TMMOB Mardin İl Koordinasyon Kurulu 12 Ekim 2023 tarihinde "Koruma Ve Dirimsellik Arasında: Dara Antik Kenti" başlıklı bir basın açıklaması yaptı.

KORUMA VE DİRİMSELLİK ARASINDA: DARA ANTİK KENTİ

  1. DARA ANTİK KENTİNİN TARİHSEL VARLIĞI

Dara kenti, Mardin’in 30 km güneydoğusunda, Nusaybin’in 18 km kuzeybatısında ve Mezopotamya Ovasının kuzeyinde bulunan Tur Abdın Dağları’nın güneyinde yer almaktadır. Dara, Mezopotamya ovasına hâkim konumda bulunmaktadır.

2. yüzyılın başlarından 4. yüzyılın ortasına değin Roma’nın Mezopotamya’daki en önemli üssü olan Nis İbiş’in (Nusaybin), Sasaniler tarafından ele geçirilmesi Roma’nın Mezopotamya’daki hâkimiyetini sarsmıştır. Roma İmparatorluğu’nun ikiye bölündüğü 4. yüzyıl sonu ve 5. yüzyıl boyunca batıda neredeyse tüm hâkimiyetini yitirdikten sonra tamamen doğuya yönelerek Sasani sınırındaki mevcut topraklarını koruyup mümkün olabildiğince eski kazanımlarını yeniden almak istemiştir. Roma, 5. yüzyılın üçüncü çeyreğinde doğuda tekrardan güçlenmeye çalışmış ve Sasanilere karşı bir güç unsuru olarak yeni üs noktaları ve garnizonları bulma girişiminde bulunmuştur. Bu girişim planı çerçevesinde, 6.yüzyılın başlarında, Doğu Roma (Bizans) İmparatoru I. Anastasius (491-518) Roma’nın Sasani tehlikesi karşısında Mezopotamya’daki varlığını sürdürebilmesi ve gücünü koruyabilmesi için Dara’yı (Anastasiopolis) sınır garnizon kenti olarak kurmuştur.

Dara (Anastasiopolis), Sasanilerin elinde bulunan Nusaybin’e karşılık, ticari rekabeti arttırma ve Sasanilere karşı bir coğrafi üstünlük sağlamak amacıyla oluşturulmuş bir garnizon kenttir. Kentte, sarnıç, kilise ve sütunlu cadde gibi mimari yapılar da mevcuttur. Tam anlamıyla bir şehir özelliğindedir. Fakat Arap akınlarıyla garnizon olma özelliğini kaybetmiştir. Sonrasında da hem ticaret merkezi hem metropolit ve de bir istihkâm noktası olarak kullanılmıştır.

Roma İmparatoru tarafından Dara’nın garnizon şehri olarak kurulmasının en önemli nedenlerinden biri de bölgenin su varlıkları açısından zenginliği ve coğrafi konumudur. Dara garnizonu, yakın zamana kadar su varlıkları bakımından oldukça zengin iken günümüzde Dara’nın yaşadığı en önemli sorunlardan biri suya erişimdir. Dara’nın 5 km kuzeyinde yer alan ve Yardere (Kurdis) Köyü’nden kaynağını alan Kurdis Deresi yakın zamana kadar kentin tam ortasından geçmekteydi. Coğrafi açıdan İpek yoluyla yakın mesafede olan Dara kenti tarihte hem ticari hem de kültürel ilişkilerin kurulması bakımından önemli bir merkez olmuştur.

Dara, M.S. 620 tarihinden MS 639 tarihine kadar Doğu Roma İmparatorluğu’nun hâkimiyetinde kalmıştır. 640’da Dara ile birlikte Kuzey Mezopotamya’nın büyük bir kısmı Arap hâkimiyetine girmiştir. 10. yüzyılda yeniden Doğu Roma hâkimiyetine kısa süreliğine giren Dara, 11. yüzyılın sonlarına kadar Selçuklu Devleti ve Doğu Roma İmparatorluğu arasında el değiştirmiştir. Dara, 1150 yılında Artuklu Beyleri’nden Timurtaş tarafından kuşatılıp alınmış ve Mardin Artuklu Beyliği’ne bağlı bir kent haline gelmiştir. 1251-1259 yılları arasında İlhanlılar tarafından da büyük oranda tahrip edilmiştir. Bu tarihlerden itibaren yavaş yavaş terk edilen Dara, 14. yüzyılda sadece küçük bir köy yerleşimine dönüşmüştür.

