Avukatların tutuklanma talepleri yine reddedildi

HATAY - Dörtyol'da Medine Kara’nın şüpheli ölümüne ilişkin "eşe karşı basit yaralama" suçlamasıyla hakkında dava açılan Ahmet Kara’nın tutuklanması yönündeki talepler yine reddedildi.

 Hatay'ın Dörtyol ilçesinde 8 Eylül 2017 tarihinde "intihar” denilerek hakkında iki defa "kovuşturmaya yer yok" kararı verilen Medine Kara davasında verilen hukuk mücadelesi sonrası fail Ahmet Kara hakkında Dörtyol 3'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nce "eşe karşı basit yaralama" suçundan dava açıldı. 

Davanın üçüncü duruşması bugün Dörtyol 3'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya tutuksuz yargılanan Kara katılmazken, avukatı ile Medine Kara'nın ailesi ve avukatı İsa Ayanoğlu ile Mehtap Sert ile bazı tanıklar hazır bulundu. Gelen evrakların okunması ile duruşmada, tanık olarak E.B. dinlendi. 

'OLAY GÜNÜ MEDİNE'Yİ GÖRMEDİM'

Medine ve Ahmet Kara'yla aynı binada oturduklarını, ara sıra tartışmalarını duyduğunu ifade eden tanık E.B., Medine ve Ahmet Kara'nın birbirine vurup, vurmadığını bilmediğini söyleyerek, "Medine ile konuştuğumuzda bana Ahmet ile anlaşamadıklarını ve bu yüzden tartıştıklarını söylerdi. Ancak Ahmet'in kendisine vurduğu yönünden bana bir şey anlatmadı. Bende böyle bir şeyi hiç görmedim. Olay günü akşam ezanına kadar ben evde idim, saat gündüz 14.45 gibi Ahmet'in işe gittiğini biliyorum, gecede bir civarında gelmiş, ben dışarda misafirlerin bıraktığı bardakları topluyordum. Ahmet eşimin yanına gelip, Medine'nin kapıyı açmadığını söylemiş. 'Sonrada balkondan eve çıkmış' dedi. Olay günü Medine'yi görmedim. Olaydan 2 gün önce Medine'nin evine gitmştim. Evi derli topluydu, bana tartışmalarından hiç bahsetmedi, bende ona sormadım. Medine benim komşum olduğu için bazen her gün bazen 2-3 günde bir görüşürdük, görüştüğümüz zamanlarda Medine'nin ayağından bir toparlama veya yüzünde bir morluk görmemiştim" dedi.

'ŞİKAYETÇİ OLMADI'

Tanık T.B., Medine ve Ahmet Kara'yla aynı binada oturduklarını ve alt komşuları olduklarını, sabah 08.00 ve akşam 17.00 saatleriyle çalışan biri olduğunu beyan ederek, çalışmasından dolayı Kara ailesiyle pek görüşmediğini anlattı. Tanık T.B., "Ölümünden önceki bir tarihte bir akşam seslerini duydum ve alt kata indiğimde Ahmet evden dışarı çıkıyor, Medine'de bana gelecekmiş, bu şekilde kapı önünde karşılaştım. Sonra Medine benim evime geldi. Elini yüzünü yıkadık, kolanya ve ağrı kesici verdim ve bir de kahve içtik kendisiyle fazla samimi olmadığım için ne olduğunu sormadım, o da anlatmadı. Ancak diğer komşular polise haber vermiş, bu yüzden apartmana polislerin geldiğini gördüm. Medine'ye söyledim ancak kendisi polislerin yanına gitmedi. Şikayetçi olmayacağını söyledi. Medine'nin öldüğü gün bende evdeydim. Gece bir sıralarında birinci kat komşumuz gelerek, eşime olayı anlatmış, bende Medine'nin bu şekilde öldüğünü anladım. Az önce bahsettiğim tartıştıkları gün dışında Medine ve Ahmet'in tartışmalarını duymadım. Medine'nin dairesinin" diye konuştu.

