İHD DAYANIŞMA GECESİNDE VURGU: HAKİKAT VE ADALET OLMADAN BARIŞ İNŞA EDİLEMEZ
İHD Adana Şubesi’nden Dayanışma Gecesi Etkinliği
İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi’nin düzenlediği dayanışma gecesi, saygı duruşuyla başladı ve programda Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Serra Bucak, tutuklu belediye başkanlarına vekalet eden temsilciler, Barış Anneleri ve uzun yıllar cezaevinde kalmış siyasi mahpuslar selamlandı. Gece, İHD Adana Şube Başkanı Yasemin Dora Şeker, İHD Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Demir, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Serra Bucak ve CHP Milletvekili Müzeyyen Şevkin’in konuşmalarıyla devam etti.
İHD Adana Şube Başkanı Yasemin Dora Şeker, konuşmasında Türkiye’de yeniden görünür hale gelen barış sürecine ve demokratikleşme ihtiyacına dair mesajlar verdi. Şeker, tutsak edilen Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ gibi tutuklu siyasilerin adının geçtiği yerlerdeki barış taleplerinin alkışla karşılandığını belirtti.
Şeker, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve ardından Türkiye Belediyeler Birliği Başkanlığı görevini üstlenen Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın tutuklanmasını “irade gaspının kurumsallaşması” olarak nitelendirdi. Bu tutuklamaları “büyük bir zulüm” ve “toplumun iradesine yönelik sistematik bir müdahale” olarak gören Şeker, güncel siyasi operasyonlar ve irade gaspının derinleştiğini, toplumun barış ve demokrasi talebinin ertelenemez bir noktada olduğunu ifade etti.
Barış Süreci Tarihi Bir Fırsat Olarak Değerlendirildi
TBMM çatısı altında başlayan ve Abdullah Öcalan’ın da dahil olduğu görüşme trafiğiyle somutlaşan barış sürecine dikkat çeken Şeker, bu durumu “tarihi bir fırsat” olarak tanımladı. Şeker, çatışmaların durmasını sevinçle karşıladıklarını belirtse de, “Sadece şiddetin ve çatışmaların sona ermesi Barışın inşası için yeterli değildir” dedi. Barışın inşası için savaş ve çatışmaların tahrip ettiği hakikatin onarılması ve yaşanan ağır insan hakları ihlallerinin etkilerinin giderilmesi gerektiğini vurguladı.
Şeker, İHD’nin 2025 raporundan veriler paylaşarak, 335’i ağır olmak üzere 1412 hasta mahpusun hala cezaevinde tutulduğunu dile getirdi. Ayrıca, infazı tamamlanan siyasi mahpusların İdare ve Gözlem Kurulu kararlarıyla tahliye edilmediğini ve AİHM kararlarına rağmen ‘umut hakkının uygulanmadığını’ belirtti.
Devletin ivedilikle demokrasi ve özgürlükleri güvence altına alan bir paket açıklaması gerektiğini belirten Şeker’in talepleri arasında TMK’nın kaldırılması, yargı ve RTÜK baskısının son bulması, sosyal medyada sansür girişimlerinin durdurulması ve dernekler üzerindeki idari denetimin sonlandırılması yer aldı. Ayrıca, BM standartlarına uygun Hakikat, Yüzleşme, Adalet ve Tazmin Komisyonlarının kurulması ile anadilinde eğitim, yerinden yönetim ve eşit yurttaşlık temelli yeni bir anayasa talep etti.
İHD Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Demir: Sözün Gücü Yeniden Artmalı
İHD Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Demir, son yıllarda dünyada yaşanan gelişmelerin insan hakları sistemini çökme noktasına getirdiğini vurguladı. Demir, Hamas’ın saldırıları ve ardından İsrail’in Gazze’de yürüttüğü katliamlarla başlayan sürecin, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gibi insan hakları temelli anlaşmaları adeta rafa kaldırdığını söyledi.