Günümüzde Dara Antik Kenti temel olarak üç mahalleden oluşmaktadır. Nüfusunun çoğu başta İzmir olmak üzere Batı illerine göç etmiştir. Köy halkının geçim kaynağı zeytin, tarım ve turizmdir. Mevcut yerleşim yerinin, sit alanı üzerinde arkeolojik bir miras ile iç içe olması, imar ve yerleşim ile ilgili birçok soruna sebebiyet vermektedir. Yüzyıllardır su kaynaklarının altyapısı ile şekillenmiş olan Dara köyü hala bu kaynakların yetersizliği ile baş etmeye çalışmaktadır. Genç nüfusun ve iş olanaklarının yetersizliği, gündelik sürdürülemeyen turizm ekonomisinin yıkıcılığı, sit alanı ve koruma kanunlarının meşrulaştırıcı bir araç olarak mekân üretiminde kullanılması köyün sorunlarını çoğaltmaktadır. Zeytincilik, eko-turizm, agro-ekonomi, ekolojik - kültürel etkinlikler yapılmaya müsait olan köy altyapısının gelecekte sürdürülebilir yaşam koşullarının yaratılması; köyün yaşamsal (dirimsel) özünü koruyacaktır.

TMMOB Mardin İl Koordinasyon Kurulu bünyesinde kurulan “Dara Antik Kenti’ni Çalışma Komisyonu’nun yaptığı çalışmalar, daha önce yerinde yaptığı incelemeler ve tarihsel varlığına dair yapılar araştırmalarda bir atölyenin yapılması ihtiyacının olduğu tespit edilmiştir. Bu çerçevede; sosyal, ekonomik, kültürel ihtiyaçların ve arzuların izleklerinden yola çıkarak, buna cevaben üretilen mekânsallıkların ve gündelik hayat pratiklerinin izini sürmek amacıyla 22 Temmuz 2023 tarihinde Dara antik kentinde atölye düzenlenmiştir. Koruma ve Dirimsellik Arasında: Dara Köyü Antik Kenti atölyesinde; Gündelik hayat pratikleri Dara’yı nasıl yeniden üretti ve üretiyor? Bu üretim biçimlerinden ne öğrenebiliriz? Dara’nın muhtemel geleceğini nasıl hayal edebiliriz? Kültürel mirası ve koruma pratiklerini bu yeniden üretime nasıl açarız? Vb. soruları üzerinde tartışmalar yürütülmüştür. Atölyeye mimarlar, şehir plancıları, mühendisler, avukatlar, sosyal bilimciler, sanatçılar ve ekolojistler arkadaşlar katılım sağlamıştır.

“Koruma ve Dirimsellik Arasında: Dara Köyü” atölyesinde temel olarak: İklim değişikliği ve antroposen etkisi ile hasar gören kırsal müştereklerimiz bağlamında Dara’nın güncel sorunları ve geleceğe dair iyileştirici öngörüleri ele alınmış ve tartışmalar yürütülmüştür. Atölye programı çerçevesinde köyü tanımaya dair bir ekolojik yürüyüş, çevrenin korunması bağlamında farkındalık yaratmak adına çöp toplama etkinliği ve başta muhtar olmak üzere köy sakinleri ile ortak danışma ve değerlendirme toplantısını yapılmıştır.

