Lübnan Hizbullahı ve İran Devrim Muhafızları (IRGC), Suriye rejiminin çöküşüyle oluşan devasa pazar boşluğunu doldurmaya en yakın aktörler olarak görülüyor. Bölgesel talep yüksek kalırken, endüstriyel üretimin Batı Afrika’ya kayma olasılığı da inceleniyor.
Bashar al-Assad'ın iktidardan ani düşüşü, daha önce Esad’ın iç çevresi tarafından domine edilen ve Suriye rejimi tarafından hem ekonomik bir cankurtaran halatı hem de jeopolitik bir silah olarak kullanılan milyarlarca dolarlık küresel Captagon ticaretini temelden değiştirdi. Captagon, Orta Doğu'da yaygın olarak kullanılan, bağımlılık yapıcı bir amfetamin türüdür ve yıllık piyasa değerinin 5,7 ila 10 milyar dolar arasında olduğu tahmin edilmektedir.
Bu rapor, açık kaynak verilerine ve Mart ile Nisan 2025'te Suriye'nin yeni uyuşturucuyla mücadele güçleriyle yapılan kilit muhbir görüşmelerine (KII'ler) dayanmaktadır. Çalışma, Esad sonrası dönemde üretimin nerede yeniden ortaya çıkabileceğini ve bunun kimin kontrolünde olabileceğini araştırmaktadır. Temel bulgular, endüstriyel ölçekli üretimin Suriye’de sona ermesine rağmen, yüksek talebin ve sağlam kalan kaçakçılık ağlarının bu ticareti Lübnan, Batı Afrika ve potansiyel olarak İran'a taşıyabileceğini gösteriyor.
Esad'ın Çöküşü ve Yeni Yönetimin Temizlik Harekâtı
Esad rejiminin devrilmesinden bu yana Captagon ticareti kaosa sürüklendi. Daha önce Bashar al-Assad’ın kardeşi Maher’in kontrolündeki Suriye Ordusu 4. Tümeni tarafından denetlenen Suriye'deki endüstriyel ölçekli üretim durdu. Yeni Suriye geçici hükümeti, Ahmed al-Sharaa ve Hayat Tahrir al-Sham (HTS) unsurları liderliğinde, Captagon ticaretini hedef alan agresif bir kampanya başlattı.
Yeni Suriye liderleri iktidarı ele geçirdikten hemen sonra, 8 Aralık 2024'te, Suriye'yi Captagon'dan "temizleme" sözü vererek uyuşturucuya savaş ilan etti. Bu temizlik, hem artan halk sağlığı krizini çözmek hem de eski rejimin ve İran etkisinin kalıntılarını ortadan kaldırmak için bir araç olarak görülüyordu.
Geçici hükümetin Genel Güvenlik servisi, Captagon altyapısına karşı büyük bir kampanya yürütmüştür. Ocak ayında yetkililer, Esad dönemi Suriye ordusunun 4. Tümeni ile ilişkili baskın yapılan depo ve fabrikalardan ele geçirilen 100 milyon hapı imha etti. Suriyeli uyuşturucu yetkilileri, yapılan görüşmelerde, çabaları sonucunda ülkedeki Captagon üretiminin %95'inin ortadan kaldırıldığına inandıklarını belirtiyorlar. Şam, Humus ve Suriye sahilindeki büyük üretim tesisleri hedef alındı ve kapatıldı.
Bununla birlikte, Esad sonrası üreticilerin atomize ve çevik bir üretim ekosisteminde faaliyet gösterdiği belirtiliyor. Şu anda Suriye'deki üretim, merkezin sınırlı kontrol uyguladığı bölgelerdeki (özellikle ülkenin güneyindeki doğu Dera ve Süveyda'daki) küçük mobil tesislere veya dağınık alanlara hapsolmuş durumdadır. Esad'ın düşüşünden sonra büyük fabrikaların kapatılmasıyla, küçük fabrikaların artık daha kârlı hale geldiği düşünülüyor. Ancak bu tesislerin kapasitesi ekipman ve tedarik zincirleriyle sınırlıdır.
Milyar Dolarlık Boşluk: Talep Yüksek, Üretim Eksik
Ortadoğu genelinde uyuşturucuya olan talep son derece yüksektir ve bu durum, bölgesel kaçakçılığın yeniden başlaması için güçlü teşvikler yaratmaktadır. Esad döneminde endüstriyel ölçekli üretim tesisleri, yıllık milyarlarca hap üreterek bölgesel talebin yaklaşık %90'ını karşılıyordu ve bu tesisler artık çalışmamaktadır.
Suriye'deki arzın kesintiye uğraması, sanayi ölçeğinde Captagon arzını başka bir yerde yeniden kurabilen herhangi bir aktör için yıllık milyarlarca dolarlık bir fırsat yaratmaktadır.
