“İnsanoğlu her çağda aynı yemlere yakalanır: Aynı numaralar defalarca oynanır, aynı tuzaklara tekrar düşülür. Popülizmin ve milliyetçiliğin zirveleri hâlâ iktidara ve tiranlığa giden çiğnenmiş bir yoldur;” David Hume
Bir Ata Krallığım Başar Sabuncu tarafından William Shakespeare'in kimi oyunları ve sonelerinden kimi sahnelerin, kimliklerin ve repliklerin bir araya getirilmesiyle ve bir anlamda yeniden yazılmasıyla oluşturulmuş kolaj tarzı bir tiyatro oyunudur. Eserde 12 oyundan (Macbeth, Hamlet, Kral Lear, III. Richard, Atinalı Timon, Jullius Ceasare, IV. Henry, Troilos ve Cressida, II. Richard, Cymbelinee, Antonius ve Kleopatra, Fırtına, Nasıl Hoşunuza Giderse oyunları) yüze yakın alıntı ile beş soneden oluşturulan şarkılar bir araya getirilmiştir.
Bir Ata Krallığım oyunu, Adana Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın yeni sezonunda Yiğit Sertdemir rejisiyle sahneye konuluyor. Oyunun başlamasıyla beraber seyirci kendisini metnin karanlık atmosferinin içerisinde buluyor. Işık ve dekor tasarımı son zamanlarda Adana’da sergilenen tiyatro oyunlarında nadir görülen tasarımlardan. Ölü beden figürlerinin üstünde yükselen krallık dekoru, oyunun metnini vurucu şekilde betimliyor. İktidar hırsı, yaşam-ölüm çelişkisi ve toplumsal çöküş gibi temalar, sahne estetiğine taşınırken cansız bedenler kullanılmasa olmazdı. Bu karanlık atmosferin karanlığını kaybetmeden, sinematik ışık tasarımı ile görünür kılmak da ayrıca bir alkışı hak ediyor.

Başar Sabuncu’nun masalsı metninin rejinin temposunda bazı aksamalara uğradığını söylemeden geçemeyiz. Çok bilindik Shakespeare replikleri oyunun temposundan dolayı aralarda kaybolup gitse de bu tempo oyunun neredeyse bir buçuk saat boyunca izlenebilmesinin anahtarı olmuş durumda. Tempodaki aksayan yan ise hareket düzeni diyebiliriz. Sahnedeki yere yatış ve kalkışlarda, savaş sahnelerinde bir koreografla çalışılsa hem temponun aksamasına sebep olmaz hem de görsel bütünlük daha iyi olabilirdi.
Oyun müziklerinin fazlaca kullanıldığının da altını çizmek isterim. Birçok sekansta müziğin alttan devam etmesi, sahneyi yükseltmek yerine oyuncuların rolünü çalıyordu. Ayrıca benim oyunu izlediğim güne mi denk geldi yoksa her temsilde aynı şey mi oluyor bilmiyorum fakat birçok sekansta oyun müziğinin sesi çok yüksekti. Öyle ki bazı şarkılarda oyuncuların sesi duyulmadı. Teknik arkadaşların bu konuya biraz daha özen göstermesinin önemli olduğunu düşünüyorum.
Oyunculuklarda gözüme çarpan ise ekibin ansambl mantığını sahneye taşıması oldu. Ansambl mantığı iyi uygulanmış olsa da Cevher Hikmet Güzey, Uğur İzgi, Nimet Görkem Kayar ve Fatih Sarı oyunculuklarıyla sahnede dikkat çekenlerdi.
“Arturo Ui’nin Önlenebilir Yükselişi” oyunundan bu yana Adana Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından sahnelenen izlediğim en iyi oyundu diyebilirim. Seyircisini bulması dileğiyle…
Dip not: Söylemeden geçemeyeceğim; oyunun başlangıcında oyuncuların cansız bedenlerin içinden çıkması daha iyi olabilirdi (belki de eleştiri yazısında olmaması gereken tamamen kişisel bir talep) ve oyuncular yan ışıklara biraz daha alışabilirse daha iyi olacak.