• “Bu Sürecin Dışında Kalmayacağız: Meclis Komisyonu KHK’lıları da Dinlemelidir”

  • “KHK’lı Yurttaşlar Olarak Meclis Komisyonuna Sesleniyoruz: Bizi de Dinleyin”

KHK Platformları Sözcüsü Münir Korkmaz 3S Medya'nın Konuğu Oldu: Barış Süreci, Hukuk ve Vicdan Vurgusu

KHK Platformları Sözcüsü Münir Korkmaz, 3S Medya’da katıldığı programda hem barış sürecine hem de KHK’lıların durumuna dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Korkmaz, iktidarın KHK'lıları “öcü gibi” görmeye devam ettiğini belirtirken, toplumun önemli bir kesiminin bu insanlara vebalı muamelesi yaptığını ifade etti.

"KHK'lıları Öcü Gibi Görmüyoruz"

Münir Korkmaz konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Hükümet herkesi öcü gibi görüyor ama biz KHK’lıları öcü gibi görmüyoruz. Her zaman yanlarında olduk, olmaya da devam edeceğiz. İnsanlar KHK’lı oldukları için yollarını değiştirdi, eşleri terk etti, çocukları evlerine alınmadı. Boşanma oranları Türkiye ortalamasının 55 katı. Bu sosyal travma görmezden gelinemez.”

Barış Süreci ve Demokratikleşme

Korkmaz, “Terörsüz Türkiye” adıyla anılan sürecin, aslında bir demokratikleşme ve barış süreci olduğunu belirterek, MHP'nin bu süreçte yer almasının şaşırtıcı ancak önemli bir gelişme olduğunu vurguladı. Korkmaz, sürece dair şunları söyledi:

“Barış yapmak savaş yapmaktan daha zor. MHP'nin sürece katılımı birçok kişi için şaşırtıcı olabilir ama bu ülkeye barış gelecekse herkes elini taşın altına koymalı. Silahlar susmalı, anneler artık ağlamamalı.”

"KHK Meselesi Çözülmeden Demokrasi Gelmez"

Barış ve demokratikleşme sürecinin KHK’lıları dışlayarak ilerleyemeyeceğini belirten Korkmaz, şöyle konuştu:

“Bu ülkede hukuk yeniden tesis edilecekse KHK meselesi çözülmeden kimse demokrasi geldi diyemez. 100 bini aşkın insanı etkileyen bir süreçten bahsediyoruz. Hukuk dışı gerekçelerle ihraç edildik. Hukuk herkes için uygulanmalıdır.”

AYM ve AİHM Kararlarına Vurgu

Korkmaz, Anayasa Mahkemesi'nin 5 Kasım 2024'te verdiği karara dikkat çekerek, “Terör örgütü üyesi olmadan terör örgütü adına suç işlenemez” hükmünün iltisak/irtibat gibi kavramları geçersiz kıldığını vurguladı. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 239 kişi hakkında verdiği ihlal kararının da bu sürecin hukuki meşruiyetini yeniden tartışmaya açtığını belirtti:

“Anayasanın 90. maddesine göre AİHM kararları bağlayıcıdır. Bu kararlar uygulanırsa sadece KHK değil, birçok demokratik sorun da çözülmüş olur.”

“Komisyonlarda KHK’lılar Temsil Edilsin”

Korkmaz, Meclis’te kurulması planlanan komisyonlar ve alt komisyonlara ilişkin çağrıda bulunarak şunları dile getirdi:

“Grubu bulunan ya da temsil edilen partilerden bu komisyonlarda KHK’lıları da dinlemelerini istiyoruz. Bizler bu ülkenin vatandaşlarıyız ve bu sürece dahil edilmek istiyoruz.”

Vicdanla Başlayan Bir Mücadele

Programın sonunda izleyici sorularını da yanıtlayan Korkmaz, platformu kurma nedenine ilişkin olarak “Tek kelimeyle: vicdan” dedi. Gençliğinden beri adaletsizliklere karşı çıktığını ifade eden Korkmaz, “Mağdurun kimliği olmaz. İnsan hakları evrenseldir” diyerek mücadelesinin temelini açıkladı.

Son Söz: Hukuk İşlerse Türkiye Kazanır

Münir Korkmaz sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Biz kimsenin torpilini istemiyoruz. Hukuk ne diyorsa o uygulansın. Herkes için hukuk, herkes için adalet istiyoruz. Gerçekten hukuk işlerse bu ülke kazanır.”

