CHP'li Belediyelere Operasyonlar Durdurak Bilmiyor: Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı Gözaltına Alındı
İstanbul’un Şile ilçesinde sabah saatlerinde gerçekleşen polis operasyonu, CHP'li belediyelere yönelik yargı hamlelerinde yeni bir aşamayı işaret etti. Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı ve belediye çalışanlarından bazı isimler gözaltına alındı. Operasyonun gerekçesi ve kapsamına dair resmi açıklama yapılmazken, CHP kanadından tepki gecikmedi.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, 10 Temmuz sabahı erken saatlerde Şile Belediyesi’ne operasyon düzenledi. Operasyon kapsamında belediye binasında aramalar yapıldı; evraklara ve dijital verilere el konuldu. Şile Belediye Başkanı Özgür Kabadayı’nın da aralarında bulunduğu bazı kişiler gözaltına alındı.
Gözaltı Gerekçesi Netleşmedi
Resmi makamlarca operasyonun gerekçesine dair henüz net bir açıklama yapılmazken, emniyet kaynakları operasyonun "ihaleye fesat karıştırma ve yolsuzluk iddialarıyla" bağlantılı olduğunu öne sürdü. Ancak soruşturmanın kapsamı, delil durumu ve suçlamaların içeriği kamuoyuna açıklanmış değil.
CHP: “Siyasi Operasyonlara Son Verilsin”
CHP İstanbul İl Başkanlığı, gözaltı haberlerinin ardından yazılı bir açıklama yayımladı. Açıklamada, seçilmiş belediye başkanlarına yönelik sistematik gözaltı ve tutuklama hamlelerinin halk iradesine darbe anlamına geldiği belirtildi. Şile’deki operasyonun “hukuki değil, siyasi olduğu” savunulurken, “Halkın oylarıyla seçilmiş başkanlarımız, uydurma dosyalarla hedef alınıyor” denildi.
Özgür Kabadayı Kimdir?
2024 yerel seçimlerinde CHP’den Şile Belediye Başkanı seçilen Özgür Kabadayı, ilçede özellikle sosyal belediyecilik anlayışı ve çevre projeleriyle dikkat çekmişti. Göreve geldikten sonra önceki döneme dair şeffaflık raporları yayımlayan Kabadayı, kısa sürede Şile halkı nezdinde yüksek bir destek oranına ulaşmıştı.
Gözaltılar Ne Anlama Geliyor?
Hukukçular ve muhalif siyasetçiler, bu tür operasyonların "yerel yönetimlere gözdağı" amacı taşıdığını ifade ediyor. CHP yönetimi ise art arda gelen gözaltı ve soruşturmaların yalnızca belediye başkanlarını değil, demokrasinin temel taşı olan yerel yönetimleri hedef aldığını vurguluyor.