EMEK PARTİSİ GENEL MERKEZİ; DEPREM TOPLU KATLİAMA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ

EMEP Genel Merkezi tarafından konuyla ilgili yapılan açıklama şu şekilde;

On bir ilde büyük yıkıma neden olan, Suriye, Lübnan, Kıbrıs, Irak, İsrail, Ürdün, İran ve Mısır’ın da yer aldığı geniş bir coğrafyada hissedilen 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir yıl geçmesine rağmen deprem bölgesinde hala çadır ve konteynırlarda yaşayan halkın sorunları çözülmedi. 

Depremin hemen ardından iktidar çok uzun bir süre müdahale bile yapmazken, partimizin de aralarında olduğu emek ve demokrasi güçleri bütün imkanlarını depremzede yurttaşlarımız için büyük bir dayanışmayı örgütlemek için harekete geçirdi. İktidar ise yurt içi ve yurt dışından toplanan yardımlara el koymaya çalıştı ve bunları devlet-parti desteğiymiş gibi reklama dönüştürdü.

Resmi rakamlara göre depremde ölenlerin sayısı 50 bin 783 olarak açıklanmıştı. Ancak bu hafta içinde, Cumhur İttifakı'nın İstanbul adayı Murat Kurum 130 kişinin öldüğünü söyledi. Rantçı kent ve konut politikalarıyla, çıkardığı imar aflarıyla halkı ölüme sürükleyen iktidarın bu suçu ört bas etmek için başvurduğu yalanların birer birer ortaya çıkması ilk değildir.

Deprem bölgelerinde yıkımlar nedeniyle ortaya çıkan araziden nasıl kar ve rant devşirileceği hesabında olan iktidar yaklaşmakta olan, muhtemel depremlerle ilgili hiçbir önlem almadığı gibi kentsel dönüşüm kapsamında rant alanlarını genişletiyor. İstediği binayı boşaltma, istediği arsaya sorgusuz sualsiz el koyma hakkını kendine verdiği ‘Rezerv Alan’ yasası bunlardan biridir. Bu yasa kapsamında başta İstanbul olmak üzere birçok yerde bölgeler sermaye tarafından paylaşılmıştır.

Deprem gerçeği yaklaşmakta olan yerel seçimler için de halka karşı bir şantaj, korkutma, pazarlık konusu haline de getirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Hatay’da yaptığı “merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı, Hatay mahzun kaldı” açıklaması bir seçim şantajıdır.

Bir deprem ülkesi olan Türkiye, önceliği kâr ve rant olan sermaye iktidarları tarafından yönetildikçe, doğal afetler büyük bir yıkımla yaşanmaya devam edilecektir.

Öte yandan CHP’nin, deprem karnesi ortada olan bir ismi Hatay’dan yeniden aday göstermesi de manidardır. Rantçı sermaye politikaları ile hesaplaşmayan bir siyasi anlayışın tercihi, iktidarın deprem bölgesi için hazırladığı planlarla uzlaştığı anlamına gelir.

6 Şubat’tan bu yana bölgede irili ufaklı sarsıntılar olmaya devam ediyor. Bilim insanları yeni depremlerin kapıda olduğuna da işaret ediyorlar. Buna rağmen iktidar hiçbir önlem almamaya devam ediyor.

Bilim insanlarının önerileri dikkate alınmalı, kentsel dönüşüm rantsal dönüşüm olmaktan çıkarılarak halk için depreme dirençli konutlar yapılmalı, deprem toplanma alanları oluşturulmalı, acil ve hızlı müdahale için ekipmanlar ve ekipler hazırlanmalı, bir doğal afeti katliama çeviren politikalardan vazgeçilmeli; ‘Rezerv Alan’ yasası da iptal edilmelidir.

31 Mart yerel seçimleri, halka ölüm ve yıkımdan başka bir şey getirmeyen, kar ve rant peşindeki sermaye iktidarıyla hesaplaşmanın alanı olmalıdır. Deprem üzerinden yapılan şantaj ve tehditler boşa çıkarılmalıdır.

TMMOB Adana İKK; Hukuksuzluğun 2. Yılında Gezi davasında tutuklu olan arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. TMMOB Adana İKK; Hukuksuzluğun 2. Yılında Gezi davasında tutuklu olan arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz.

EMEK PARTİSİ

GENEL MERKEZİ

Editör: Haber Merkezi