Plastiksiz Türkiye Platformu’ndan Çağrı: Geri Dönüştürülmüş Plastiklerin Gıda ile Temasında Halk ve Çevre Sağlığı Tehlikede!

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından hazırlanmakta olan “Geri Dönüştürülmüş Plastiklerin Gıda ile Temas Eden Madde ve Malzemelerde Kullanımına Dair Yönetmelik” taslağı, Plastiksiz Türkiye Platformu olarak bizde ciddi endişeler yaratmaktadır. Bu taslağın, halk sağlığını, çevreyi ve gıda güvenliğini ciddi risklerle karşı karşıya bıraktığına inanıyor ve görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşıyoruz.

Abdullah Bakır: Susuzluk, Kuraklık ve Çölleşme Kapıda – Acil Önlem Çağrısı
Abdullah Bakır: Susuzluk, Kuraklık ve Çölleşme Kapıda – Acil Önlem Çağrısı
İçeriği Görüntüle

Zehir Soframıza Gelmesin: Kimyasal Riskler

Bilimsel veriler, plastiklerde 16.000’den fazla kimyasal bulunduğunu ve bunların büyük kısmının insan sağlığı açısından riskli olduğunu göstermektedir. Geri dönüştürülmüş plastikler, kullanılmış ambalajlardan toplandığı için, kimyasal katkıların yanı sıra üretim sırasında ortaya çıkan ve bilinmeyen maddeleri de içermektedir. Bu maddelerin bir kısmı kalıcı, biyobirikimli, toksik olup gıdaya kolayca geçebilmektedir. Bu durum, geri dönüştürülmüş plastiklerin çok çeşitli ve yüksek oranlarda zehirli kimyasallar içereceği ve yapılacak bir düzenlemenin halk ve çevre sağlığını doğrudan riske atacağı anlamına gelmektedir; bunun teknik olarak engellenmesi mümkün değildir.

Daha Fazla Mikro ve Nanoplastik Demek!

Geri dönüşüm süreci, plastiğin fiziksel yapısını bozarak mikro ve nanoplastik parçacıkların sayısını artırmaktadır. Bu parçacıklar gıdaya ve içeceklere kolayca geçebilmekte, vücutta birikebilmekte ve bağışıklık, hormon sistemi, beyin gelişimi gibi kritik süreçleri olumsuz etkileyebilmektedir.

Uygulanamayan Geri Dönüşüm Yöntemleri ve İlkel Koşullar

Taslakta belirtilen geri dönüşüm yöntemlerinin, ne Türkiye’de ne de dünyanın başka bir ülkesinde uygulanabilir bir karşılığı bulunmamaktadır. Bu nedenle, ilkel koşullarda geri dönüştürülen ve zehirli olma ihtimali oldukça yüksek olan plastiklerin gıda ile temas eden ambalaj olarak kullanılması son derece sakıncalıdır.

Yetersiz Arındırma Süreçleri

Taslak metni, ambalajların arındırılabileceğini belirtse de, bu arındırmanın plastiği plastik yapan zehirli kimyasalları kapsayıp kapsamadığı belirsizliğini korumaktadır. Yalnızca mikrobiyolojik arındırma yöntemi, kimyasalların oluşturduğu riski ortadan kaldırmaktan uzaktır. Zehirden arınmanın tek yolu, gıda ambalajında zehirsiz alternatiflere yönelmekten geçmektedir.

Avrupa’nın Atığı Soframıza Girmesin: İthal Atık Riski

Taslak yönetmelik, ithal edilmiş ve geri dönüştürülmüş plastiklerin de gıdayla temasına izin vermektedir. Türkiye’nin mevcut atık yönetim altyapısı göz önüne alındığında, bu durum kaynağı ve içeriği belirsiz, potansiyel olarak tehlikeli plastiklerin soframıza girmesine yol açacaktır. Dahası, bu durum yerli atık toplama sistemini de zayıflatacaktır. Taslakla birlikte, kullanım ömrü kısa ve tek kullanımlık gıda ambalajları arasında geri dönüştürülmüş ambalaj miktarı artacak, bu da tekrar geri dönüşümü güç ve pahalı olan bu ambalajların doğal ortamı daha fazla kirletmesine neden olacaktır.

Hassas Gruplar Risk Altında: Halk Sağlığı Endişeleri

Yönetmelik taslağında, bebekler, çocuklar, hamileler ve hastalar gibi hassas gruplara özel bir koruma yer almamaktadır. Oysa bilimsel veriler, bu grupların plastik kaynaklı kimyasallara karşı çok daha savunmasız olduğunu açıkça göstermektedir.

Helal Gıda Güvenliği Şüphesi

Kaynağı bilinmeyen, ithal edilmiş veya farklı kullanım amaçlı ambalajlardan geri dönüştürülmüş plastikler, helal gıda güvenliğini önemseyen vatandaşlar açısından da ciddi şüpheler uyandırmaktadır.

Plastiksiz Türkiye Platformu Olarak Taleplerimiz

Plastiksiz Türkiye Platformu olarak, geri dönüştürülmüş plastiklerin gıda ile temas eden ambalajlarda kullanılmasına kesinlikle karşıyız. Bunun yerine:

  • Tüm gıda ambalajlarında tekrar doldurulabilir sistemler zorunlu hale getirilmelidir.
  • Cam, paslanmaz çelik, kağıt gibi sağlıklı ve plastik dışı alternatifler teşvik edilmeli, üreticilere ekonomik destek sağlanmalıdır.
  • Yerel gıda tedarik zincirleri desteklenerek uzun mesafeli, çok katmanlı ambalaj ihtiyacı azaltılmalıdır.
  • Mikro/nano plastik ve yüksek riskli kimyasallar için açık limitler ve test zorunlulukları getirilmelidir.
  • Kapalı devre tanımı, gıda alt kategorilerine göre yapılmalı; farklı katkı profilleri karıştırılmamalıdır.
  • Geri dönüştürülmüş plastiklerin, gıda ile temas eden yüzeylerde kullanımı kesin olarak yasaklanmalıdır.
  • Etiketlerde, geri dönüşüm oranının yanı sıra riskli kimyasalların varlığı, kullanım kısıtları ve migrasyon test sonuçları belirtilmelidir.
  • Yönetmelik metnine “ihtiyatlılık ilkesi” açıkça eklenmelidir.
  • Kısacası, geri dönüştürülmüş plastiklerin gıda ile temasını özendirecek bir yasal düzenleme yerine, kullanılmaması için gerekli önlemlerin alındığı bir yasal düzenleme yapılmalıdır.

Unutmayın: Geri dönüşüm, sağlıktan ve doğadan vazgeçmek anlamına gelmemeli. Sağlıklı bir gelecek için plastiksiz, güvenli ve adil gıda ambalajları istiyoruz.

Muhabir: Süleyman Devrim Boğa