Kilikya Nehir Sosyal Dayanışma ve Kültür Derneği, Suriye’de yaşanan şiddet olaylarının Alevilere yönelik sistematik bir baskıya dönüştüğünü ve bu durumun Alevileri azınlık haline getirmeye yönelik bir girişim olduğunu belirtti. Dernek, ulusal ve uluslararası yetkililere çağrıda bulunarak, “Suriye’de yaşayan tüm halkların inanç özgürlüğü garanti altına alınmalı ve insan hakları ihlallerinin önüne geçilmelidir” dedi.

Geniş Katılımlı Basın Açıklaması

Dernek, Suriye’de başta Aleviler olmak üzere birçok etnik ve inanç grubuna yönelik saldırılara ilişkin bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya Mersin Cemevi, Toroslar Cemevi, Mersin Ortodoks Kilisesi, Adana Alevi Platformu, Adana AKAD Derneği, Mersin Hataylılar Derneği, Mersin Arap Alevi Kültür Derneği, Mersin Sivil İnisiyatifi, Mersin Emek ve Demokrasi Platformu ve DEM Parti Mersin İl Örgütü destek verdi.

Norveçli Kuruluşlardan ve DEM Partiden LGBTİ+ Karşıtı Kanun Teklifine ve Yıldız Tar'ın Tutuklanmasına Tepki Norveçli Kuruluşlardan ve DEM Partiden LGBTİ+ Karşıtı Kanun Teklifine ve Yıldız Tar'ın Tutuklanmasına Tepki

Açıklama sırasında “Suriye’de insan hakları ihlal ediliyor. Sessiz kalmak suça ortak olmaktır” yazılı pankart açıldı ve sık sık “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganı atıldı.

Dddddddd-1

“Aleviler Azınlık Durumuna Düşürülmek İsteniyor”

Açıklamayı yapan Kilikya Nehir Sosyal Dayanışma ve Kültür Derneği Fahri Başkanı, Arap Alevi İnanç Önderi ve Yazar Ahmet (Verde) Özuğurlu, Suriye’de insanların sebepsizce evlerinden alındığını, tutuklandığını ve akıbetlerinin bilinmediğini söyledi. Özellikle erkeklerin tutuklandığını, kadınların evlerinden alındığını, bilim insanlarının infaz edildiğini belirten Özuğurlu, kırsal bölgelerde halkın katledildiğini ve yaşadıkları bölgeleri terk etmeye zorlandığını vurguladı.

“Kutsal mekanlara saldırılar yapılıyor, Alevi halkı tahrik edilerek katliamlara sebep yaratılmaya çalışılıyor. İnsanlar inançları nedeniyle aşağılanıyor ve teşhir ediliyor. Devlet memuru olan Aleviler sebepsiz yere işten çıkarılıyor, emekli ve şehit maaşları ödenmiyor, çiftçiler topraklarını işleyemiyor ve açlığa mahkum ediliyor” dedi.

Alevilere ve diğer etnik gruplara yönelik bu saldırılarla birlikte nüfuslarının azaltılmaya çalışıldığını belirten Özuğurlu, yaşananların münferit olaylar olarak gösterilmeye çalışıldığına dikkat çekti.

Türkiye ve Birleşmiş Milletler’e Çağrı

Özuğurlu, Suriye’de büyük bir insanlık suçu işlendiğini belirterek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Birleşmiş Milletler’e (BM) çağrıda bulundu:

“Türkiye, Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütüne müdahale etmeli ve Türkiye’de yaşayan Alevilerin Suriye’deki akrabalarına yönelik zulmün durdurulması için somut adımlar atmalıdır. Ayrıca BM İnsan Hakları Konseyi ve uluslararası insan hakları örgütleri, Suriye’de yaşayan her bireyin hayatını garanti altına almalıdır. Keyfi tutuklamalar son bulmalı, işten çıkarmalara son verilmeli, geliri olmayan vatandaşların açlığa mahkum edilmelerinin önüne geçilmelidir. Suriye, tüm halkların eşit haklara sahip olduğu ortak, demokratik ve laik bir yönetime kavuşturulmalıdır.”

Yetkililerin harekete geçmesi gerektiğini belirten açıklamada, inanç özgürlüğü ve insan haklarının korunması gerektiği bir kez daha vurgulandı.

Editör: Haber Merkezi