Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, belediyelere borç bildirimleri gönderildiğini duyurdu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, belediyelere borç bildirimleri gönderildiğini duyurdu.

"Ülkemizdeki koşullar ne kadar zor olursa olsun, eşit, özgür, laik, demokratik ve barış içinde yaşam mücadelemizi çocuklarımız ve gençlerimizle birlikte sürdürmeye devam edeceğiz."

Eğitim Sen tarafından yapılan yazılı açıklamada şunlar ifade edildi;

Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkış tarihi ve Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı olarak kabul edilen 19 Mayıs ‘Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın 105. yılını kutluyoruz. Emperyalizme karşı mücadelenin ilk ve en önemli tarihsel simgelerinden birisi olan 19 Mayıs tarihi aynı zamanda bir ‘Gençlik ve Spor Bayramı’ olarak kutlanmasına rağmen gençlerimiz gençliklerini yaşamaktan çok uzaktır.

19 Mayıslar yıllardır gençlere, genç kuşaklara övgüler dizilen bir gün olarak kutlansa da, ülkemizde gençler evde, sokakta, okulda, üniversitede, iş yerlerinde uzun yıllardır baskıcı ve otoriter uygulamalarla karşı karşıyadır. Gençliğin sorunlarını önemsemeyen, tutarlı ve planlı bir gençlik politikası geliştirmeyen siyasi iktidar, yıllardır gençlerin yaşadığı sorunları ve taleplerini görmezden gelmeyi sürdürmektedir.

Toplumsal bir kategori olarak bakıldığında nüfusun en dinamik kesimlerini oluşturan gençler, egemen siyasi güçler tarafından her zaman potansiyel tehdit olarak değerlendirilmiştir. Türkiye’de gençler mevcut baskıcı düzenin devamı için eğitimde yaşanan dinselleşme ve ırkçı-şoven eğitim politikaları üzerinden ‘eğitilerek’ kapitalist sistemle uyumlu hale getirilmek istenmektedir. Irkçılık, milliyetçilik ve din istismarını temel ilke edinen siyasal hareketlerin, iktidar destekçisi tarikat ve cemaatlerin okullarda, özellikle meslek liselerinde gençleri nasıl kuşattığı, suç ve şiddet sarmalının içine çekmeye çalıştığı bilinmektedir.

Türkiye’de gençlik, bir bütün olarak, geleceksizliğin kendisine kader olarak dayatıldığı nitelikli eğitim olanaklarından yoksun ve umutsuzluk içindedir. Toplumsal yozlaşma ve çürüme en çok gençleri etkilerken, eğitimde ve çalışma yaşamında eşitsiz ve adaletsiz koşullarla mücadele etmektedir. TÜİK verilerine 15-24 yaş arası her beş gençten birisi işsizken, her dört gençten birisi ne eğitimde ne istihdamda yer almaktadır.

Türkiye’de gençliğin önemli bir kısmının uyuşturucu, çeteleşme vb. etkenlere yönelmekte hatta bilinçli olarak bu alanlara yönlendirilmekte olduğu bilinmektedir. Özellikle kentlerin yoksul kesimlerinde, eğitim hakkından yoksun, yoksulluk içinde hayata atılan ve iş bulma olanakları sınırlı olan emekçi gençlik yığınları, her tür gerici, ırkçı, şoven propagandanın etkisi altındadır.

GENÇLİK GELECEKTİR, GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ!

Gençliğin, ilkokuldan başlayarak ırkçı ve gerici bir temelde örgütlenmesini hedefleyen, dünyayı gerçekte olduğu gibi değil, egemen güçlerin onlara göstermek istediği gibi görmelerini isteyen bir eğitim sistemi içinde sağlıklı bireyler olarak kendisini gerçekleştirmeleri mümkün değildir. Bilim dışı ve dinsel söylemlerle kuşatılmış, popüler kültürün saldırısı altında yaşayan gençler daha önce hiç olmadığı kadar karamsar duyguların içine itilerek gelecek beklentisi olmayan bireyler haline getirilmek istenmektedir.

Türkiye’de farklı kimlik ve inançlara sahip olan gençlik kesimleri ülkeyi yönetenlerden, kendi geleceğe güvenle bakabileceği, insanlığın demokratik, eşitlikçi ve evrensel değerlerini özümseyeceği, savaşların olmadığı, halkların özgürlük ve barış duygularıyla bir arada yaşayacağı demokratik bir Türkiye mücadelesinin en önemli dinamiklerinin başında gelmektedir.

Gençliğin geleceğe bakışında ortaya çıkan sorunlardan söz ederken, egemen güçlerinin gençliğin geleceğini karartan, onların enerjisini, yaratıcılığını her fırsatta sömüren, gençliğin dinamizmini denetimi altına alan ve onu düzenin temel parçası haline getiren politikaların terk edilmesi, gençliğin kendi geleceğini yine kendi mücadelesi ile şekillendirmesinin önünü açacak somut politikalara ve adımlara ihtiyaç vardır.

Gençlerin eğitim hakkından kamusal bir anlayışla eşit ve parasız olarak yararlanması; laik, bilimsel, demokratik ve kendi anadillerinde eğitim almalarının sağlanması, onları sınırsızca ucuz emek olarak sömürülecek ‘kaynak’ olarak görmeyip birey olarak tanımak, istihdam, iş güvencesi ve onurlu bir yaşam sürmeleri için gerekli adımları atıldığında gençlerin içine itildiği karamsarlığın önüne geçilebilecektir. Bunun için öncelikle gençlerin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda nitelikli eğitim alması, insan onuruna yaraşır koşullarda, gelecek kaygısı olmadan yaşayabilmeleri için gerekli adımlar atılmalıdır.

Eğitim Sen’in ve ülkenin dört bir yanında görev yapan eğitim ve bilim emekçilerinin mücadelesi, aynı zamanda çocuklara ve gençlere onurlu bir gelecek bırakma mücadelesidir. Ülkemizdeki koşullar ne kadar zor olursa olsun, eşit, özgür, laik, demokratik ve barış içinde yaşam mücadelemizi çocuklarımız ve gençlerimizle birlikte sürdürmeye devam edeceğiz.

Eğitim Sen olarak eşit, özgür bir yaşam ve aydınlık bir gelecek mücadelesinde birlikte yürüdüğümüz bütün gençlerimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyoruz.

Editör: Haber Merkezi