Whatsapp Image 2025 07 29 At 08.19.17

TBMM’de Kurulan Çözüm Komisyonu İle İlgili Sorular ve Yanıtları

Bu bilgi notu, uzun yıllar Eğitim Sen Adana Şube Başkanlığı yapan ve 677 Sayılı KHK ile 22 Kasım 2016'da Seyhan Belediyesi’nde yürüttüğü kamu görevinden ihraç edilen Güven Boğa tarafından derlenmiştir. Boğa, toplumsal barış ve demokratikleşme çabalarının parçası olarak Meclis’te kurulmakta olan komisyon sürecinin, kamuoyuna şeffaf ve anlaşılır biçimde aktarılması için bu değerlendirmeyi hazırlamıştır.

Adanada Khklilerden Bu Zulmu Durdurun Cagrisi

Türkiye’de 70 ilde dev uyuşturucu operasyonu! 940 şüpheli yakalandı
Türkiye’de 70 ilde dev uyuşturucu operasyonu! 940 şüpheli yakalandı
İçeriği Görüntüle

1. Komisyonun amacı ne?

Türkiye, kırk yılı aşkın süredir devam eden çatışma ortamında büyük acılar yaşadı, büyük kayıplar verdi. 2024 Ekim’inde başlayan ve 11 Temmuz’da silah bırakma adımıyla somutlaşan barış süreci, şimdi Meclis çatısı altında yasal zemine taşınıyor. Bu doğrultuda kurulan Çözüm Komisyonu, hem silahsızlanma sürecinin hem de Kürt sorununun barışçıl ve demokratik çözümüne dair yasal düzenlemelerin hazırlanmasını amaçlıyor.

2. Komisyon ne yapacak?

Komisyon, çatışma sürecinin sona ermesiyle birlikte:

  • Silah bırakan örgüt mensuplarının topluma entegrasyonunu,

  • Suçluların hukuki durumunu,

  • Suça karışmamış olanların kamusal yaşama katılımını,

  • İfade özgürlüğünün önünü açacak hukuki değişiklikleri,

  • Ceza infaz sistemindeki dönüşümleri ele alacak.
    Ayrıca, Terörle Mücadele Kanunu’nun kaldırılması veya demokratik normlara uygun hale getirilmesi gibi düzenlemeler de komisyon gündeminde yer alıyor.

3. Komisyon nasıl çalışacak?

Komisyon doğrudan yasa çıkarmayacak; yasa tekliflerini hazırlayarak ilgili ihtisas komisyonlarına ve ardından Genel Kurul’a sunacak. Stratejik kararlar, nitelikli çoğunlukla (beşte üç veya üçte iki oranında oyla) alınacak. Böylece tek parti veya ittifakların tek başına karar almasının önüne geçilecek, geniş mutabakat sağlanacak.

4. Katılım nasıl sağlandı? Kimler temsil ediliyor?

AKP, CHP, DEM Parti, MHP, TİP, EMEP, HÜDA PAR, DSP ve Yeni Yol gibi partiler komisyona üye verdi. İYİ Parti katılmama kararı aldı. YRP ve DP henüz karar açıklamadı. CHP, 16 maddelik ilkesel bir çerçeve önerisinin kabul edilmesi ve kararların nitelikli çoğunlukla alınması koşuluyla 10 üye ile komisyona katıldı. Katılımcı yapının güçlendirilmesi, kadınların eşit temsili ve adaletli temsilin sağlanması çağrısı sürüyor.

5. Komisyonun önemi neden büyük?

Bu komisyon, yalnızca silah bırakma sürecini değil, aynı zamanda demokratikleşme, adalet ve eşit yurttaşlık temelli bir dönüşümün zeminini oluşturabilir. Toplumsal uzlaşıyı sağlayacak, hukuk dışı uygulamalara son verilmesini teşvik edecek, barış ve demokrasi temelinde çözüm ilkeleri üzerinde bir anlaşma arayışına yön verecek.
Toplumun örgütlü kesimlerinin sürece katılımını sağlayacak mekanizmaların oluşturulması, barışın toplumsallaşması açısından hayati önemdedir.

Muhabir: Güven BOĞA