'SAÇI DAĞILMIŞ VAZİYETTEYDİ'

Hazırlık aşamasındaki beyanları hakim tarafından sorularak, T.B., "Üzerinden zaman geçtiği için şimdi anlatırken detayını hatırlamadım ama Medine'nin dairesinin önüne vardığımda Medine eşine hitaben siktir git şerefsiz bir daha gelme şeklinde sözler söylemişti. Ahmet de bana dönerek duymuyor musun neler söylüyor şeklinde söz söylemişti. Evime geldiğinde Medine, Ahmet'in kendisinin saçını çektiğini söyledi Medine'nin saçı da dağınık haldeydi. Yine anlattığım gibi polisler Medine'nin evine geldi. Medine'ye şikayetçi olmasını söyledim ancak o istemedi. Aşağıya da inmedi. Medine bana geldiğinde saçı dağılmış bir vaziyetteydi ama evlerine girmediğim için yerlerde saç olup olmadığını bilmiyorum. Sadece saçı dağınık haldeydi" dedi.

'KIZIMI KOCASI AHMET ÖLDÜRMÜŞTÜR'

Medine Kara'nın babası Ali Ok, "Ölen Medine benim kızım olur. Kızımı kocası Ahmet öldürmüştür. Kardeşi Mehmet ile asıp intihar gibi göstermişlerdir. Asılan kişinin boğazında derin iz olması gerekir ancak Medine'nin boğazında bir iz yoktur. Medine'nin öldürüldüğünü düşünüyorum. Ben gariban bir köylüyüm önce Allah'a sonra adalete sığındım" dedi.

'KENDİ YAŞAM HAKKINDAN KENDİ İSTEĞİYLE VAZGEÇMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR'

Önceki beyanlarını tekrar eden Medine Kara'nın avukatı İsa Ayan, Medine Kara'nın sanık tarafından sistematik şekilde işkenceye maruz bırakıldığını bu nedenle tutuklanması gerektiğini ayrıca atılı "işkence" suçu yönünden yeterli delil bulunduğundan sanığın alt sınırdan uzaklaşılarak cezalandırılmasını talep etti. Av. Ayan, "Ayrıca intihara yönlendirme suçu bakımından verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yaptığımız itirazın reddine dair karar yönünden kanun yararına bozma yoluna başvurduk henüz inceleme aşamasındadır. Medine'nin tuttuğu günlükler dikkate alındığında bu şekilde işkenceye maruz kalan bu kişinin kendi yaşam hakkından kendi isteğiyle vazgeçmesi mümkün değildir. Bu yönden itirazlarımızı sunduk. Mevcut dosyada suç sübuta ermiştir. Sanığın teşdiden cezalandırılmasını talep ederiz" ifadelerini kullandı.

'ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK GEZİYOR'

Dava bakımından sonradan oluşturulması veya değiştirilmesi mümkün olmayan delillerin mevcut olduğunu ifade eden Medine Kara'nın avukatı Mehtap Sert, "Soruşturma aşamasında zamanında gerekli araştırmanın yapılmaması ancak itirazlarımız üzerine incelenmesini sağladığımız cep telefonunda Medine'nin mesajları mevcuttur. Bu mesajların sonradan oluşturulma ihtimali yoktur. Yine Medine tarafında tutulan ve yazı incelemesiyle de kendisine ait olduğu tespit edilen günlükte sanık tarafından uygulanan işkence ve eziyet kayda alınmıştır. Bu delilinde sonradan oluşturulması mümkün değildir. Yine bu celse dinlenen tanıkların beyanlarına göre evde çıkan tartışma üzerine komşular polisi aramışlardır. Demek oluyor ki bu tartışma komşuların polise haber verecek düzeyde rahatsız edecek boyuta ulaşmıştır. Bu da tanık beyanlarıyla sabittir. Yine tanık Emine olaydan 2 gün önce dahi Medine'nin evinin derli toplu olduğunu söylemiştir. Bu haliyle 35 yaşındaki işkence ve eziyete maruz kalan kadının yine de vazifelerini yerine getirdiği sabittir. Duruşmadaki beyanında eziyeti kabul eden sanık sonraki duruşmalara dahi katılmamışi, elini kollunu sallayarak dışarıda gezmektedir. Hiç bir adli kontrol tedbiriyle dahi karşılaşmamıştır. Bu durum hem hukuku hem de kamu vicdanını zedelemektedir. Bu nedenle sanığın tutuklu yargılanmasını veya ev hapsi gibi adli kontrol tedbirine tabi tutulmasını talep ederiz" dedi.

