MERHABA Değerli okurlar, Fem Haber adı altında, bundan sonra her iki haftada bir, HABERE GÜVEN aracılığı ile toplumsal cinsiyet eşitliği duyarlılığında yapılan yerel ve ulusal çalışmaları sizlerle paylaşmak adına yazılarımı hazırlayacağım.

Bu yazı dizisine henüz hiçbir yerde haber olmamış çok özgün ve ilham verici bir çalışmayı tanıtarak başlayacağım.

“TOCH”

“Toplumsal Cinsiyet ve Hukuk Çalışmaları”

Bu çalışmanın arkasında, kadın konusuna duyarlı duruşları ile çok iyi tanıdığımız 3 kadın avukat var. Av. Ayşe ZİLAN, Av. Cemre TOPAL ve Av. Songül YILDIZ

 “Adana Yargı çevresinde cinsiyet ayrımcı dilin kararlara etkisi konusunda farkındalığın artmasını sağlamak, genç avukatlara yönelik farkındalık yaratmak üzere eğitim ve atölye çalışmaları düzenlemek, cinsiyetçi dilin azalmasına katkı sağlamak bu çalışmanın hedefidir.” diyerek ifade ediyorlar hedeflerini.

TOCH (Toplumsal cinsiyet ve hukuk çalışmaları) bir yıldır süregelen bir çalışma. 2015 yılından günümüze kadar görülmüş kadına yönelik şiddet dosyalarının kararlarında ve yargılama sürecinde kullanılan cinsiyetçi dili tahlil etmek üzerine çalışılmış. Dilin cinsiyetçi olması mahkemelerin tarafsız olması gerekliliğinin önünde büyük bir engel oluşturmuyor mu zaten? Dil toplumun aynasıdır evet. Toplumsal cinsiyet algısındaki değişimin de dilden başlaması gerektiğini de onlarca yıldır konuşuyoruz aslında. Hani şu hepimizin bildiği “bayan değil kadın” ifadesini, dilimize yerleştirme çabasında bile kaç milyon kişinin zihnini meşgul etti kadın ve toplumsal cinsiyet konusu bir düşünsenize. Dili değiştirmenin, alışkanlıklarımızı değiştirmenin en önemli adımı olduğunu bence hepimiz kabul ediyoruz artık. Peki TOCH’un ne kadar önemli bir konuda çalıştığını şimdi bir kez daha fark ettik mi? Haklarımızı aramak için çıktığımız mahkemelerde , hukuk sisteminin içinde bile hatta, dil o kadar cinsiyetçiymiş ki, bu konunun bu kadar zamandır ihmal edilmiş olmasına bile çok şaşıracaksınız. Bu başarılı avukat arkadaşlarımızın yaptıkları bu meşakatli çalışma sırasında fark ettikleri onca konuyu keşke harfiyen sizinle paylaşabilsem. Yaptıkları bu çalışma inanılmaz açılımlar yarattı benim zihnimde ve eminim sizi de çok şaşırtacak. İyi haber şu ki, bu çalışmaların tamamını takip edebileceğimiz web siteleri 2021 Şubat ayında açılmış olacak. Şu anda TOCH twitter hesabı da aktif duruma geçmiş halde.

Biraz kim olduğunuzdan ve çalışmanızdan bahseder misiniz bize?

“ Toplumsal cinsiyet ve hukuk alanında çalışmalar gerçekleştiren bir grup feminist avukat olarak, bu kez yargılama süreçlerindeki cinsiyetçi dili ve ayrımcılığı açığa çıkarmak, bu konuda farkındalık yaratarak yaşanacak dönüşüme katkı sağlamak üzere yola çıktık. Adana da avukatlık yapıyoruz ve yıllardır kadın mücadelesinin içerisindesiyiz.Toplumsal cinsiyet ve hukuk çalışmaları grubu olarak zaman zaman Adliye koridorlarında, mahkeme salonlarında tanık olduğumuz, zaman zaman da iddianamelere, duruşma tutanaklarına, adli tıp raporlarına ve mahkeme kararlarına yansıyan ayrımcı dil ve tutumları tespit etmek ve bunu dönüştürmeye katkı sağlamak temel hedefimiz.”

Peki, nereden başladınız bu meşakatli çalışmaya?

“Cinsel saldırı, kadına yönelik şiddet gibi dosyalara erişme çabasıyla başladık, en zorlu süreci de zaten analiz yapabileceğimiz verileri toplamak yönünde yaşadık. Veri toplamaya ilişkin çalışmamızı kolaylaştıracak çeşitli yöntemler denedik. Adana Barosu Kadın Hakları Komisyonu desteği ile Adalet Komisyonuna gittik ancak dosyalara erişim talebimiz reddedildi. Bilgi İşlem Daire Başkanlığı ile görüştük, Adana Baro Başkanı Veli KÜÇÜK’ün desteği ile, son beş yıl içerisinde Adana’da işlenen kadın cinayeti, cinsel saldırı, ve yaralama dosyalarını CMK avukat atama sisteminden baro tarafından görevlendirilen meslektaşlarımızın dosya paylaşımı ile inceleme fırsatı bulduk. Büyük emeklerle topladığımız bu verilerin analiz sürecine geçildi.”

Peki bu analizlerden  nasıl çıkarımlarda bulundunuz, kısa başlıklar halinde okuyucularımızla paylaşabilir misiniz?

