Doğayı, sağlığı ve yaşamı savunmak görevimizdir!
Zeytinliklerimizi iktidarın ve yandaş şirketlerin kâr hırsına kurban etmeyeceğiz!
ANKARA – Genel Sağlık-İş Sendikası, zeytinlik alanların madencilik faaliyetlerine açılmasına yönelik yasa değişikliği girişimlerine tepki gösterdi. Sendika, söz konusu değişikliğin sadece çevresel değil, aynı zamanda halk sağlığını tehdit eden ciddi sonuçlar doğuracağı uyarısında bulundu.
Geçtiğimiz yıl Akbelen Ormanı’nda yaşanan ekolojik yıkımı hatırlatan Genel Sağlık-İş, benzer bir sürecin şimdi de Muğla’nın İkizköy bölgesinde yaşanmak üzere olduğuna dikkat çekti. Gündeme alınan ve Meclis komisyonlarından geçen yeni yasa teklifiyle zeytinlikler, ormanlar, mera ve sit alanlarının madencilik faaliyetlerine açılmasının önünün açılacağı ifade edildi.
23 yılda 22 kez değiştirilen Maden Kanunu’nda bu kez daha kapsamlı bir düzenlemeye gidilmesi planlanıyor. Buna göre, Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın başkanlığında olağanüstü yetkilere sahip bir kurul oluşturulacak ve bu kurul, başta altın, gümüş, kömür ve bakır olmak üzere 4. sınıf madenlerin çıkarılmasına doğrudan izin verebilecek. Aynı teklif, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçlerini hızlandırmayı, ayrıca kaçak maden faaliyetlerine yönelik af getirmeyi de öngörüyor.
"Yasal koruma zırhı delinmek isteniyor"
Genel Sağlık-İş tarafından yapılan açıklamada, zeytinliklerin Zeytin Kanunu ile, ormanların Orman Kanunu ile, meraların ise Mera Kanunu ile korunduğu hatırlatıldı ve yeni yasal düzenleme ile bu alanların koruma statüsünün fiilen ortadan kaldırılacağı vurgulandı.
Sendika yönetimi, “Yıllardır İkizköy halkının iradesini kıramayan siyasi iktidar, şimdi bu iradeyi yasalarla teslim almaya çalışıyor. Oysa bu topraklarda yüzyıllardır var olan zeytinlikler sadece bir tarım alanı değil, aynı zamanda yaşamın ve sağlığın kaynağıdır” değerlendirmesinde bulundu.
“Doğanın tahribi, halk sağlığına tehdittir”
Genel Sağlık-İş, söz konusu düzenlemelerin yalnızca ekolojik değil, aynı zamanda kamusal sağlık açısından da kaygı verici olduğunu belirtti. Toprağın, suyun ve havanın madencilik faaliyetleriyle zehirlenmesinin, halk sağlığı üzerinde geri döndürülemez etkiler yaratabileceği vurgulandı.
Açıklamanın sonunda, Genel Sağlık-İş’in doğa ve yaşam savunucularının yanında olmaya devam edeceği belirtilerek şu çağrı yapıldı:
“Zeytinliklerimizi, ormanlarımızı, doğal varlıklarımızı şirketlerin kar hırsına teslim etmeyeceğiz. Doğayı, sağlığı ve geleceğimizi savunmak kamusal bir sorumluluktur.”
