Erdoğan’ın üçüncü kez aday olması tartışmalarına dair konuşan Öztürk, anayasanın çiğnendiğini söyleyerek şöyle devam etti: “Hukuk tanımaz bir rejim ile karşı karşıyayız. Açık açık anayasayla alay ediyorlar. Orada iki kereden fazla aday olamaz diyor. Süreci sıfırladık diyorlar ama başka şeyleri sıfırlamakta uzmanlar. Anayasada açık şekilde cumhurbaşkanı iki kereden fazla seçilemez diyor.”


Cem TV’de Atakan Sönmez'in sunduğu Not Defteri programına konuk olan Emekçi Hareket Partisi Genel Başkanı Hakan Öztürk güncel gelişmeleri değerlendirdi.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın aday çıkarma gündemine dair de değerlendirmelerde bulunan Öztürk, “Ayrı aday çıkarmak durumundayız.” dedi.

TÜRKİYE’DE AŞIRI SAĞ, OY GÜCÜNÜ KAYBETTİ”

Önümüzdeki seçimin önceki seçimlerden farklı olacağını ifade eden Öztürk, “Türkiye’de aşırı sağ oy gücünü kaybetti. Bundan önceki seçimlerde güle oynaya girerlerdi seçimlere. Karşısında da çok önemli güç görmezdi. Şu anda mesela Erdoğan'ın karşısında 3-4 tane aday söz konusu olabiliyor ve onu geçebiliyor. ‘Erdoğan'ın karşısına çıkacak kimse yok. Deniz Baykal vardı şimdi hiç kalmadı’ diye ama tablo değişti. Tablonun değiştiğini ve değişebileceğini de görmek lazım.” değerlendirmesini yaptı.

AYRI ADAY ÖNE SÜRMEK DURUMUNDAYIZ”

Öztürk, son gelişmelerden sonra Emek ve Özgürlük İttifakı olarak aday çıkarmaya sıcak baktıklarını “Bu koşullar devam ettiği sürece ayrı aday öne sürmek durumundayızMillet ittifakı anayasayı ortaya koyduğunda hak ve özgürlükten, demokrasiden, gelişmiş güçlendirilmiş parlamentodan, bağımsız yargıdan bahsediyors, fakat yanıbaşında ikinci muhalefet partisi ile görüşmeyi kabul etmıyor.” sözleri ile ifade etti.

MİLLET İTTİFAKI’NIN METNİNDE TOPLUMUN ADI YOK”

Millet ittifakının adayının desteklenmesi için mutabakat metninin yeterli olmadığını dile getiren Öztürk sözlerine şöyle devam etti:
 
“En son oluşmuş metin yerleşik problemleri taşıyor. Toplumun adı yok. Orada bir emekçi-işçi sınıfı kavramı geçmiyor. Toplum ele alınacaksa sadece yoksul olarak geçiyor. Bütün insanlığın geldiği ufuk bu mudur?”


İŞÇİYE EMEKÇİYE SIRA NE ZAMAN GELECEK?”

Öztürk, Millet İttifakı’nın metnine yönelik eleştirilerini şu sözlerle sürdürdü:


“Toplumcu bir yaklaşım yok.Her şey hep devletin, sistemin ve sermaye sisteminin iyiliği için konuşuluyor. Bu bekacılığın dik alasıdır. Bu metin çok semptomatiktir. Birey ne olacak o bile metinde geçmiyor. Genelde devletimiz iyi gidecek, yükselecek, çok başarılı olacak. Hep ülkemiz çok başarılı olacak, hep devletimiz çok başarılı olacak, hep sermaye sınıfımız rekabetçi olabilecek, rekabet gücünü koruyabilecek. Peki bizim duruma sıra ne zaman gelecek? İşçiden başka sade yurttaş iyi olacak mı? Bu bile tehlikeli bulunuyor. Bu kadar sosyal demokrat iddiasında olan parti var. Bir kere bıle emekçi lafı geçmez mi?”

“İŞÇİ SINIFININ ÜRETTİĞİ SERMAYE SINIFINDA BİRİKİYOR”

 

Metne dair eleştirilerini sürdüren Öztürk, halkın kullanacağı sağlık, eğitim gibi alanlara kamu yatırımın gündeme dahi alınmamasına tepki gösterdi. Öztürk, işçi sınıfının ürettiği bütün birikime sermaye sınıfı tarafından el konulmasını şu sözlerle değerlendi:
 

“Emek verenler çalışıyorlar üretiyorlar. Bu üretim nerede birikiyor? İşçi sınıfının insiyatif gösterebileceği bir alanda birikiyor mu? Birikemiyor. Hepsi sermaye sınıfının elinde birikiyor. Bu konuya kimse girmiyor mesela. Bir kerede halkın yararına fayda gösterecek yerlerin, yani kamu mülkiyetinde olan yerlerin sermayeden bağımsızlığını konuşmuyoruz. Birikim kamunun elinde toplansın ve o kullansın. Bu her seferinde sermayeye hediye edilmesin.”

“Sağlık alanında özel sektöre teşvik var ama çözüm olamamış. O nedenle demeliyiz ki büyük kamu yatırımları gerek sağlıkta. Halka hizmet yönünde hareket etmelidir. Bu esnada kamunun elinde ettiği tüm imkanları toplar, sermayenin eline geçmesini engellersek bu anlamıyla sağlık sorununu çözebiliriz. Eğitimde de aynısını düşünebiliriz.”

Editör: Haber Merkezi