Arama Kurtarmanın Gecikmesinde İdarenin Sorumluluğu yadsınamaz

Deprem sonrasında arama kurtarma çalışmalarının geç kalması ve organizasyonun yetersiz olması sebebiyle idareye karşı açılan bir tazminat davası açılabilir mi? Bu sorunun yanıtını Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi, Prof. Dr. Umut Yeniocak, göçük altında sağ oldukları anlaşılan kişilerin yardımın geç gelmesi sebebiyle vefat ettiklerinin ispatı halinde idare aleyhine tazminat davası açılabileceğini belirtti.

Prof. Dr. Umut Yeniocak konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Danıştay’ın daha önce, depremin ve etkilediği coğrafyanın büyüklüğünün dikkate alınması, tazminat talep eden davacının arama kurtarmanın gecikmesi ile ölüm olayı arasındaki bağlantıyı ispat etmesi gerektiğini vurgulayarak, emsal davada bu ispatın davacı tarafından gerçekleştirilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermişti. Ancak kararın gerekçesi analiz edildiğinde, sağ oldukları anlaşılan kişilerin yardımın geç gelmesi sebebiyle vefat ettiklerinin ispatı halinde idare aleyhine tazminat davası açılabileceğini görülüyor” dedi.

Prof. Dr. Umut Yeniocak, örneğin, göçük altından ses alındığı TV kameralarına yansıyan ya da telefonla göçük altından mesaj gönderen birinin bulunduğu enkaza, arama kurtarma ekiplerinin ya da gerekli iş makinelerinin depremden günler sonra ulaştığı için kişinin vefat ettiği tüm vakalarda artık bu ispat külfetinin yerine getirilmiş olduğu kabul edilmeli ve hizmet kusuru nedeniyle yakınlarına tazminat ödenmesi gerektiğini vurguladı.

Prof. Yeniocak, bu durumda kalan vatandaşların, enkaz altından kurtarma taleplerini yetkili kurumlara ilettikleri mesaj, mail ve telefon kayıtlarını, enkaz altındaki yakınlarının ilk anda hayatta olduklarına ilişkin ses ve görüntü kayıtlarını, yardım ekiplerinin ve gerekli iş makinelerinin enkaz yerine ulaşma tarih ve saatini mümkün olduğunca kayıt altına almalarını tavsiye etti.

Prof. Dr. Umut Yeniocak, deprem sonrası arama kurtarmanın geç kalması sebebiyle verilen, emsal kararı da kamuoyunun bilgisine sunduklarını söyledi:

Emsal Karar:

“Her ne kadar davacı tarafından, arama ve kurtarma faaliyetlerinin gereği gibi yürütülmemesi nedeniyle hizmetin kusurlu ve eksik işletilmesi sonucunda yakınlarının vefat ettiği ileri sürülmüş ise de, arama ve kurtarma faaliyetlerinin yürütülmesini etkileyecek şekilde haberleşme ve ulaşım hizmetlerinde aksaklıkların olması ve depremin, etkilediği coğrafi alanın büyüklüğü, nüfus yoğunluğu ve oluşturduğu hasarın kamu hizmetlerinin deprem sonrası yürütülmesi yönünden arama ve kurtarma faaliyetleri sırasında bu hizmetin gereği gibi işletilememesi nedeniyle doğan zararlardan; ancak, zarar ile idarenin faaliyeti arasında illiyet bağı bulunduğunun saptanması, bir başka ifadeyle, davacının yakınlarının arama ve kurtarma faaliyetlerinin gereği gibi işletilmemesi sonucunda vefat ettiğinin tespit edilmesi halinde, idarenin tazmin sorumluluğundan söz edilebilir. Bu halde dahi, idarenin kamu hizmetini yürütürken karşılaştığı güçlükler de dikkate alınarak hükmedilecek tazminat tutarının belirlenmesi gerekmektedir.”

Danıştay 11. Dairesi, 19.12.2005, 2003/2027 E., 2005/5962 K.

Editör: Haber Merkezi