2. DARA ANTİK KENTİ’NİN MEVCUT SORUNLARI

“Dara Antik Kenti’ni Çalışma Komisyonu’nun yaptığı çalışmalar,  atölye bulguları ve atölye ardından katılımcılarla yapılan toplantılar neticesinde sosyali kültürel, teknik ve ekonomik birçok sorunun olduğu tespit edilmiştir. Bu tespitleri şu şekilde sıralayabiliriz;

  • Dara Antik Kentinin sit alanında olması ve mevcut koruma amaçlı imar planının yarattığı birçok sorun bulunmaktadır. Sit alanı ve mevcut koruma amaçlı imar planının uygulanamamasından kaynaklı kentte çarpık ve kaçak yapılaşma artmaktadır. 35-40 yapı ilgili kurumlar tarafından yıkım kararı olduğu öğrenilmiştir. Dara Antik Kenti sit alanı ilanın 50 yıl önceye dayanması rağmen koruma amaçlı imar planı 2019 yılında onaylanmıştır. Sit alanı ilan edilen böyle bir yerde koruma amaçlı imar planının gecikmesi sorunları katmerleştirmiştir. Koruma amaçlı imar planı yapılırken yapılan en büyük eksikliğin yerel halkın görüşlerinin ve ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulmaması olduğu tespit edilmiştir.
  • Yerel halkın birinci derece sit alanında kanun gereği çivi çakmasının bile yasak olduğu ve ilgili idarelerin mevcut yapıların basit onarımını engellerken, aynı alanda ilgili idareler eliyle kısmen betonarme olan “karşılama merkezi” yaptırılmıştır. Karşılama merkezinin yapıldığı yer 1. Derece Arkeolojik Sit Alanında kalmaktadır.
  • Karşılama merkezinin yapıldığı yer, yapımında kullanılan teknik ve malzemeler sit alanını tehdit etmektedir. Ayrıca görsel olarak da sit alanın görsel bütünlüğünü bozmaktadır.
  • Karşılama merkezinin Arkeolojik kazılar bitmeden ve tüm itirazlara rağmen yapımının tamamlanması yerel halkta Dara Antik Kentinde otel ve işletmelerin artacağı korkusuna neden olmuştur.  Kaldı ki arkeolojik kazılar bitse dahi kısmen betonarme olan yapının bu şekilde yapılması sit alanını tehdit etmektedir.
  • Mevcut turizm faaliyetlerinin düzensiz, sistemsiz ve hiçbir denetimin ve kontrolün olmadığı yerinde yapılan incelemelerde tespit edilmiştir. Bu şekilde yapılan turizm faaliyetlerinin yerele ekonomik anlamda çok küçük bir katkısı bulunmaktadır. Ayrıca bu faaliyetler, Dara Antik Kentinin tarihsel varlığına da zarar vermektedir.
  • Bir tarafta merkezi kuruluşların ve yerel yetkililerin Dara’nın tarihselliğine dair gönderme yapan söylemleri bulunurken, diğer tarafta Dara için yerel ve merkezi kuruluşların ciddi bir bütçenin ayrılmadığı öğrenilmiştir. Dara’nın kültürel varlığını ve orada yaşayan insanları koruyacak bütçe planlamaları gereklidir.
  • Dara’nın geleceğine dair kamuoyuna yansıyan plan ve program bulunmamaktadır. Dara’nın geleceğine dair düşünülen birçok projenin aslında kulaktan dolma bilgiler olduğu tespit edilmiştir.     Bu şekilde hem kamuoyu nezdinde hem de orada yaşayan insanlar için belirsizlikler açığa çıkmaktadır.
  • Başta Koruma Amaçlı İmar Planı olmak üzere Antik Kent ile ilgili projeler ve yapılan uygulamalardan yerel halkın, meslek odalarının, sanatçıların ve sivil toplum kuruluşlarının haberdar olmadığı ve sürece dâhil olamadığı tespit edilmiştir.
  • Ekonomik gelir sağlayan iş olanaklarının azlığından kaynaklı köyün çevre il ve metropollere göç vermektedir. Dara’nın geleceğine dair belirsizliklerin korunması ve iş olanaklarına dair bir çalışma olmadığından göç eden insanların dönüşü zorlaşmaktadır.
  • Köyün en temel geçim kaynağı tarım ve zeytinciliktir. DEDAŞ’ın elektrik kesintilerinden kaynaklı tarımsal sulamanın zamanında yapılamaması sorunu bulunmaktadır. Zeytinlik alanlarının kamulaştırma ihtimalinden dolayı yerel halkın zeytincilik faaliyetlerinden uzaklaşması durumu söz konusudur.
  • Yerinde yapılan inceleme ve atölye günü Dara’da yapılan yürüyüşte yerel halkın yaşam alanlarının sağlıksız ve yaşamaya elverişli olmadığı görülmüştür. Halk sağlığını tehdit eden çöplerin düzenli bir şekilde ilgili belediye tarafından toplanmadığı tespit edilmiştir.
  • Başta barınma olmak üzere yerel halkın sorunlarına karşı mahkeme ve diğer kurum/kuruluşların süreci uzatan uygulamaları bulunmaktadır. Yerel halk ile yapılan görüşmelerde halkın tüm resmi iş ve işlemlerinde sit alanı gerekçe gösterilerek en temel ihtiyaçların bile sürüncemede bırakıldığı öğrenilmiştir.
  • Dara’nın 5 km kuzeyinde yer alan ve Yardere (Kurdis) Köyü’nden kaynağını alan Kurdis Deresi yakın zamana kadar kentin tam ortasından geçmekteydi Ancak bu güne gelindiğinde antik kentin, içme ve kullanım suyuna erişiminin kısıtlı olduğu görülmüştür. En temel insan haklarından biri olan temiz suya erişimin, ilgili idareler tarafından sağlanmadığı tespiti yapılmıştır.
  • Tarihi bir mekân olma özelliği taşıyan Dara Antik Kentinin içerisinde geniş bir alan üzerinde kurulan askeri karakol bulunmaktadır. Askeri karakolun üzerinde kurulu olduğu alanın arkeolojik değerine dair bilgi bulunmamaktadır.
     