“Aslında çok uzun yıllardır mahkeme süreçlerindeki cinsiyetçi dil kadınların dikkatini çekmiş durumda. Bilindiği üzere İstanbul’da 1987 yılında ‘Dayağa Karşı Dayanışma Yürüyüşü’  yapıldı. Aile içi şiddete karşı düzenlenen bu kampanya ve yürüyüşün çıkış nedeni de Çankırı’da bir hakimin, dayak nedeniyle boşanmak isteyen bir kadının davasını, “Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmemeli” diyerek reddetmesiydi… Bu zihniyetin kadınların öldürüldüğü, tecavüze ve şiddete uğradığı dosyalarda etkisini gözler önüne sermek istedik..Bu çalışma aynı zamanda uzun yıllardır kadın örgütlerinin kadın cinayetleri ve kadına yönelik cinsel saldırı dosyalarında yürüttüğü mücadele, dava takipleri ve bu yönde kamuoyu yaratmalarının davalarda oldukça etkili olduğunu görmemizi sağladı. Haksız tahrik ve iyi hal indirimleri geçmişte en küçük bahanelerle bile uygulanırken son 5 yıllık inceleme konusu zaman diliminde kadın cinayetlerine ilişkin mahkeme kararlarında bu indirimlerin daha dikkatli uygulandığını gözlemledik. Bu kapsamda incelenen dosyalarda kadınların genel olarak  en yakınlarındaki erkekler tarafından (eş, eski eş, sevgili, akraba v.s.) öldürüldüğü, bir kısmında şiddet hikayelerinin eskiden de var olduğu ortaya çıktı. İncelenen 20 dosyadan (Mahkemelerce yapılan yargılamalarda) 13 adet dosyada haksız tahrik indiriminin uygulanmadığı, 9 adet dosyada ise iyi hal indirimin uygulanmadığı analiz edilmiş oldu.”

Genç avukatlara toplumsal cinsiyet ve hukuk alanında ayrıca cinsiyetçi dil ve etkileri konularında farkındalık yaratmak üzere eğitim ve atölye çalışmaları düzenlemek” de vardı hedefleriniz arasında. Bu konuda da çalışmalara başladınız mı peki?

“Covid 19 koşulları dahilinde yüz yüze yapılması planlanan eğitimleri zoom üzerinden gerçekleştirebildik. 6-7 Mayıs tarihlerinde, Eğiticiler eğitimi olarak planlanan çalışmaya Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Barış Akademisyeni olduğu için ihraç edilen Yrd. Doç Dr. Fehime Ceren Akçabay, ve Anadolu Üniversitesinden Barış Akademisyeni olması gerekçesi ile ihraç edilen Yrd. Doç Dr. Kıvılcım Turanlı eğitmen olarak yer aldı. Eğitim danışmanı olarak destek aldığımız Çukurova Üniversitesinden Barış Akademisyeni olduğu için ihraç edilen Yrd. Doç Dr. Esengül Ayyıldız da çalışma içerisinde yer aldı. Eğitim Çalışmasının devamı niteliğindeki ikinci çalışma katılımcılarla birlikte kararlaştırılan 27-28 Mayıs tarihlerinde gerçekleşti Yrd. Doç Dr. Fehime Ceren Akçabay ve Yrd. Doç Dr. Kıvılcım Turanlı eğitmenliğinde iki gün süren çalışma da zoom programı üzerinden online olarak gerçekleştirildi.”

Peki bu eğitimlerle ilgili dönütleri gözlemleyebildiniz mi?

“Yıllardır toplumsal cinsiyet konusunda kendini geliştirme çabasında olan, bu alanda hatrı sayılır deneyimleri olan bizler bile “FEMİNİST HUKUK METODOJİSİ” hakkında çok önemli şeyler ekledik kendimize. Eğitimlere katılan avukat arkadaşlarımız da çok farklı bir perspektife geçiş yaptıklarını ve eğitimden çok memnun kaldıklarını ifade ettiler zaten. Devam edecek olan eğitimlerimize, katılım taleplerinin gittikçe artıyor olması da eğitimin verimliliğinin en açık göstergesi zaten ”

Peki bu çalışmayla ilgili ulusallaşma beklentiniz veya çabanız var mı?

“Tabi ki... Türkiye’nin her yerinden bu konuya ilgili duyan, farklı deneyimleri ve tanıklıkları bulunan avukat arkadaşlarla bir ağ oluşturmayı ve çalışmayı birlikte yürütmeyi istiyor ve hedefliyoruz. Bunu sağlamak için birçok avukat arkadaşımızla görüştük ve ortaklaşabileceğimiz çalışma alanlarını konuşuyoruz.

Toplumsal Cinsiyet ve Hukuk Çalışmaları’nız ile ilgili eklemek istediğiniz herhangi bir başka bilgi var mı?

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununa uygun, gerekli sorumluluk ve hassasiyetin gösterildiği bu çalışma sırasında karşılaştığımız cinsiyetçi dil ve tutumları, kadınlara yönelik ayrımcılığın yargı süreçlerinde nasıl yaşandığını görebilmek, tartışabilmek ve bir değişime katkı sunabilmek adına Anayasal bir ilke olan hukukta aleniyet ilkesi gereği paylaşmak istiyoruz.

Yargılama faaliyeti sırasında Meslektaşlarımızdan karşılaştığı cinsiyetçi dil ve tutumlardan yalnızca olumsuz olanları değil olumlu olanları da bizimle paylaşması halinde çalışmanın daha da güçleneceğini ve dönüşüme katkının artacağını düşünüyoruz.

Bu değerli  çalışma ile ilgili ilk röportajı bizimle yapmış olduğunuz için teşekkür ediyoruz, bu çalışmanın yargıda olumlu bir sürecin başlamısında önemli  bir adım olacağına yürekten inanıyoruz ve çalışmalarınızın  ve başarılarınızın devamını diliyoruz.

Bu keyifli röportaj için biz teşekkür ederiz ve yeni yayın hayatınızda biz de size başarılar dileriz.

Editör: TE Bilisim