Eğitim Sen, Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2025 yılı il dışı yer değiştirme kontenjanlarına tepki göstererek, uygulamanın öğretmenlerin tayin hakkını fiilen ortadan kaldırdığını belirtti. Açıklamada, “Kontenjanlar yok denecek kadar az tutulmuş, öğretmenlerin aile birliğini sağlama ve sosyal yaşamlarını sürdürme hakkı ihlal edilmiştir” denildi.
Sendika tarafından yapılan açıklamada,
İL DIŞI YER DEĞİŞTİRME KONTENJANLARI ÖĞRETMENLERİN MAĞDURİYETİNİ DERİNLEŞTİRİYOR!
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan 2025 yılı il dışı yer değiştirme takvimi ve kontenjanları, öğretmenlerin beklentilerini karşılamaktan uzak, plansız ve adaletsiz bir tabloyu gözler önüne sermiştir. Açıklanan verilere göre birçok branşta yalnızca sınırlı sayıda il tercih edilebilir hale getirilmiş, özellikle batı illerinde kontenjanlar neredeyse yok denecek kadar az tutulmuştur.
Örneğin; İlköğretim Matematik Öğretmenliği sadece 22 ilde açılmıştır. Fen Bilgisi Öğretmenliği için 40 il; Sınıf Öğretmenliği için 64 il; Matematik Öğretmenliği için ise toplam 32 il, il dışı atamaya açılmış olup, bu illerdeki okul sayısı çoğu branşta 10’un altında kalmıştır. Bu veriler, öğretmenlerin il dışı tayin hakkının fiilen ellerinden alındığını göstermektedir.
Yıllardır aynı ilde, çoğu zaman ailesinden, sosyal yaşamından uzak, zor koşullarda görev yapan binlerce öğretmen, yer değişikliği talebinde bulunmakta; ancak açıklanan son kontenjanlar, bu taleplerin önüne yeni bir engel daha koymaktadır. İller arası tayin yıllar geçtikçe daha da zor hale gelmesiyle birlikte zorunlu görevini tamamlayan öğretmenler kontenjan açılmadığı için fiili olarak zorunlu hizmet görevine devam etmek zorunda kalmaktadır.
İl dışı atamalarda sınırlı kontenjan açılmasının ardında yatan temel nedenlerden birisi de kamuda uygulamaya konulan tasarruf tedbirleridir. Kamusal hizmetin niteliğini düşüren bu tedbirler, kamusal eğitimi zayıflatarak özel öğretim kurumlarına alan açmayı hedefleyen politikaların bir uzantısıdır. Öğretmenin tayin hakkının sınırlandırılması, yalnızca bireysel bir mağduriyet değil, aynı zamanda kamusal eğitim hakkının ihlali olarak görülmelidir.
İl dışı atama sürecinin bir diğer boyutu ise eğitim yönetiminin yerel ihtiyaçlar doğrultusunda değil, tamamen merkezî talimatlarla yürütülmesidir. İl ve ilçe millî eğitim müdürlüklerinin söz sahibi olamaması, sahadaki gerçek ihtiyaçların görülmesini engellemektedir. Norm kadro belirlemeleri, atama planlamaları ve okul ihtiyaç analizleri, öğretmenlerin ve eğitim emekçilerinin görüşleri dikkate alınmadan masa başında yapılmaktadır. Bu da yer değişikliği süreçlerinde büyük bir adaletsizliğe yol açmaktadır.
Eğitim Sen olarak, il dışı tayin hakkının eğitim emekçilerinin hem özlük hem insani haklarının bir parçası olduğunu vurguluyoruz. Öğretmenlerin aile birliğini sağlama, mesleki gelişim olanaklarına erişme ve sosyal yaşamlarını sürdürebilme hakları, yalnızca kontenjan dayatmalarıyla değil, kamusal bir sorumluluk anlayışıyla ele alınmalıdır.
Sayıların ardındaki gerçek:
ü Bakanlık tarafından açıklanan kontenjanlar birçok ilde neredeyse sıfır düzeyindedir.
ü Özellikle büyükşehirler ve batı illerindeki kontenjanların yok denecek kadar az olması, coğrafi eşitsizliği ve öğretmenlerin ailelerinden uzak kalması, mesleki gelişim olanaklarına erişme ve sosyal yaşamlarını sürdürebilme haklarının ellerinden alınmasına neden olmaktadır.
ü Gerçek öğretmen açıklarının kadrolu değil ücretli öğretmen uygulamasıyla kapatılması, kadrolu öğretmen sayısının bilinçli bir şekilde azaltılması yönündeki politikaların sonucunda iller arası tayin yıllar geçtikçe daha da zor hale gelmekte, öğretmenler bulundukları illerden ve okullardan ayrılamamakta, adeta çakılı kadro olarak bulundukları okullarda kalmaya zorlanmaktadır.
Eğitim Sen olarak taleplerimiz nettir:
1. Norm kadro sistemi şeffaf ve veri temelli bir şekilde yeniden düzenlenmelidir.
2. Tüm normlar güncellenmeli, gerçek ihtiyaçlar açığa çıkarılmalıdır.
3. İl dışı atamalarda her branş için adil ve daha fazla norm açılmalıdır.
4. Siyasi kaygılarla değil, bilimsel ve pedagojik verilere göre kontenjanlar belirlenmelidir.
5. Öğretmenlerin tayin hakkı anayasal güvence altındaki yer değiştirme, yerleşim ve aile birliği hakkıyla çelişmeyecek biçimde düzenlenmelidir.
6. Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlik uygulamaları kaldırılarak tüm öğretmenlerin kadrolu, güvenceli biçimde çalışması sağlanmalı; tayin taleplerinin önü açılmalıdır.
Eğitim Sen olarak, öğretmenlerin il dışı tayin haklarının gasp edilmesine, eğitimdeki adaletsizliklerin derinleşmesine ve liyakatsiz yönetim anlayışına karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
Unutulmamalıdır ki eğitim politikaları, emekçilerin iradesi yok sayılarak sürdürülemez. Yer değişikliği hakkının sınırlanması, aynı zamanda eğitimin niteliğini de zayıflatmaktadır. Öğretmenin çalışma ortamındaki mutluluğu, öğrencinin ve eğitimin geleceğidir.
Millî Eğitim Bakanlığı’nı, öğretmenlerin haklarını gözeten, sürdürülebilir, katılımcı ve adil bir yer değiştirme politikası izlemeye davet ediyoruz.