Mali Müşavirler Muhasebeciler Birliği Derneği Adana şubesi Meslek Yasalarının Kabulünün 33. yılında Adana Heykelli Parkta basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı dernek başkanı Aykan Mavruk okudu.

Aykan Mavruk "Meslek yasamız hala 33 yıl önceki halini korumaktadır. Bu haliyle yasamız, zamanın ve yaşamın oldukça gerisinde kalmıştır" dedi.

Mavruk açıklamasına şöyle devam etti; "Bugün burada meslek yasamızın kabul edilişinin 33.yıl dönümü sebebiyle toplanmış bulunuyoruz. Ancak Yasamızın kabul edilişini kutlamak için değil, yenilenmesini, değiştirilmesini, günümüz teknolojik gelişmelerine ve iş akış süreçlerine uygun hale getirilmesi için beraberiz.

33 yıl önce, mesleğimiz ve bizler yasal statüye kavuştuk. Bu durum önceki dönemle kıyaslandığında elbette mesleğimiz ve haklarımız açısından çok ileri bir adımdı. Mesleğimizin yasal statü kazanmasının ardından odalarımız ve üst birliğimiz olan TÜRMOB kuruldu. Bu gelişmeler ışığında, akademik dinamiklerle saygınlığını artırarak olgunlaşması beklenen mesleğin bugün geldiği nokta içler acısıdır." dedi

Ayhan Mavruk; "Meslek yasamız hala 33 yıl önceki halini korumaktadır. Bu haliyle yasamız, zamanın ve yaşamın oldukça gerisinde kalmıştır. Mesleğin dinamiklerine yönelik yapılan değişiklikler, yenilikler, amiyane tabirle yamalar,  mesleğin icrasına katkı sağlayamamaktadır. Artık yeter diyor ve bu yasayı kabul etmiyoruz. Meslektaşların talepleri doğrultusunda, bugüne uygun, mesleki tanımların yeniden yapıldığı, akademik temeli olan yasa istiyoruz. Bizler yama değil yasa istiyoruz.

Biz meslek mensupları, ileri muhasebe teknikleri, finansal analiz, denetim-raporlama ve en önemlisi uluslararası finansal raporlama standartları gibi mesleğimizle ilgili bizi ve ülkemizi ileriye taşıyacak muhasebe bilimi konusunda uzmanlaşmak, yasada tanımlı olan mali müşavirlik faaliyetini tam anlamıyla icra etmek istiyoruz. Ancak, kurumların dayatmaya çalıştığı angaryalarla boğuşmaktan, ceza tehdidi altında sürekli iş yetiştirmeye çalışmaktan, mükellef ve kurumlar arasında arabuluculuk yapmaktan, idarenin ve kurumların düzgün çalışmayan interaktif uygulamalarından buna fırsat bulamamaktayız.

Mesleki sorunlarımızın çözüm merkezi olması gereken üst birliğimiz TÜRMOB tam bir vesayet altında yönetilmektedir. Yaklaşık 115 bin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavir 9 kişilik yönetimde 4 kişi ile temsil edilirken, 4.800 Yeminli Mali Müşavir 5 kişi ile temsil edilmektedir. Bu yetmezmiş gibi TÜRMOB Genel Başkanının Yeminli Mali Müşavir olması zorunluluğu bulunmaktadır. Bu temsil adaletsizliğini kabul etmiyor, meslek yasamızın demokratikleşmesini ve temsilde adalet istiyoruz.

Bugün yaşadığımız sorunların birçoğunun esas kaynağını bu temsiliyet sorunu oluşturmaktadır. Çünkü üst birliğimiz mevcut yapısıyla bizlerin hak ve çıkarlarını korumaktan ve mesleğini en iyi şekilde yapmaya çalışan 115 bin meslek mensubunun yaşadığı sorunlardan iyice uzaklaşmış durumdadır.

Sürekli artan iş yükü,  angaryalar, haksız rekabet ortamı ve cezalar mesleği yapılabilir olmaktan çıkarmıştır. Gün geçmiyor ki yeni bir iş omuzlarımıza yüklenmesin. Muhasebe mesleği yanında onlarca iş ve işlemi yapmak zorunda bırakılıyoruz. Bunun yanında yapılan tüm iş ve işlemler karşısında da yüksek cezalara muhatap oluyoruz.

Neredeyse tüm kamu kurumlarının müşterilerimizden istemiş olduğu beyan ve bildirimleri, yine bizzat bu kamu kurumlarının yönlendirmesi ile yapmak zorunda kalıyoruz. Çok basit bir bilgiyi talep ederken bile kamu kurumlarının çalışanları “muhasebecinize söyleyin o halleder” diyerek topu bizlere atmaktadır.

Yine kamu kurumlarının, kervan yolda düzülür mantığıyla yürütmeye çalıştığı e-dönüşüm süreçlerinin yükünü biz meslek mensupları çekmekteyiz. Kurumların yeterli olmayan alt yapıları, ağır aksak işleyen e-dönüşüm uygulamaları, iş ve işlemleri zamanında yapabilmemize engel olmaktadır. Kurumlar, sistemlerindeki hatalardan kaynaklı zaman kayıplarımızı görmezden gelmekte, iş ve işlemlerin belirlenen zamanda tamamlanmasını beklemektedir.