  • 3. DARA ANTİK KENTİNİN KÜLTÜREL VARLIĞI İÇİN ÖNERİLER
     
  • TMMOB Mardin İl Koordinasyon Kurulu bünyesinde kurulan “Dara Antik Kenti’ni Çalışma Komisyonu’nun yaptığı çalışmalar, “Koruma ve Dirimsellik Arasında: Dara Köyü” atölyesi için yapılan hazırlık çalışmaları, atölyede ve sonrasında yapılan toplantılarda tartışılan konular Dara’nın kültürel varlığına dair çalışmaların sürekliliğinin olması gerektiğini açığa çıkarmıştır.
  • TMMOB Mardin İl Koordinasyon Kurulu bünyesinde kurulan “Dara Antik Kentini Çalışma Komisyonu’nun, Dara ile ilgili gelişmeleri sürekli takip eden, raporlayan ve kamuoyu oluşturan bir komisyona dönüşmesi kararlaştırılmıştır.
  • Dara Antik Kentine dair kısıtlı bilgilerin geliştirilmesi için bilgi havuzunu oluşturmak elzemdir. Bilgi havuzu için kentin sivil toplum kuruluşları, sanatçılar ve hukukçuların katkı beklenmektedir.
  • Yapılan arkeolojik kazılar ve planlanan arkeolojik kazıların, yönetmeliklere ve uluslararası standartlara uygun bir şekilde yürütülmesi gerekir. Arkeolojik kazılarda özel yöntemler ve kayıt teknikleri kullanılarak toprak altından çıkarılmalı, kazıda bulunan eserler kayıtlara geçirilmelidir. Daha önce hazırlanan Dara Arkeolojik Kültür varlıkları Envanterinin geliştirilmesi gerekir.
  • Dara’nın kültürel değerinin bilinmesi ve bu değerin gelece aktarılması, mevcut sorunlarına çözümü, yerel halkı korunması vb. için uzmanların ve katkı sunabilecek kurumların da dahil olduğu atölye, çalıştay, sempozyum vb. faaliyetler artırılmalıdır.
  • Yerel halkı Dara’da tutacak politikaların esas alınması gerekmektedir.  Bu politikaya uygun projeler geliştirmesi ve yapılacak projelerde katılımcılık ilkesi esas alınmalıdır.
  • Mevcut Koruma Amaçlı İmar Planı, halkın ihtiyaçlarını gözetecek ve antik kentin kültürel varlığını koruyacak şekilde revize edilmelidir. Kentin meslek odalarını, sivil toplum kuruluşlarını ve yerel halkı revizyon çalışmalarına katacak şekilde yöntemler geliştirilmelidir. Katılımcı kentsel planlama ilkelerinin oluşturulması sürecinde uzmanların görüşüne başvurulmalıdır.
  • Dara Antik Kenti için yapılan ve yapılabilecek projelerin ilgili kuruluşlara, yereldeki kurumlara ve halka; açık ve şeffaf bir şekilde yürütülmelidir.  Dara Antik Kenti için merkezi ve yerel idareler arasında yaşanan iletişimsizlik problemleri ortadan kaldırılmalı ve çalışmalarda eşgüdüm ilkesi esas alınmalıdır.
  • Dara Antik Kentinin taşınması ihtimali, yerleşim yerinin boşaltılması, arkeolojik kazılar vb. birçok konuya dair belirsizliğin ortadan kaldırılması için merkezi ve yerel yönetimler sorumluluk almalıdır. Geliştirilecek projelerde yerel halkın mülkiyet sahiplerinin haklarının korunması gerekir.
