KESK, KHK ZULMÜNE KARŞI ADALET YÜRÜYÜŞÜNÜ GAZİANTEP'TE SÜRDÜRDÜ: "İHRAÇLARIMIZ ONURUMUZDUR"
Gaziantep – Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Diyarbakır'dan Ankara'ya başlattığı "BEŞ GÜN, YEDİ KENT, TEK SES!" adalet yürüyüşünün önemli duraklarından biri olan Gaziantep'te geniş katılımlı bir eylem gerçekleştirdi. KESK’li ihraçların hukuksuzluğa karşı yürüdüğü eylemde, Yeşilsu Parkı'nda bir araya gelen kitle, buradan Balıklı Meydanı'na yürüdü.
Yürüyüş boyunca sık sık, "KESK'li İhraçlar Onurumuzdur" ve "KHK'ler Gidecek Biz Kalacağız" sloganları atıldı. Meydandaki konuşmalarda KHK zulmünün 9 yıldır devam ettiğine dikkat çekilerek, ihraç edilen kamu emekçilerinin derhal görevlerine iadesi talep edildi.
"VİCDANSIZLIĞIN DA FOTOĞRAFI"
BES Gaziantep Eş Başkanı ve KESK Dönem Sözcüsü İsmet Karatay, yaptığı konuşmada 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 9 yılı aşkın süre geçmesine ve OHAL'in kaldırılmasına rağmen, fiili OHAL uygulamalarının ve KHK rejiminin hala devam ettiğini belirtti. Karatay, yürüyüşün 13-17 Ekim tarihleri arasında Diyarbakır'dan başlayıp Şanlıurfa, Adıyaman, Gaziantep, Adana ve Mersin güzergâhı üzerinden Ankara’daki TBMM önüne kadar süreceğini aktardı.
Bu yürüyüşün sadece ihraç edilen kamu emekçilerinin değil, aynı zamanda "adalet, eşitlik, demokrasi ve emeğin onuru için mücadele eden herkesin yürüyüşü" olduğunu vurguladı.
İsmet Karatay, OHAL döneminde yayımlanan KHK'larla 125 binden fazla kamu emekçisinin hiçbir yargı kararı olmadan işlerinden edildiğini, bu ihraçların 4.259'unun KESK üyesi olduğunu bildirdi. Karatay, bazı ihraç edilen arkadaşların yıllarca süren baskı ve belirsizlik yüzünden yaşamını yitirdiğini, kimilerinin ise ölümünden sonra OHAL Komisyonu'nun geç gelen kararıyla "görevine iade" edildiğini dile getirerek, bu tablonun "sadece hukuksuzluğun değil, vicdansızlığın da fotoğrafı" olduğunu söyledi.
KESK'in taleplerini açıkça ifade eden Karatay, "Sendikal faaliyet suç değildir" diyerek, ihraç edilen tüm KESK üyelerinin derhal işlerine iade edilmesini ve tüm özlük ve ekonomik haklarının eksiksiz olarak geri verilmesini talep etti. Karatay, "Faşizan uygulamalar son buluncaya, adalet yerini buluncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. İhraççılar gidecek, biz kalacağız!" sözleriyle kararlılık mesajı verdi.
KHK HUKUKSUZLUĞU HER YERE YAYILDI
KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak ise konuşmasında, bu ülkedeki antidemokratik uygulamalara karşı hep birlikte mücadele büyütülmeye çalışıldığını ve bu süreçte yol arkadaşı olunduğunu ifade etti.
Koçak, 9 yıl önce başlayan KHK zulmünün devam ettiğini, bu süreçte 150 binden fazla kamu emekçisinin görevlerinden ihraç edildiğini, KESK'ten ise 4800 arkadaşın ihraç edildiğini söyledi. O dönemin adalet bakanının "kurunun yanında yaşın da yandığını biliyoruz, yapacak bir şey yok" dediğini hatırlatan Koçak, yanan o "yaşların" her birinin birer hayat olduğunu ve 1300 kişinin bu süreçte hayatını kaybettiğini aktardı.
Gaziantep'te, Sağlık Emekçileri Sendikası’nın (SES) kurucu üyesi ve eski başkanlarından olan, hiçbir hukuki soruşturma olmadan 9 yıllık ihraç süreci içerisinde hayatını kaybeden Ayten Çeri’yi anan Koçak, arkadaşının anısı önünde saygıyla eğildiğini belirtti.
Koçak, KHK'lerin sadece kamu emekçilerine yönelmediğini; dergilerin, gazetelerin ve televizyonların kapatıldığı bir süreç başlattığını ve bu hukuksuzluğun aynı yıl Kürt illerindeki belediyelere atanan kayyumlarla devam ettiğini, bugün ise muhalif olan bütün belediyelerin kayyum tehdidiyle baş başa kaldığını vurguladı.
Hukuksuzluğun yayılımını anlatan Koçak, KHK hukuksuzluğunun akabinde getirilen "mülakat skandalı" nedeniyle, üniversiteyi bitiren muhalif insanların çocuklarının kamuda göreve başlayamadığını söyledi. Koçak, kamuda kapıların sadece muhaliflere değil; Alevilere, Kürtlere, Araplara, AKP'li olmayan Türklere, Türkmenlere ve Çerkezlere kapatıldığını ifade etti.
BARIŞ İÇİN YOL TEMİZLİĞİ KHK'LERİN KALDIRILMASIYLA BAŞLAMALI
Koçak, ülkede demokrasinin rafa kaldırıldığı yerde hiçbir hakkın güvencesi kalmadığını, bunun örneğinin Samandağ ve Adıyaman'da insanların tapulu arazilerine el konulmasıyla görüldüğünü ekledi. Savaş politikalarında ısrar eden bir iktidar olduğu sürece demokratik uygulamaların rafa kaldırılacağını, emeğin değerinin düşürülüp mücadelenin kriminalize edileceğini savundu.
Barış sürecine dair önemli bir çağrıda bulunan Koçak, barış süreci tartışmaları yürütülürken yol temizliğinin başlayacağı yerlerden birinin "KHK zulmü" olduğunu net bir dille ifade etti.
Koçak, "KHK'ler bir an önce ortadan kaldırılarak KHK ile ihraç edilmiş olan arkadaşlarımızın bir an önce bütün haklarıyla geri döndürülmesi sağlanarak başlayacaktır" dedi.
Koçak, ülkede "İnsanca yaşamak istiyoruz" talebini yineleyerek, barışın ancak Kürtler, Türkler, Lazlar, Araplar, Sünniler ve Aleviler'in eşit şartlarda, kendilerini ifade ederek ve ana dillerinde yaşayarak ortak bir yaşamı hep birlikte kurmalarıyla inşa edileceğini vurguladı.