Vergi Adı Altında Yaşam Pahalılığı: ÖTV'nin Hikâyesi

Türkiye’de yaşamın her alanını etkileyen Özel Tüketim Vergisi (ÖTV), artık sadece bir mali düzenleme değil; doğrudan halkın geçim şartlarını belirleyen bir yük haline geldi.
2002 yılında yürürlüğe giren 4760 sayılı ÖTV Kanunu, başlangıçta lüks ve zararlı tüketimi vergilendirmek amacıyla hazırlandı. Ancak yıllar içinde özellikle dar gelirli kesimleri etkileyen, genişleyen bir dolaylı vergi sistemine dönüştü.

Geçmişten Bugüne: ÖTV Nasıl Hayatımıza Girdi?

Avrupa Birliği’ne uyum süreci kapsamında, 2002’de birçok dolaylı vergi birleştirilerek ÖTV çatısı altında toplandı. Bu vergi:

  • Akaryakıt ve enerji ürünleri

  • Tütün ve alkollü içecekler

  • Motorlu taşıtlar

  • Lüks ve elektronik ürünleri kapsıyor.

Devlet açısından kolay tahsil edilebilir ve geniş tabanlı bir gelir kaynağı olan ÖTV, 2025 itibarıyla bütçedeki vergi gelirlerinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır.

Zorlaşan Hayatın Sessiz Mimarı: ÖTV'nin Bugünkü Yüzü

Taşıt Sahipliği Hayal Oldu

Bugün Türkiye'de bir otomobil satın almak isteyen vatandaş, aracın fiyatı kadar da vergi ödemek zorunda kalıyor.
Otomobillerdeki ÖTV oranları:

  • Düşük segment araçlarda %80'dan başlıyor,

  • Lüks ve yüksek motor hacimli araçlarda %220’ye kadar çıkabiliyor.

Sonuç: Orta sınıf için sıfır araç hayal, ikinci el araç ise luks bir ihtiyaç haline geldi.

Akaryakıt Fiyatlarının Yarısı Vergi

Bugün pompa fiyatlarının yaklaşık %55-60’ı ÖTV ve KDV'den oluşuyor.
Bu sadece bireysel araç kullanıcılarını değil, taşımacılık ve üretim maliyetlerini de artırıyor.
Zincirleme şekilde ekmekten sebzeye, otobüs biletinden elektrik faturasına kadar hayat pahalılığına doğrudan yansıyor.

Cep Telefonu ve Elektronik Ürünler Ulaşılamaz Halde

Yalnızca lüks değil, günlük hayatın vazgeçilmezi haline gelen telefonlar, bilgisayarlar ve elektronik eşyalar da ÖTV kapsamında.
Örneğin:

Alkol ve Tütün Ürünlerinde Ceza Gibi Vergi

ÖTV oranları, sağlık politikası gerekçesiyle düzenli olarak artırılsa da bu ürünlere ulaşımı sınırlamaktan çok, bağımlılığı olan bireylerin gelirlerinin büyük kısmını vergiye kaptırmasına neden oluyor.
Bu durum özellikle asgari ücretlilerde derin yoksulluğu tetikliyor.

Uzmanlar Ne Diyor?

“Türkiye’de dolaylı vergilerin payı OECD ortalamasının çok üzerinde. Vergi sistemi adil değil; zengin de fakir de aynı oranda vergi ödüyor gibi görünse de, gelirine göre fakir çok daha fazla vergi yüklü bir sistemin içinde yaşam savaşı veriyor.”

Vergi adaletini savunan sendika ve meslek örgütleri ise, doğrudan gelir vergisinin artırılması ve dolaylı vergilerin azaltılması gerektiğini savunuyor.

ÖTV'nin Görünmeyen Etkileri

  • Gelir adaletsizliği derinleşiyor.

  • Tüketim daralıyor, ekonomide durağanlık artıyor.

  • Kayıt dışılık teşvik ediliyor: İnsanlar daha ucuz olan kaçak veya ikinci el ürünlere yöneliyor.

  • Toplumsal öfke ve güvensizlik büyüyor: Halk, “tasarruf yapan değil, vergiyle geçinen devlet” algısına sahip.

ÖTV Bütçede Ne Kadar Yer Tutuyor?

2024 yılı itibarıyla:

  • ÖTV gelirleri toplam vergi gelirlerinin yaklaşık %27’sini oluşturdu.

  • Yani vatandaşın alışverişinden, araç alımından, ısınmadan, teknolojiden elde edilen bu gelirle devlet bütçeyi dengelemeye çalışıyor.

Sokağın Sesi: “Her şeyin vergisi var, ama gelirimizin artışı yok!”

Emekli Ayşe Hanım:

“Kızım üniversiteyi kazandı, telefon alamadık. Yeni telefonun yarısı vergi. Bize bu sistemde yaşamak değil, sabretmek düşüyor.”

Kamyon şoförü Musa Bey:

“Mazotun yarısı vergi. Yol parasını çıkarmadan geri dönüyoruz. Vergi, yolumuzdan çok önümüzü kesiyor artık.”

ÖTV Bir Vergi Değil, Bir Geçim Duvarı

Özel Tüketim Vergisi, artık sadece bir mali araç değil; halkın yaşam standartlarını şekillendiren sınıfsal bir eşitsizlik mekanizması haline geldi.
Her yeni ÖTV artışı, maaşlara yansımadan, halkın cebindeki gerçek geliri azaltıyor.
Türkiye’de yaşamın gerçekliği artık "asgari ücret + azami vergi" denklemine sıkışmış durumda.

Muhabir: Haber Merkezi