Türkiye’de yeniden başlayan çatışmasızlık ortamının önemine vurgu yapan Demir, insan hakları savunucularının bu süreci sahiplenmesi gerektiğini ifade etti. Çatışmasızlık ortamını kıymetli bulduklarını belirterek, “Çünkü silahın konuştuğu yerde sözün gücü azalır” dedi ve sözün yeniden güçleneceğine inandıklarını dile getirdi. Demir, bu sürecin insan hakları boyutuyla sahiplenilmesi ve demokrasiyle taçlandırılması gerektiğini, hedeflerinin barışın önünü açacak bir demokratikleşme kapısı aralamak olduğunu belirtti.
Demir, Rojava’nın Suriye’de en istikrarlı ve halkların kendilerini ifade edebildiği bölge olduğunu vurgulayarak, Türkiye’de Rojava’nın “tehdit” gibi gösterilmesinin gerçekçi olmadığını söyledi. Muhalefeti eleştiren Demir, iktidara “Suriye’de ne işiniz var?” diye sormadıklarını ve Kürtlere somut bir perspektif sunacak politikalar üretmediklerini belirtti. Demir, konuşmasını İHD’nin evrensel insan hakları perspektifiyle sonlandırarak, “Zulüm dünyanın neresinde olursa olsun karşısındayız” dedi.
Sera Bucak: İHD Bu Ülkenin Hafızasıdır
Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Sera Bucak, İHD’nin 39 yıllık insan hakları mücadelesine dikkat çekerek, derneğin ülkenin en ağır dönemlerinde dahi varlığını koruduğunu söyledi. Bucak, 90’lı yıllardaki faili meçhuller, köy boşaltmaları ve işkencelerle dolu döneme işaret ederek, “İHD, 1986’dan bu yana özverili ve onurlu mücadelesiyle tarihsel bir sorumluluk taşıyor” dedi.
Bucak, İHD’nin tarihi boyunca ağır baskı ve bedellerle yüzleştiğini; çok sayıda üye ve şube yöneticisinin öldürüldüğünü, cezaevlerine konulduğunu ve sürgüne gönderildiğini hatırlattı. Bucak, “İHD bu ülkenin hak ve barış mücadelesinin en güçlü fotoğrafını çekmiştir” ifadesini kullanarak, 40 yıla yaklaşan hak arayışının Türkiye’nin demokrasi tarihini de belgelediğini vurguladı.
Diyarbakır ve bölgeden Adana’ya yapılan ziyaretin duygusal anlam taşıdığını belirten Bucak, bu buluşmanın “bir halklar kaynaşmasının hikâyesi” olduğunu ve Çukurova’nın farklı halkların birbirine temas ettiği bir alan olduğunu söyledi.
Bucak, konuşmasının devamında yerel yönetimlere çağrıda bulunarak, “Barışın toplumsallaşması için yerel yönetimler başta olmak üzere... diyalog kapısını sürekli açık tutmalıyız” dedi. Sözlerini, hakikat arayışının güncelliğine dikkat çekerek sonlandıran Bucak, “Bir hakikat mücadelesine bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. İnsan Hakları Derneği bu yüzden iyi ki var” dedi.
CHP'li Şevkin’den Yaşam Hakkı Vurgusu
CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, dayanışma gecesinde Ortadoğu’daki savaş ve sivil kayıplara dikkat çekti. Filistin’den Suriye’ye uzanan yıkımın insanlığın önünde büyük bir sınama olduğunu belirten Şevkin, Suriye’deki Alevi canların katledilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti. Şevkin, emperyalist güçlerin enerji paylaşımında faturayı masum halklara ödetmesini “insanlık suçu” olarak nitelendirdi.
Yaşam hakkını merkeze alan bir mesaj veren Şevkin, “İnsan haklarının en temel ilkesi yaşam hakkıdır” dedi. Depremlerde, iş ve kadın cinayetlerinde ve doğal afetlerde yaşanan can kayıplarının tamamının birer yaşam hakkı ihlali olduğunu ve hepsini savunmak zorunda olduklarını belirtti. Şevkin, konuşmasını “Silahların sustuğu, barış ve sevginin hakim olduğu bir dünya diliyorum” çağrısıyla bitirdi.
Gecenin sonunda Cem Bağlama Topluluğu, İlke Bilgiç ve Barış Tezkorkmaz sahne aldı.