Captagon ticaretinin dinamikleri, yeni bir aktörün bu boşluğu doldurması durumunda elde edeceği büyük kârı göstermektedir:
- Esad döneminde Suriye'de bir hapın maliyeti yalnızca 0,04 dolardı.
- Ürdün ve Irak gibi komşu Arap devletlerindeki distribütörler toplu olarak hap başına 1 dolardan biraz fazla ödüyordu.
- Arap Körfez devletlerinde ise, nihai tüketici için fiyat artışları yapılmadan önce distribütör düzeyinde toptan fiyatlar hap başına 7-8 dolara kadar çıkabiliyordu.
Daha önce bu fiyat farkının büyük bir kısmı 4. Tümen tarafından royalti (telif) olarak alınıyordu. 4. Tümenin devre dışı kalmasıyla, üretim ve koruma boşluğunu dolduracak herhangi bir aktör büyük bir mali kazanç elde edecektir.
Yeni Captagon Merkezleri ve Potansiyel Liderler
Captagon değer zincirini canlandırma çabaları, Suriye'nin komşularında sağlam kalan kaçakçılık ağlarına dayanacaktır. Lübnan, Irak ve Ürdün'ün kilit bölgelerinde altyapı büyük ölçüde bozulmamıştır.
Esad sonrası üretimin olası merkezleri arasında Lübnan, Batı Afrika ve potansiyel olarak İran yer almaktadır.
Lübnan: Hizbullah’ın Tecrübesi ve Yeni Baskılar
Captagon ticaretinin Orta Doğu'daki orijinal merkezi 2012'den önce Lübnan'dı. İsrail ile 2006'daki savaşın ardından yeniden yapılanma ve silahlanma amacıyla, Lübnan Hizbullahı, İran desteğiyle bölgenin bilinen ilk Captagon fabrikalarını kurdu.
Hizbullah, Esad döneminin en önde gelen narco-arabulucularıyla yakın ilişkilere sahiptir ve Captagon ticaretindeki kapsamlı deneyimiyle, Esad'ın bıraktığı boşluğu doldurmaya muhtemelen en iyi konumlanmış aktördür. Esad'ın düşüşünden sonra, sanayi ölçeğindeki üretimin Lübnan'a kaydırıldığı düşünülmektedir.
Ancak Hizbullah, son dönemde İsrail ile yaşanan çatışmalar ve Lübnan devletinin baskısı nedeniyle zayıflamış durumdadır. Yeni Lübnan hükümeti, uluslararası ortaklarının da desteğiyle, reformları uygulamak amacıyla Hizbullah aleyhine otoritesini ileri sürmeye çalışmıştır. Örneğin, Mayıs 2025'te Hizbullah'a bağlı kişiler Beyrut havalimanından çıkarılmıştır. Bu durum, grubun gelir elde etme ihtiyacını artırırken, Lübnan içindeki üretim riskini de yükseltmektedir.
Açık Deniz Seçeneği: Batı Afrika
Hizbullah, Levant bölgesindeki misilleme riskini azaltmak için Batı Afrika ve Mağrip'in bazı bölgelerinde açık deniz üretim merkezleri kurma imkanına sahip olabilir. Batı Afrika limanları daha önce Captagon kaçakçılığında ve yasadışı finansmanda kullanılmıştır.
Hizbullah'ın, Batı Afrika ve Güney Amerika'daki geniş Şii Lübnan diasporası arasında bağış toplama ve zorla para alma yoluyla küresel finansman akışlarını çeşitlendirmede başarılı olduğu bilinmektedir. Batı Afrika'da kurulu kaçakçılık ağları ve güvenlik personeliyle olan kritik ilişkileri, Hizbullah'a, Lübnan'daki faaliyetlerini doğrudan tehlikeye atmadan endüstriyel ölçekli üretim altyapısı oluşturma imkanı sunabilir.
Daha yakın zamanda, Sudan’ın da Captagon ticaretinde bir merkez olarak ortaya çıktığı belirtilmiştir. Sudan'ın Kızıldeniz'e yakınlığı, kaçakçılara Körfez'deki kilit pazarlara deniz yoluyla erişim sağlamaktadır.
İran ve IRGC’nin Potansiyel Rolü
İran Devrim Muhafızları Ordusu (IRGC), bölgedeki ilişkilere ve teknik sofistikasyona sahiptir ve Captagon üretiminin bir sonraki aşamasında önemli bir rol oynayabilir. IRGC'nin Captagon ticaretinde doğrudan deneyimi olmasa da, Esad dönemi ekosistemini yakından gözlemlemiş ve metamfetamin dahil olmak üzere diğer uyuşturucuların kaçakçılığında aktif olmuştur.