  • Halk sağlığını tehdit eden çöplerin düzenli bir şekilde ilgili belediye tarafından toplanması ve tarihsel varlığından ötürü gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerekir.
  • Tarihi sadece taşlardan, cansız varlıklarından ibaret sanan anlayışa karşı Dara Antik Kentini canlılığını ve kültürel varlığını esas alan söylemlerin ve dilin geliştirilmesi gerekir.
  • Merkezi idarelerin, Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun ve ilgili belediyelerin Dara ile ilgili alacağı kararlarda tarihi, doğayı ve toplumu esas almalıdır. Sermaye lobisinin rant politikaları çerçevesinde şekillendirilen imar, planlama, yapı üretim ve denetim süreçlerine karşı toplumsal mücadele edilmelidir.
  • Dara Antik Kentinin tarihsel varlığına uygun bir statünün kazandırılması için ilgili kurum ve kuruluşlara başvurular yapılmalıdır. UNESCO’nun Hasankeyf ve Diyarbakır Sur’da ikiyüzlü politikalarını da göz önünde bulunduran çalışmalar yapılmalıdır.
  • Dara Antik Kenti için Alan Yönetim Planı hazırlanmalıdır. Alan Yönetim Planının yerel halkı ve kültürünü koruyan, toplumsal değişim ve dönüşüm sağlayan, sürdürülebilir ekonomik faaliyetlerin önünü açan,  uzun dönemli etkileri olacak,  etkili bir zaman ve bütçe yönetimini öngören, yerel yönetim, STK, üniversite işbirliklerini sağlayacak şekilde hazırlanmalıdır.
  • Dara Antik Kenti için planlanan turizm faaliyetlerinin yerel ekonomiyi canlandırmaya yönelik olarak yapılması gerekir. Köyden göçü engellemek amacıyla başta turizm olmak üzere yapılacak ekonomik faaliyetlerde kooperatifler başvurulacak bir yöntemdir.  Kooperatifler, sosyo-ekonomik kalkınmaya özellikle yoksulluğun azaltılması, istihdam yaratma ve sosyal bütünleşmeye önemli katkıları olan ekonomik modeldir.
  • Antik Kentin en temel ekonomik getiri kaynağı olan tarımsal faaliyetlerin DEDAŞ’ın uyguladığı elektrik kesintilerine ve kuraklık tehdidine karşı desteklenmesi gerekir. Tarımsal üretimin geliştirilmesi için üretim ve tüketim kooperatifleri kurulmalıdır.
  • Yerel halkın ekonomik faaliyetlerini ve barınma haklarını kısıtlayan kamu eliyle yapılan uygulamaların önlenmesi için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
  • En temel haklardan biri olan içme ve kullanım suyunun karşılanması için ilgili idareler çalışma yapmalıdır. Hazırlanacak projelerin uygulama aşamasında tarihi yapının dokusunu bozmayacak şekilde yürütülmesi gerekmektedir.
  • Dara Antik kentinin konumu ve topografyası eko-turizm projelerine yatkın olduğu düşünülmektedir. Dünya’daki ve Türkiye’deki eko-turizmin benzer örnekleri de gözeten projeler geliştirilebilir. Dara Antik Kenti için “Ören Yeri” ilanı için gerekli çalışmalar yapılabilir.

TMMOB MARDİN İL KOORDİNASYON KURULU

Editör: Haber Merkezi