TL. Vergi harcaması demek, devlet ekonomik mali ve sosyal amaçlarla tahsil edeceği vergilerden kısmen veya tamamen geçici veya sürekli olarak vazgeçmesi demektir. Bu vazgeçilen yaklaşık 1 trilyon kamu gelirinin birilerinin cebinde kalmasıdır. Bütçe gelirlerinin yaklaşık yüzde 25 ini ve toplam vergi gelirlerinin yüzde 30 u kadarını toplamayacak bunu birilerine rant ve kaynak olarak aktaracak, vergisini affedecek demektir. Böyle yapılmasa ne olacaktı bütçe açık vermeyecekti. Çünkü 2023 yılı için öngörülen bütçe açığı 659 milyar TL.dir. 994 milyar, 380 milyon TL. vergi harcaması yapılmazsa 2023'de bırakın bütçe açığı vermeyi yaklaşık 350 milyar TL bütçe fazlası verebiliriz. Bütçeye kimler için açık verdirildiği çok açık görünüyor. AKP Hükümetleri bunu hep yaptı ve suskun kalındı. 1999 da şirketlerden sermaye sahiplerinden alınan vergi yüzde 46 iken bugün yüzde 22 düşürüldü. Yoksulluğun açlığın sefaletin sorumlusunun kimler olduğu ortada. Bütçeye yük olan emekliler değil şirketlerdir. Bütçe de para yok açık var söylemi de koca bir yalandır! Başka bir büyük adaletsizlikte 2023 yılı bütçe gelirlerinin yüzde 86,5 vergi gelirlerinden sağlanması hedefleniyor. Yani vergi emekliden çalışandan üreticiden emekçiden vatandaştan toplanacak. Sadece yüzde 17,4 ünün kurumlar vergisi üzerinden toplanması hedeflenmiş. Bütçe gelirleri öncelikle ranttan faizden kardan alınacak vergilerle sağlanmalıdır. Anayasa "Herkesin gelirine göre vergi alınır." diyor. Anayasa bir kez daha askıya alınmış. Yoksulluğun açlığın sefaletin daha da derinleşmesine devam edilsin denilmiş. Yoksulluğu ortadan kaldırmak Devletin görevidir. Gıda ilaç sağlık eğitim başta olmak üzere elektrik su doğalgaz mal ve hizmet alımlarından KDV ÖTV kaldırılmalıdır.
2023 yılı Sağlık Bakanlığı Bütçesinde "tedavi edici sağlık programına ayrılan yüzde 69,6 lık payın yüzde 22,9 u şehir hastaneleri patronlarına kira bedeli ve hizmet alımı olarak ödemeye devam eden anlayışı şiddetle kınıyoruz. Milyonlarca insan sağlık hizmetine erişemezken nitelikli ameliyat olamazken ödediğimiz vergilerin bir avuç şirkete aktarılmasını kabul etmiyoruz. Koruyucu sağlık hizmeti için kişi başına 596 lira, tedavi hizmetleri içinde 917 lira harcama planlanmış. Bugünden ilaca yüzde 37,7 zam yapıldı. Yıllık enflasyonun yüzde 180 olduğu, yoksulluk sınırının 25 binleri aştığı hemen her şeyin fiyatının ayda birkaç kez arttığı günümüzde ortalama 4600 lira aylık alan en az bir iki kronik hastalıkla uğraşan emeklileri yaşlıları yok sayan Sağlık Bakanlığı Bütçesi bizim için hükümsüzdür.
Bize aylar haftalar sonra muayene tetkik ve ameliyat randevuları veriliyor. Yüzde 10 larla başlayan katkı payı yüzde 50- 100-200 artırıldı. Şimdi de ne alırsan ala dönüştürüldü. Nitelikli ameliyat olmak için para ve doktor bulamıyoruz. Genel Sağlık Sigortası primi yatıranlar bile sağlık hizmeti alamıyor. Emeklilerin yaşlıların toplumun daha fazla mağdur edilmemesi doktorların
Emeklilerin çalışırken bedelini ödediği erişilebilir ücretsiz nitelikli sağlık hizmeti hakkı teslim edilmelidir. Emeklilerin sorunlarını görmeyen sesini duymayan ve Sosyal Güvenlik Kurumu sorunsuz işliyor diye açıklama yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanını hakikatleri görmeye davet ediyoruz. Finansmanını emeklilerin çalışanların üzerinden yürüttüğünüz ve milyonlarca insanı açlık sınırının altında aylıkla ücretle yaşamak zorunda bıraktığınız bir toplumda Sosyal Güvenlik Kurumunun sorunsuz olduğunu söylemek toplumsal sorumluluğundan vazgeçen bir yönetim erkinin söylemidir.