IRGC, Suriye'de Captagon üretim ve dağıtımına içeriden bakış avantajından yararlanmıştır ve Lübnan'daki Hizbullah ile Irak'taki milisler de dahil olmak üzere Captagon üreten ve kaçakçılığını yapan ortaklarla operasyonel bağlarını sürdürmektedir.
Bölgesel gerilimlerin tırmanması durumunda, endüstriyel Captagon üretiminin gelir potansiyeli IRGC için cazip olabilir. ABD ve İsrail ile askeri çatışma riski de dahil olmak üzere artan baskıyla karşı karşıya kalan Tahran için, Captagon milyarlarca dolar gelir ve güçlü bir diplomatik kaldıraç kaynağı sağlayabilir.
Ancak İran'ın, uyuşturucunun ana varış noktaları olan bölgesel Arap devletleriyle, özellikle Suudi Arabistan ile ilişkilerini normalleştirme çabaları, IRGC'nin aktif bir rol üstlenme isteğini frenleyebilir. Ürdün, Captagon'u istikrarını baltalamaya yönelik İran destekli bir kampanyanın parçası olarak görürken, Irak'taki İran karşıtı gruplar da bu uyuşturucuları Irak toplumunu zayıflatmayı amaçlayan "kitlesel imha silahları" olarak görmektedir.
Kaçakçılık Ağları ve Bölgesel Engeller
Irak
Irak'taki İran destekli Şii milisler (örneğin Kata’ib Hizbullah) Captagon'u Suriye'den Irak-Suriye sınırına (özellikle Abu Kemal'den Al-Qaim'e) taşıyarak, burayı lojistik merkezi olan Necef'e ulaştırıyorlardı. Ancak Esad'ın düşüşüyle İran ve milisleri Suriye'de dayanaklarını kaybetmiştir.
İran destekli milisler büyük ölçekli üretime girişebilir, ancak Irak'ta Captagon ve diğer uyuşturucu kullanımı toplumsal bir felakete dönüşmüştür. 2019 ile 2023 arasında Irak'ta ele geçirilen uyuşturucu miktarı %3.380 oranında artmıştır. Toplumsal tepki o kadar fazladır ki, Kata'ib Hizbullah'ı meşrulaştıran şemsiye kuruluş olan Halk Seferberlik Güçleri (PMF) bile kendisini alenen bir uyuşturucuyla mücadele kurumu olarak göstermektedir. Bu toplumsal baskı, hevesli üreticileri zorlu bir dirençle karşı karşıya bırakabilir.
Ürdün
Ürdün, uyuşturucu ticaretinde merkezi bir kaçakçılık yolu olmasına rağmen, Levant'ta endüstriyel ölçekli Captagon üretimi için en az olası yerdir. Ürdün hükümeti, sınırlarını yoğun bir şekilde askerileştirerek ve hatta Suriye içine operasyonlar düzenleyerek kaçakçılık akışlarıyla kararlılıkla mücadele etmiştir. Bölgesel istikrar merkezi olarak Batı'dan önemli ekonomik ve askeri yardım almaktadır.
Ancak, güney Suriye'deki (Dera ve Süveyda) yönetişim boşluğu ve yerel çatışmalar, sınır ötesi aşiret ağları tarafından yürütülen kaçakçılığın devam etmesine neden olmaktadır. Ürdün, artan Suriye makamlarıyla işbirliği sayesinde güney Suriye'den gelen her türlü kaçakçılık için giderek zorlaşan bir geçiş kanalı haline gelme eğilimindedir.
Gelecek Riskleri: Metamfetamin Tehlikesi
Captagon üretiminin kesintiye uğraması ve karşılanamayan talebin sürekli artması durumunda, bu boşluğun kristal meth gibi diğer, daha tehlikeli uyuşturucularla doldurulması riski mevcuttur.
Metamfetamin, kısmen "geçit uyuşturucusu" etkisiyle ve kısmen de mevcut üretim ve kaçakçılık ağlarını kullanma imkanıyla, bölgede şimdiden kendine yer edinmiştir. UNODC verileri, doğu İran'ın metamfetamin ele geçirmeleri açısından en aktif bölgesel sıcak nokta olduğunu göstermektedir. Metamfetaminin bir sonraki baskın uyuşturucu olarak ortaya çıkması, bölgesel halk sağlığı için çok daha yıkıcı sonuçlar doğuracaktır. Özellikle Irak, Ürdün, Körfez ve Suriye için bu risk yüksektir. Endüstriyel ölçekli Captagon arzının olmadığı kaotik ve lidersiz bir uyuşturucu ekosistemi, bölgenin uyuşturucu ekonomisinde çok daha tehlikeli bir aşamaya geçişe işaret edebilir.





