Tekirdağ’ın tarımını Meclis gündemine taşıyan Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar; “Tekirdağ tarımı, bu sorunlarla yaşayamaz”
Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Tekirdağ tarımında yaşanan sorunları Meclis gündemine taşıdı. Avşar, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı tarafından cevaplaması istemiyle konuya ilişkin yazılı soru önergesi verdi.
Önergede, Tekirdağ’ın ülke ekonomisine katkı sağlayan birçok tarımsal üründe ilk sıralarda yer aldığı ve Kuzey Marmara Havzasının en yüksek tarım potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken Avşar, sanayi atıkları ile bu verimli toprakların zehirlendiğini, tarımın zirai dondan sonra kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını, arı popülasyonunun tehdit altında olduğu ve bütün bu sorunların bütüncül bir bakış açısıyla ele alınıp tarımsal potansiyelin ekonomik değere dönüştürülmesi gerektiğini belirtti.
Avşar sorularında; zirai don olayı sonucu oluşan toplam zararı ve TARSİM’in desteklerini, tarımsal afetlere yönelik bir acil eylem planının olup olmadığını, ithalatta vergi had ve nispetlerin sıfıra indirilmesine karşı çalışmaları, tarımsal sulama da yer altı su rezervlerin aşırı tüketimine karşı yeni alternatifleri, yapımı devam eden baraj ve göletleri, planlanan rüzgâr enerji santralini, yüksek tarım potansiyelinin ekonomik değere dönüştürülmesi ile tarımsal destekleme miktarı gibi birçok konuyu Bakan Yumaklı’ya sordu.
‘Tekirdağ, ülke ekonomisine katkı sağlayan ilk 10 il arasında’
Avşar, Tekirdağın verimli toprakları, sanayiye sağladığı hammadde katkısı ve üretim potansiyeliyle, sahip olduğu OSB ve ASB’lerle, ulaşım güzergahı ve konumuyla ve nitelikli işgücü yapısıyla bütün sektörlerde ülke ekonomisine katkı sağlayan ilk 10 il arasında olduğunu belirtti.
‘İlimiz, Kuzey Marmara Havzasının en yüksek tarım potansiyeline sahip’
Tekirdağ’ın jeolojik açıdan sahip olduğu potansiyele dikkat çeken Avşar, Tekirdağ’ın tamamı Avrupa’da bulunan 3 ilden biri olduğunu, Marmara Denizi’nin kuzeybatısında az engebeli, zengin alüvyonlarla kaplı topraklar üzerinde yer aldığını, Trakya’nın güneyinde, verimli topraklara sahip modern bir tarım ve sanayi kenti olan ilin Marmara kıyılarındaki küçük kıyı ovalarından başka iç kısımlarda da akarsuları ve geniş tabanlı vadileri kaplayan bereketli ovalara sahip olduğunun ifade etti.
‘Tekirdağ, birçok üründe ilk sıralarda yer almakta’
Avşar sözlerine şöyle devam etti; “Tekirdağ’ımızın tarımsal üretimine gelince, oldukça gelişmiş ve bitkisel üretimde buğday, ayçiçeği, kanola, arpa, silajlık mısır ürünler fark oluşturmaktadır. Meyve üretiminde de önemli bir potansiyele sahip olan Tekirdağ; üzüm, zeytin, ceviz, kiraz, karpuz, kavun ve sofralık domates gibi ürünlerde yetişmektedir.”
‘Sanayi atıkları ile bu verimli toprak zehirlenmekte’
Avşar, Tekirdağ’ın büyükbaş, küçükbaş hayvanların yanı sıra tavukçuluk ve arıcılıkta da önemli yere sahip olduğunu ayçiçeği balı ve balmumu üretiminin yapıldığını bu yüksek yüksek sanayi ve tarım potansiyeline sahip şehrimizde, yeterli denetim ve özen gösterilmediğinden, ilgili yönetmelikler ve yasaklar uygulanmadığından sanayi atıkları ile bu verimli toprak zehirlendiğini, çevre ve insan sağlığı açısından tehdit oluşturduğunu belirtti ve devamında “Dere yatakları üzerindeki bitkiler, mahsuller ve ağaçlar, sanayi atıklarının etkisiyle zarar görmekte, bu da tarımsal üretkenliği olumsuz etkilemektedir. Tarım arazilerinin kirlenmesi, gıda güvenliği açısından büyük bir tehdit oluşturmaktadır.”, şeklinde ifadelere yer verdi.
‘Tarımımız zirai dondan sonra kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya’
1938’den bu yana kaydedilen en yüksek sıcaklıklar yaşandığını ve kuraklık riskinin her gün arttığını belirten Avşar; “Ancak sıcak geçen bu günlerin ardından Nisan Ayında bir anda bastıran soğuk hava dalgası ve kar yağışı tarım ürünlerini zirai don tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştır. Bu durumdan tarım şehri olan Tekirdağ’ımız da etkilenmiştir.”, dedi.
‘TARSİM zararların telafisinden neden kaçınıyor?’
Avşar, bir taraftan zirai don ve zararları diğer taraftan özellikle buğdayı etkilemesi muhtemel kuraklık üreticiyi zor durumda bıraktığını, üreticilerin ve bölge sakinlerinin, son yaşanan zirai don olayında TARSİM’in oluşan zararların telafisi noktasında kaçındığını ve çeşitli teknik sebepler gösterilerek özellikle şeker pancarı üreticisinin zararlarını karşılamayacağı belirtildiğini, söyledi.