Kayıt-dışılığın çok yüksek olduğu ülkemizde, yürütülen politikalar bu duruma daha çok çanak tutmaktadır. Kayıt-dışılığı, vergi kaçakçılığını önlemek için oluşturulan denetim mekanizmaları bizlerin yaptığı onlarca beyanname ve bildirim ile işlerlik kazanmaktadır. Bu beyanname ve bildirimleri eksik veya yanlış yapmak yüksek cezalar ödememize hatta ceza kanunlarına göre yargılanmamıza yol açmaktadır. Bizler gecemizi gündüzümüze katarak bu işleri en doğru şekilde yapmaya çalışırken 3-5 yılda bir çıkarılan torba yasalar ile getirilen yapılandırma ve matrah artırımları bütün emeklerimizi çöpe atmaktadır. Madem sürekli torba yasalar ile denetim mekanizması işletilmeyecek, o halde bizler bu işleri neden yapıyor, neden demoklesin kılıcı gibi cezalar üstümüzde sallandırılıyor.

Bunun yanında torba yasalarla, emeği ile çalışıp üreten ve vergisini düzenli ödeyen yüz binlerce küçük esnaf adeta cezalandırılırken, bu yasalardan en çok yararlanan büyük sermaye şirketleri ödüllendirilmektedir. Ayrıca bu uygulamalar ile mükellefler ödevlerini eksik ve yanlış yapmaya özendirilmektedir. Bizler vergi adaleti ile birlikte etkin bir denetim sistemi kurulmasını, yapılandırma ve matrah artırımı uygulamalarının son bulmasını istiyoruz.

Yaşanmakta olan ekonomik gelişmeler, meslek mensuplarının verdikleri hizmetler karşılığı aldıkları ücretleri olumsuz etkilemektedir. 2021 yılı enflasyonu göz önüne alınarak belirlenen ücretler yüksek enflasyon nedeniyle verilen hizmetin karşılığı olmaktan çıkmıştır. Ücretlerimizdeki yüksek enflasyon kaynaklı kayıpları telafi edecek şekilde, enflasyon farkının ücretlerimize yansıtılarak asgari ücret tarifesinin yeniden belirlenip ivedilikle yayınlanmasını istiyoruz. 

Geldiğimiz noktada sorunlarımız saymakla bitmeyecek kadar çoktur.

- Bizleri angaryalara boğan ve çıkardığı yasalarda muhatap almayan, bir dizi maliyeti de sırtımıza yükleyen idari anlayışa karşıyız. Madem işi ve tüm giderleri biz yapıyoruz o halde idarenin yaptığı tasarrufun bir bölümü bizlere aktarılmalıdır.

- Angaryalar ve idarenin baskıları yetmiyormuş gibi bizleri birbirimize düşüren, haksız rekabeti sürekli körükleyen ücretlendirme ve tahsilat sorunumuza köklü bir çözüm getirilmelidir.

- Bağımlı çalışan ve yeni ruhsat alan meslektaşlarımızın kaderlerine terk edilmesini, staj maliyetlerini ve yüksek ruhsat ücretlerini kabul etmiyoruz. Özellikle bağımlı çalışan meslektaşlarımızın özlük haklarının TÜRMOB ya da Odalar tarafından teminat altına alınmasını istiyoruz.

- Kosgeb desteklerinden, esnaflara ve işletmelere sağlanan kredi desteklerinden, teşviklerden faydalanmak istiyoruz.

- TBMM’ye sunulan kanun teklifi ile “üç yıl görev yapmış olan Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler”in de nitelik itibariyle kamu hizmeti yapıyor olmaları nedeniyle Yeşil Pasaport alma hakkımızın yasalaşmasını istiyoruz.

- Teknik yönüyle tam da bizim olması gereken Arabuluculuk yetkisinin tanınmasını istiyoruz.

- 2007 yılından itibaren yürürlükte olan ama hiç bir Mali Müşavirin uygulayamadığı MALİ TATİL Yasasının amacına uygun olarak yeniden düzenlenmesini, iş ve işlemlerin ertelendiği gerçek bir tatil istiyoruz.

- Verdiğimiz hizmetin ücretini tahsil edemediğimiz halde vergilendirilmesi yasal zorunluluktan çıkarılmalı, hizmetlerimiz karşılığı uygulanan Katma Değer Vergisi Oranı indirilmelidir.

Bizler, tüm odaları ve meslektaşlarımızı destek olmaya, hep birlikte ses çıkarmaya çağırıyoruz. Bu yasa evimize, ailemize, kendimize ayıracağımız vakti çalmaktadır. Bu yasa bizleri ofislere hapsetmektedir.  Bu yasa sağlığımızı bozmaktadır. Biz, bu yasayı değiştirecek güçteyiz. Dolayısıyla tüm meslektaşlarımızı yeniden hep birlikte ses çıkarmaya davet ediyoruz. Birlikte başladık, birlikte başaracağız.

Editör: TE Bilisim