Sayın Bakan sizde çok iyi biliyorsunuz ki yoksulluğun sefaletin asıl nedeni işçi ve emeklilerin haklarına el konulmasıdır ve hak arama yollarının kapatılmasıdır.
Ve yine çok iyi biliyorsunuz ki emeklilerin ekonomik güvenceden sağlık hizmetinden yoksun bırakan hukuku geriye doğru işleterek işçinin emeklinin hakkına el koymanın öteki adı olan Sosyal Güvenlik Reformudur. Bugün çözmeye uğraşıyoruz dediğiniz EYT sorununu reformla sizler yarattınız. İntibak sorunu da öyle.
Emekli aylığını altı aylık enflasyon hesabına bağladınız. Emekliye Milli Gelirden Ekonomik büyümeden pay vermiyorsunuz. Aylıkları güncellemiyorsunuz. Karı yüzde 400’leri aşan bankalara karşı emeklileri korumuyor üç kuruş promosyon için perişan ediyorsunuz. Her şeyi özelleştirip ticarileştirirken karlar özel zararlar toplumsal olacak dediniz ve Sosyal Güvenlik Kurumunun finansman yükünü emekliye çalışana yüklediniz. İflas etmiş bu politikalara hala devam diyorsunuz. 84 milyon nüfusun 82 milyonunun emeğini vergisini 2 milyonun refahı için kullanıyorsunuz. Bu haksızlığın adaletsizliğin sözcüklerle ifadesi yoktur.
Yapılması gereken: Reform denen hak gaspından vazgeçilerek yeniden emeklinin işçinin hakkını teslim eden, toplumun ihtiyaçlarını karşılayacak sosyal devlet olmanın şartı olan yaşlılıkta ekonomik ve sağlık güvencesi sağlayan bir kamu emeklilik sigortası sisteminin yeniden düzenlenmesidir. Emeklilerin dün ödediği, işçilerin bugün ödüyor olduğu primlerin hakkı teslim etmektir.
Yüzde 180'lere varan enflasyonist bir ortamda ocak ayı zammı için yüzde 17 olacak deniyor. Yeter artık! Bu temelsiz hesaptan vazgeçilsin! Yüzde 100 zam yapılırsa emekliler ancak günü kurtarabilir. Yarın için Milli Gelirden ekonomik büyümeden pay verilerek aylıklar güncellenirse açlık sınırında yaşayabilir duruma gelir emekliler.
Bugün ülkeyi yöneten siyasilere yarın yönetmek isteyenlere buradan sesleniyoruz artık hakikatleri görmezden gelmeyin! Sorunları çözüyormuş gibi yapmayın! Katlanarak artı devasa boyutlara ulaştı. Yaşamımızı tehdit eder boyuta geldi. Emekliler yaşlılar geçmişle gelecek arasında köprüdür bu hakikati görün artık! Emeklileri Yaşlıları görmeyenler geleceği zor görürler. Emeği inkâr etmenin hiçbir kitapta yeri yoktur!
Bizler dünün çalışanı bugünün emeklileriyiz. Ülkede üretilen tüm değer ve hizmetler biriken sermaye bizim emeğimizi ürünüdür. Dün ödediğimiz primlerin bugün ödediğimiz vergilerin karşılığını istiyoruz.
Asgari Ücret Değil, Alım Gücü Yükseltilsin. Vergi Soygununa son verilsin
*Sosyal Yardım Değil Sosyal Sigorta Sistemi
Yaşlılığın Güvencesi Olan Kamu Emekliliği Hakkımızdan Vazgeçmiyoruz. Emeklilerin Sendikal Örgütlenmesinin Önündeki Engeller Kalksin
*Emeklilikte Yaşa Takılanların Sorunları Çözülsün, Hak Gaspları Giderilsin *Sosyal Güvenlik Ve Sağlık Haktır. Özelleştirmeye Son Verilsin Sosyal Güvenlik Sistemi Şirketlerin Değil, Çalışanları, Emeklilerin ve Toplumun Bütünün Çıkarı İçin Yeniden Düzenlensin
*Altı Ayda bir Düzenlenen Yüksek Artışlı Promosyon İstiyoruz. Yılda Dört Kez Asgari Ücret Tutarında Bayram ve Yılbaşı İkramiyesi istiyoruz.
Toplumun vicdanıyız, toplumsal yaşamın vazgeçilemez bir parçasıyız. Bütün sorunların kuşaklararası dayanışma, kolektif akıl ve bilinçle çözebileceğimize inanıyoruz! Sağlıklı güzel günlerimiz olacak!
Birlikte Başaracağız!
Geldiğiniz için hepinize çok teşekkür ediyoruz.
Emekliler Dayanışma Sendikası Adana Bölge Temsilciliği Tüm Emeklilerin Sendikası Adana Temsilciliği