'AVUKAT KAVGALARI SAVUNDU'

Ahmet Kara'nın avukatı Tamer Demirci ise "Bu celse dinlenen tanıklarda fiziki veya psikolojik şiddet olmadığını söylemişlerdir. Tanık Emine beyanında başka kişiler arasında geçen kavga olayı üzerine Medine'nin ben olsam şikayetçi olurdum şeklinde beyanda bulunduğunu söylemiştir. Her evde ve her evlilikte seslerin yükseldiği bağırıp çağırmaların olduğu olağandır. Bu tartışma doğrudan fiziksel şiddet olduğunu göstermez dosya kapsamında da bu tartışmanın fiziksel şiddete dönüştüğüne dair delil yoktur. Yine tanık Fmine. Medine ile sık sık görüştüğünü söylemiştir ancak Medine tuttuğu günlükte bacağına bıçak saplandığını, ağzının burnunun kırılarak banyoya kilitlendiğini iddia etmiştir. Böyle bir şey olsaydı sık görüşen tanığın Medine'nin bu halini bilmesi gerekirdi. Ancak bu iddialara ilişkin Medine'nin herhangi bir şikayeti veya raporu da yoktur. Aksine bu evlilikte şiddet gören kişi bizzat mmekkilimdir. Medine'nin , Ahmet'i kendi telefonuna kaydetme şekli bile müvekkilin sözlü şiddete uğradığını göstermektedir. Yine tanık Tülay da tartışmadan sonra Medine'nin müvekkile siktir git şeklinde söz sarf ettiğini söylemiştir. Bu nedenle de müvekkil kendi annesinin evine gitmek zorunda kalmıştır. Öldürme ve intihara yönlendirme suçlan yönünden takipsizlik kararı verilmiş itiraz üzerine karar kesinleşmiş ise de bu dava üzerinden bu iddialara yönelik delil toplanmaya çalışılmaktadır. Müvekkilin öldürme veya intihara yönlendirme saiki yoktur. Ancak intihar eden ailenin yakınmaları üzerine adeta gönülleri olsun düşüncesiyle kasten yaralama yönünden bu dava açılmıştır. Yine tanık Emine'nin beyanında Medine'nin evinin düzenli ve tertipli olduğunu söylemiştir. Her gün şiddete uürayan bir kadının bu işlerle uğraşmayıp evi kendi haline bırakması beklenirdi. Bu husus dahi sistematik bir şiddet olmadığını göstermektedir. Bu nedenle müvekkilin suçsuz olduğunu kanaatiyle beraatini talep ederiz" diye konuştu.

Savcılık, eksik hususların giderilmesi ve sanığın tutuksuz yargılanmasına devam edilmesini istedi.

Mahkeme, avukatların sanığın tutuklanmasını talebinin reddine, katılan vekili tarafından kanun yararına bozma talebinde bulunulan "intihara yönlendirme" suçundan verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair verilen kararın akıbetinin ve kanun yoluna bozma yoluna gidilip gidilmediğinin Dörtyol Cumhuriyet Başsavcılığı'na  sorulmasına karar verip duruşmayı 10 Mayıs 2023 tarihine erteledi.

(hyk/

Editör: Haber Merkezi