Hamit Karaoğullarından: Bugün Eskişehir’de toprağa düşen onlarca canın sorumlusu, ekosistemin içindeki çiçeğinden böceğine, kurdundan kuşuna ölen binlerce yüzbinlerce canın sorumlusu ormanı sadece “rant alanı” , sadece ağaç olarak olarak gören bu politik akıldır. Daha doğrusu, yıllardır kurtulmaya çalıştığımız bu “akılsızlıktır!”
Adana Emek ve Demokrasi Platformu İnönü Parkında “Ne Yanan Canlara Ne De Katledilen Doğamıza Sessiz Kalmayacağız” dedi.
Platform adına basın açıklamasını Hamit Karaoğullarından okudu.
CHP Adana Milletvekili Orhan Sümer’in yanı sıra bir çok kurum temsilcisinin de katıldığı basın açıklamasında:
- İnsanı, doğayı, yaban hayatını savunuyoruz!
- Rant için değil, yaşam için mücadele ediyoruz!
- Ormanlar halkındır, sermayeye teslim edilemez!
İfadeleri kullanıldı.
Karaoğullarından konuşmasına şu şekilde devam etti:
İhmallerle Yakılan Ormanlar, Göz Göre Göre Yitirilen Canlar, Ekolojik tahribat, Yaban Hayatın yok edilişi : Sessiz Kalmayacağız!
Eskişehir’in Karaçam bölgesinde çıkan orman yangınında yaşamını yitiren 10 orman emekçisini büyük bir acı ve öfkeyle anıyoruz. Bu sadece bir “doğal afet” değil, zincirleme ihmallerin, denetimsizliğin, plansızlığın ve doğaya karşı sürdürülen sistematik savaşın trajik bir sonucudur.
Bu yangın, yalnızca ağaçları değil; o ormanda yuvalanmış binlerce canlının yaşamını, ekosistemlerin dengesini ve geri dönüşü olmayan bir doğal zenginliği de beraberinde yok etti. Yangında hayatını kaybeden orman işçileri ise doğayı korumak uğruna, hiçbir güvenlik önlemi sağlanmadan ateşin ortasına sürülen emekçilerdi. Onlar alınmayan önlemlerin, yok sayılan uyarıların ve göz ardı edilen risklerin kurbanı oldu.
İhmal, Tesadüf Değildir: Sorumlular Nerede?
Orman Genel Müdürlüğü’nün ve ilgili bakanlıkların, bu mevsimde artan yangın risklerine rağmen önlem almaması, ekipman eksiklikleri, personel yetersizliği ve yangınla mücadele planlarının eksikliği; bu cinayet gibi kazanın sorumluluğunu taşıyan başlıca faktörlerdir. Sorumluların “doğal afet” bahanesiyle hesap vermekten kaçınmasına izin vermeyeceğiz.
Yıllar önce Ödemesi yapıldığı halde teslim alınmayan savaş uçaklarına bütçe ayrılırken, Geleceğimiz olan Ormanlarımıza yangın söndürme uçakları alamayan yetkililer, Neden?, Niçin? Duyarsız kalıyor.
Bu yangın, sadece bir iş kazası değil, aynı zamanda doğa ile savaş halinde olan bir kalkınma anlayışının sonucudur. Doğayı bir kaynak deposu, ormanı ise ranta açılacak bir arazi olarak gören politikalar, her geçen gün insanı, ekolojiyi ve yaban hayatını biraz daha yok ediyor.
Yanan Sadece Ağaç Değildir, Geleceğimizdir!
Bu yangında yitirilen sadece 10 emekçi değil; sayısız yaban hayvanı, binlerce ağaç, toprağın canlılığı ve insanlığın geleceğidir. Doğaya düşman olan bu sistemin, sermayenin çıkarı için gözünü doğaya, suya, ağaca, canlıya diktiği her politikası, bugün bizi daha yaşanmaz bir dünyaya itiyor.
Yıllardır söylüyoruz:
Yangınla mücadele politikaları yetersiz.
Ormanları koruyamıyorsunuz.
Emekçiyi güvencesiz, eğitimsiz, donanımsız koşullarda ateşin içine yolluyorsunuz.
Liyakatsız, yandaş kişileri yönetici yapıyorsunuz.
İklim krizini konuşuyormuş gibi yapıp, iklim yasasını bile karbon ticaretiyle şirketlere yeni kazanç yolları yaratmanın aracı haline getiriyorsunuz.
Orman köylüsünü yok sayıyor, gönüllü mücadele ağlarını dışlıyor, tüm kontrolü yandaş taşeronlara devrediyorsunuz.
Her yaz aynı senaryo yaşanıyor:
Yanlış müdahale, geç müdahale, eksik teçhizat, kaybedilen canlar…
Ama hâlâ tek dert; Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altında olan ormanlarımızı enerji projeleri, madenler, turizm imarlarıyla yok ediyorsunuz.
Bugün Eskişehir’de toprağa düşen onlarca canın sorumlusu, ekosistemin içindeki çiçeğinden böceğine, kurdundan kuşuna ölen binlerce yüzbinlerce canın sorumlusu ormanı sadece “rant alanı” , sadece ağaç olarak olarak gören bu politik akıldır. Daha doğrusu, yıllardır kurtulmaya çalıştığımız bu “akılsızlıktır!”
Gece yarılarına kadar meclisi çalıştırarak çıkardığınız torba yasalarla ne doğa kalıyor, ne hukuk, ne orman ve ne de yaşam hakkı!
Yeter artık!
Canlarımızı yakan yangın sadece alevler değil; bu kör ve sağır rantçı, duyarsız düzendir!
Ekolojik ve İnsani Bir Mücadeleye Çağrımızdır!
Bu düzen değişmeden hiçbir can güvenli değil. Ne orman işçisinin, ne köylünün, ne de bir sincabın… ekoloji mücadelesi; doğaya yabancılaşmayı, sermaye düzenini ve sömürü ilişkilerini hedef almalıdır. İnsanı doğadan ayırmayan, emeği ve yaşamı savunan, ekolojik yıkıma karşı sistem karşıtı bir direnişi büyütmeliyiz.
Yaşamını kaybeden tüm orman işçilerini saygıyla anıyor, ailelerine başsağlığı diliyor, bu katliamın üstünün örtülmesine izin vermeyeceğimizi kamuoyuna ilan ediyoruz.
Unutmayacağız, affetmeyeceğiz, hesap soracağız!
İnsanı, doğayı, yaban hayatını savunuyoruz!
Rant için değil, yaşam için mücadele ediyoruz!
Ormanlar halkındır, sermayeye teslim edilemez!