Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Nüfus Etütleri Enstitüsü verilerine göre Türkiye'de her 10 kadından 4'ünün yaşamının bir döneminde şiddete gördüğü çocuk yaşta evlenenler cinsel, fiziksel, duygusal olmak üzere şiddetin her türüne maruz kalırken, çocukluğunda cinsel istismara uğrayanların oranının ise yüzde 9 olduğu yönünde olduğunu söyleyen Ersoy, kadına yönelik şiddetin mekanizmalar tarafından bilinçli bir biçimde örgütlendiğini söyledi.

11 Kasım’a kadar 327 kadın, erkekler tarafından katledilmiştir!

Kadın cinayetlerinde yaşanan artış kadının korunması gerekirken faillerinin korunduğunun da bir göstergesi olduğunu söyleyen Ersoy: ”Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonunun açıkladığı verilere göre geçen yıl öldürülen kadın sayısı 348 iken, bu yıl 11 Kasım’a kadar 327 kadın, erkekler tarafından katledilmiştir. Kadınlar katledilirken katiller cezasızlık politikaları ile üzerlerinde koruma zırhı ile ellerini kollarını sallayarak sokaklarda gezmektedir” dedi.

Oya Ersoy-4

Kadınlar 25 Kasım’da polis şiddeti ile karşılaştı!

Ersoy:” 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde kadınlar pek çok ilde istismara, şiddete ve haklarına sahip çıkmak eşit, özgür, şiddetsiz bir yaşam talebini dile getirmek için sokakları caddeleri doldurmuşlardır. Kadınların şiddete karşı yürümek için toplanmasına başta İstanbul Beyoğlu Kaymakamlığı Taksim'de toplantı, gösteri, yürüyüş, eylem yasağı getirmesi ile kadınlara yönelik tahammülsüzlüğünü göstermiş oldu. Getirilen yasakları tanımayan kadınlar birçok ilde hayatları ve hakları için anayasal haklarını kullanarak açıklama yapmak istediklerinde polis şiddeti ile karşılaşmışlardır. Açıklamanın engellenmesinin yanı sıra gözaltına alınan kadınlar darp edilerek yerlerde sürüklenmiş ve ters kelepçelenmiştir” dedi.

Kadınlar linç girişimine uğradı!

Sözlerine şöyle devam eden Ersoy: ”Polis, Tüm Otomotiv Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) yöneticisi Dilbent Türker’in bacağını kırarak gözaltına almış, kadın hakları aktivisti Avukat Fulya Dağlı ise Avukat olduğunu söylemesine rağmen polisler tarafından araya alınarak linç edilmiş ve sonrasında gözaltına alınmıştır. Eylemi takip eden Birgün muhabiri Yaren Çolak’ta zor kullanılarak gözaltına alınmıştır. Yine polis şiddeti nedeniyle İstanbul’da iki kadının bayıldığı basına yansımış, yabancı uyruklu iki kadın ise eyleme katılmaları gerekçe gösterilerek iki gün gözaltında tutulduktan sonra Selimpaşa Geri Gönderme Merkezi’nde sınır dışı edilmek üzere bekletilmektedirler” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı çıkılmasaydı katledilen yüzlerce kadın yaşayacaktı!

Ersoy: ”İstanbul Sözleşmesi’nden tek taraflı çıkılması ve 6284 sayılı Ailenin Korunması Ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair kanunun uygulanmaması sonucu bugün kadına yönelik şiddet vakalarında geçmiş yıllara oranla artışlar yaşandığını göstermektedir. Yasaların etkin bir biçimde kullanılmaması sonucu kadınlar tanıdıkları ya da tanımadıkları erkekler tarafından parklarda, sokak ortasında, işyerlerinde herkesin gözü önünde alenen öldürme cesaretini elde etmektedirler” dedi.

Türkiye’de kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddete ilişkin gerçek rakamların ortaya çıkarılmalıdır!

Son olarak Ersoy:” Ülkemizde bugün, koruma tedbirine rağmen kadınlar öldürülmekte ya da tehdit ve şiddete uğramaktadır. Kadın cinayetlerinde cezasızlık durumu, erkekler lehine cezalarda yapılan indirimler her geçen gün kadın cinayetlerinin daha da artmasına yol açmaktadır. Türkiye’de kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddete ilişkin gerçek rakamların ortaya çıkarılması, boyutlarının irdelenerek bu cinayetlerin ve erkek şiddetinin sona erdirilmesi için etkin ve caydırıcı önlemlerin alınması gerekir” dedi.

Ersoy, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’a şu soruları yöneltti.

1.         25 Kasım günü İstanbul başta olmak üzere, kadınların gözaltına alınması, polis şiddetine maruz kalması “Kadına Yönelik Şiddet İle Mücadele’nin” neresinde durmaktadır?

2.         Kadın hakları aktivisti Avukat Fulya Dağlı, Avukat olduğunu söylemesine rağmen polisler tarafından linç edilmiştir. Linç eden polisler hakkında bakanlığın ayrıca suç duyurusunda bulunma girişimi olacak mıdır?

3.         Tüm Otomotiv Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) yöneticisi Dilbent Türker’in bacağını kıran polisler hakkında bakanlığın ayrıca suç duyurusunda bulunma girişimi olacak mıdır?

4.         İstanbul Beyoğlu Kaymakamlığı,  25 Kasım günün Beyoğlu'nda toplantı, yürüyüş, basın açıklaması yapılmasına müsaade edilmeyeceğini açıklamıştır. Kadınların bir arada 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele gününde şiddete karşı olmaları bu kararın alınmasında nasıl bir tehdit oluşturmaktadır?

5.         Bakan olarak, İstanbul Kaymakamlığı tarafından, Taksim’de bir araya gelmek isteyen kadınlara yönelik getirilen yasaklara karşı herhangi bir tutum almamanız o alanda kadınlara yönelik şiddeti artıran bir duruma neden olmamış mıdır?

6.         Kadınların, evde, işte, sokakta, tüm toplumsal yaşamda şiddetsiz bir yaşam sürme hakları için bakanlığın acil eylem planı var mıdır?

7.         Her gün en az üç kadının katledildiği, bir o kadarın da şüpheli şekilde “öldüğü” ülkede kadınların 25 Kasım günü şiddete uğraması hakkında bakanlık olarak herhangi bir açıklama yapacak mısınız?

8.         25 Kasım’a katılma nedeni yabancı uyruklu iki kadının sınır dışı edilme gerekçesi oluşturur mu? Şu ana kadar sınır dışı edilen kadın sayısı kaçtır?

Editör: Haber Merkezi