‘Rüzgar enerji santralleri arı popülasyonunu tehdit ediyor’
Önerge de rüzgar enerji santrallerine de yer veren Avşar, uzmanların Süleymanpaşa ve Muratlı ilçelerinde hayata geçirilmesi planlanan rüzgâr enerji santralinin binlerce dönüm verimli tarım arazisinin üzerine kurulması projenin yalnızca toprağı değil, bölgedeki arı popülasyonunu da tehdit ettiğini ve bu kadar geniş ölçekte tarım alanının sanayiye açılmasının hem üretim miktarı hem de toprak kalitesi açısından geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabileceğini belirtiklerini söyledi. Avşar sözlerini şöyle sürdürdü; “Bir diğer kritik uyarı ise arıcılardan geliyor. Rüzgâr türbinlerinin yaydığı sürekli titreşim ve sesin, arıların yön bulma yetisini bozduğu ve kolonilerin yaşam alanlarını terk etmelerine yol açtığı bilimsel çalışmalarla ortaya konmuş durumda. Bölgede polinasyon (tozlaşma) için arıların büyük öneme sahip olduğunu belirten uzmanlar, bitki üretiminde ciddi azalmalar yaşanabileceğine dikkat çekiyor.”
‘Tarım potansiyelimiz ekonomik değere dönüşmeli’
Avşar, İl için stratejik bir önem taşıyan tarım potansiyelin ekonomik değere dönüşmesi; verimliliğin, kalitenin, üretimin, kendine yeterliliğin, biyolojik çeşitliliğin ve yerel ekonominin güçlenmesinin sağlanması; ithalatın düzenlenmesi, planlı üretimin ve üreticinin desteklenmesi, yer altı su rezervlerin tüketilmemesi ve yapımı devam eden sulama projelerinin tamamlanması gibi birçok tedbirin alınması önem arz ettiğini belirtti ve Bakan Yumaklı’ya bir dizi soru sordu.
İlimiz genelinde tüm ürünler göz önüne alındığında zirai don olayı oluşan toplam zarar ne kadardır? Oluşan zararların telafisi için bir destek planı yapılmış mıdır? Üretici ve TARSİM arasında yaşanan ihtilafa ilişkin bir çalışma yapılmakta mıdır? Bu hususta tarafınıza ulaşan bir şikâyet veya talep bulunmakta mıdır?
Bakanlığınızın stratejik amaçları bağlamında zirai don olayında yaşandığı gibi ülkemizin iklim özellikleri ve doğa şartları göz önüne alınarak kuraklık, sel, dolu, yangın vb. afetlere karşın hazırlanan bir acil eylem planınız var mıdır? Varsa hangi eylemleri içermekte ve bu hususta ayrılan kaynak miktarı ne kadardır?
Ülkemizin stratejik tarım ürünleri ile hayvansal ürünlerin ithalatında yerli üreticiyi korumak ve dışa bağımlılığı azaltmak amacıyla uygulanacak vergi had ve nispetlerin sıfıra indirilmesine yönelik bir çalışmanız var mıdır? Özellikle Tekirdağ’da yüksek üretim kapasitesine sahip ayçiçeği, mısır, buğday, arpa, kanola, üzüm, kiraz vb. ürünler noktasında dış ticaret politikasının düzenlenmesine ilişkin diğer kurum ve kuruluşlarla ortak bir çalışmanız bulunmakta mıdır?
Şehrimizde tarımsal sulama da yer altı suyu tüketim oranının %70’e ulaştığı varsayımından hareketle yer altı su rezervlerin aşırı tüketimine karşın alternatif çalışmalar planlanmakta mıdır? Yapımı devam eden baraj ve göletlerin hizmete açılması hususunda bir takvim belirlenmiş midir?
Süleymanpaşa ve Muratlı ilçelerinde hayata geçirilmesi planlanan rüzgâr enerji santralinin ÇED sürecinde arıcılar ve bal üreticileri ile bölge sakinlerinin görüşlerine başvurulmuş mudur? Bu hususta kaygılar ve şikayetler dikkate alınmış mıdır? Söz konusu endişelerin giderilmesi noktasında ne tür tedbirler alınmıştır?
Kuzey Marmara Havzası içerisinde yer alan Tekirdağ’ın yüksek tarım potansiyeli, ulaşım ve endüstri merkezi avantajı göz önüne alınarak stratejik tarım ürünleri yetiştirilmesi ve bu hususta fizibilite çalışmalarının yapılması, gerekli destek ve teşviklerin sağlanması, üreticinin kâr marjının iyileştirilmesi, genç istihdamın desteklenmesi ve tarımda teknoloji kullanımının arttırılması gibi konularda ne tür çalışmalar yapılmaktadır? Mevcut çalışmaların ihtiyaçlar bağlamında yeniden düzenlenmesi planlanmakta mıdır?
Tekirdağ’ın tarım potansiyeli ve ülke ekonomisine kattığı artı değer bakımından ilimize yapılan tarımsal destekleme miktarı yeterli midir? Söz konusu mali desteklerin oransal dağılımında; stratejik ürün, kalite ve verimlilik dikkate alınmakta mıdır? Bu hususta bir çalışma yapmayı planlıyor musunuz?