EHP Genel Başkanı Hakan Öztürk Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nu açıklamasını, İYİ Parti'nin Millet İttifakına tekrar geri dönmesini ve önümüzdeki seçim sürecini Yarın Güncel’de değerlendirdi.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olmasını normal karşılayan Öztürk; “Olumlu oldu diye düşünüyorum. Zaten bütün olaylar onu gösteriyordu. Sonuçta bunun şaşılacak bir tarafı da yok. Millet ittifakı cenahında, CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve bugüne kadar da AKP rejimine karşı muhalefet eden ana örgüt olarak CHP düşünülebilir. Sonuçta en son aşamada bir cumhurbaşkanı adayı olarak önerilmesi normaldir.” ifadelerini kullandı.


Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday gösterilmesinden sonra İyi Parti’nin tutumuna karşı CHP’nin daha önce vermiş olduğu milletvekili desteğini hatırlatan Öztürk, “CHP, İyi Parti’nin seçimlere girmesi için milletvekilliği desteği bile sunmuş bir parti konumundadır. Millet ittifakı zemininde CHP'den birinin aday olması normaldir.” dedi.

“BİRİNCİ HEDEF BU HÜKÜMETİN GÖNDERİLMESİ OLMALIDIR”

Mevcut iktidarın bugüne kadar yaratmış olduğu enkazlara değinen Öztürk “Erdoğan'ın yaratmış olduğu rejim korkunç bir noktaya geldi. İnsanlara baskı yaratmasının da ötesinde herkesi susturdu ve buna bağlı olarak artık denetimsiz. Örneğin sadece bina üretimi inşaat yapma alanında bile Erdoğan rejiminin denetimsiz kalması milyonların yıkımına neden oluyor. Şehirlerimizin yok olmasına neden oluyor. Sırf bu konudaki kontrolsüzlükleri bile bize 11 ilde neye mal olduğunu görüyoruz. Ne yapıp edip AKP’nin hükümetten uzaklaştırılması gerektiğini düşünmeliyiz. Bu anlamıyla birinci hedef bu mevcut hükümetin gönderilmesi olmalıdır.” ifadelerini kullandı.

“ORTAK ADAYA OLUMLU BAKMALIYIZ”

AKP rejiminin gönderilmesi için Kemal Kılıçdaroğlu’nun desteklenmesi gerektiğini belirten Öztürk, iktidar karşısında en geniş cephenin oluşturulması gerektiğini ifade etti ve sözlerine şöyle devam etti:

“Bu baskıcı iktidar belli bir oy potansiyeline de sahipse, defalarca seçim kazanabilme kabiliyetine de sahipse, onun dışındaki bütün kesimlerin mümkün mertebe birbirine yaklaşması gerekir. Burada da yaklaştığım kişi benim aradığım düzeyde sosyalist mi değil mi bakış açısını ileri süremezsiniz. Esas durum mevcut rejimi o şekle sokan o baskıcı niteliğe büründüren otokrat kimse onun o kademeden gönderilmesidir. Önemli olan o otokratın oyununu bozmak. O oyunu bozarsanız zaten siz muhalifler olarak önemli bir başarı kazanmış olursunuz. Ama onun oyununu bozmadan konuşacağınız her laf laf-ı güzaftır. Onun oyununu bozmak gerekir. O nedenle biz yani Kemal Kılıçdaroğlu'na bu anlamıyla ortaklaşılabilmiş bir adaya net bir şekilde olumlu bakmalıyız.”
 

“AKP’NİN KARŞISINDAKİ TÜM GÜÇLERİ TOPLAMALIYIZ”
 

İyi Parti’nin tekrar masaya dönmesini olumlu bulduğunu değerlendiren Öztürk, AKP’nin karşısında olabilecek tüm güçlerin hesaba katılması gerektiğini belirtti. Öztürk şöyle kaydetti:

“İhmal edebileceğimiz hiç bir tek gram bir bir güç eksikliği söz konusu olamaz. Tek bir gramı bile hesap etmeliyiz ve onu toplumsal muhalefete katmaya çalışmalıyız. “İyi Parti olmasın gitsin, biz kendimiz başka şeyler de yapalım” gibi bir mantık olmaz. Mesela biz en son İstanbul’da Ankara'da olan yerel seçimlerde böyle düşünmedik Orada İyi Parti olmasın oy vermesin diye düşünülemez. Oy verebilecek bütün kesimler orada AKP'nin karşısına konumlanmış adaya oy veriyor olmalıdır. bunu sağlamak durumdayız.”

Editör: Haber Merkezi