Halkın büyük çoğunluğunun merakla beklediği, ülke gündemini uzun süre meşgul eden Millet İttifakının Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinde Saadet Partisi’nin kilit rol aldığına değinen Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Doç. Dr. Necmettin Çalışkan önemli açıklamalarda bulundu.

13. Cumhurbaşkanı adayı olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olarak gösterildiğine değinen GİK Üyesi Çalışkan, “Siyasetin cazibe merkezi olmaktan öte güven telkin eden yed-i emin alanı olarak Saadet Partisi Genel Merkezinde, Genel Başkan tarafından, milletin ortak değeri, ay yıldızlı bayrağımızın altında ve Berat Gecesinde gerçekleşmesi tesadüfse de bilinçli tercihse de her türlü iyi olmuştur. Herhangi bir dünya görüşü veya ideolojiyi temsil edecek bir bayrak, flama değil ortak değerlerde buluşulması, millet ittifakının tek yürek olduğunu göstermesi açısından son derece önemlidir.” dedi.

KENDİ İÇİNDE HESAPLAŞMA VE HELALLEŞME

İmam Hatipler ve başörtüsü gibi toplumun bam teline basan konularda CHP'nin geçmişteki bu problemleriyle yüzleştiği, bunlardan vazgeçtiğini ifade eden GİK Üyesi Çalışkan, “Toplum nezdinde kabul görmeyen uygulamalarla, özgürlüklerin kısıtlandığını gördüğü ve bu yaklaşımında artık eskisi gibi olmayacağını göstermesi açısından son derece önemliydi. Son yıllardaki helalleşme isteği kendi içinde hesaplaşmanın da farklı bir boyutuydu.” dedi.

KARAMOLLAOĞLU FAKTÖRÜ

İttifakın oluşumu ve devamlılığı açısından gösterdiği gayretlerden dolayı Temel Karamollaoğlu’nu ayrı tutmak gerektiğini vurgulayan GİK Üyesi Çalışkan, “Millî Görüş ittifaklar tarihidir. Saadet, siyaset sahnesinde var olduğu süreç boyunca, ülkede bütünleştirici rol üstlenen bir parti olduğunu bir kez daha göstermiştir.

Saadet; tarihi boyunca istisnasız bütün seçimlerde birileriyle ittifak arayışı içerisinde bulunmuştur. Çünkü “güçlü girilen seçimde başarılı sonuç alınacağı” gerçeğinden hareketle belki de bugüne kadar yapılan en iyi ittifak bu seçimde gerçekleşecektir.” dedi.

SEBEPLER İTTİFAKI ZORUNLU KILMIŞTIR

İttifakı ortaya çıkaran şey, kaybeden küçük partilerin kazanma hırsı olmadığını ifade eden GİK Üyesi Çalışkan, “Aksine ülkede BOP eş başkanlığı gölgesindeki Irak savaşıyla (2003) başlayan Suriye ile devam eden, İsrail'in hamiliğini yapan, sosyal yapıyı çökerten, deizmi yaygınlaştıran, aile mefhumunu yok eden, meşum 15 Temmuz sürecindeki işbirliklerine rağmen kendileri sıyrılıp faturayı garibanlara kesen, ülkede huzuru dinamitleyen işbaşındaki “üçlü yönetimin” ülkeyi getirdiği kaos, karmaşa ve çıkmaza alternatif bir arayış girişimidir.

Depremdeki beceriksiz, sorumsuz yönetim ve yaklaşım da tuzu biberi olarak süreci hızlandırmış, milleti çıkış yolu arayışına sevk etmiştir. Ülkede vazgeçilemeyecek tek şeyin ülkenin kendisi olduğu, hiçbir iktidarın vazgeçilmez olmadığı gerçeğini kavramasıdır.

Millet İttifakını birleştiren en önemli husus halihazırdaki meclis içi ve dışı destekli tek adam yönetimi olması, ülkeyi getirdiği kriz/kaos ortamıdır.” dedi.

Editör: Haber Merkezi