TTB NEDEN HEDEFTE?
TTB sadece günümüzde değil, geçmişte de birçok iktidarın hedefi konumuna gelmiştir. 12 Eylül'den sonra idamlara karşı çıkan TTB Başkanı Dr. Nusret Fişek, daha sonraki yıllarda Dr. Füsun Sayek, çeşitli dönemlerde merkez konseyin üyeleri, son olarak “Savaş, bir halk sağlığı sorunudur” dediği için 11 merkez konsey üyesi gözaltına alınarak haklarında dava açılmıştı. Davanın  beraatle sonuçlanması  mahkemeler tarafından da savaşın bir halk sağlığı sorunu olduğu onaylanmış oldu. Pandemide tüm varlıklarını ortaya koymalarına rağmen  pandeminin şeffaf yönetilmediğini, verileri sakladığını, gerçek verileri sayısal olarak azalttığını yaptığı açıklamalarla ortaya koyan  TTB merkez konsey yönetimi yine iktidarın hedefi haline gelerek, kapatılma tehdidi ile karşı karşıya geldi. Geçen dönem hekim ve sağlık alanındaki sorunları dile getiren, bu nedenle yaklaşık bir yıllık bir programla alana inen, bir çok eylem yapan TTB iktidarın hedefi olmakta gecikmedi. Şimdi TTB yeniden iktidarın hedefinde. TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın bir televizyon kanalına yaptığı açıklama, haberi yapan kanalın dezenformasyonu ve yandaş medyanın kara propagandası, iktidarın gözlerini yeniden TTB üzerine çevrilmesine ve hedef olmasına neden oldu. 

Peki TTB neden hedefte;


*İyi, nitelikli, ücretsiz ve herkese eşit sağlık hizmeti istediği için,
*Toplumsal, koruyucu sağlık hizmetlerini  öncelediği için
*Birinci basamağı kuvvetlendirip basamak sistemine geçilmesini önerdiği için,
*Sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesine karşı çıktığı için,
*Şehir hastanelerine ödenecek tutarın ülkemizin ve çocuklarımızın geleceğini 25 yıl ipotek almasına karşı çıktığı için,
*5 dakikada bir muayenenin niteliksiz sağlık hizmeti sunumu nedeniyle hasta ve hekim haklarına karşı olduğu için,
*Hekimlerin ekonomik ve özlük haklarına sahip çıktığı için,
*Aylar sonraya verilen muayene, tetkik ve ameliyat randevularına karşı geldiği için,
*Sağlıkta Dönüşüm Projesinin, kışkırtılmış sağlık politikaları, sağlıkta şiddet,  malpraktis, çalışma barışını bozma, niteliksiz sağlık hizmetine dönüştüğünü ve sağlıkta bugünkü çöküşü yıllar önce söylediği için,
*Şiddetin uygulanan sağlık politikalarının bir sonucu olduğunu ifade ettiği için,
*Pandemide sahadan aldığı verileri bilimsel verilerle güçlendirip hakikat üzerinden yaptığı açıklamalarla iktidarın bu konudaki turkuaz tablosunu, kara tabloya çevirdiği için,
*Tıp eğitiminin daha da niteliksizleşmesine karşı çıktığı için,
*Sağlığın ticaretleşmesine, özelleştirilmesine karşı çıktığı için,
*Nükleere santrallere, termik santrallere dur dediği için, 
*Sağlık Bilimleri Üniversitesindeki atamaların adrese teslim kadrolara açılmasına karşı çıktığı için, 
*Toplumun sağlık hakkına sahip çıktığı için,
*Pandemide ekonomi ve siyasetin halkın sağlık hakkının önüne geçtiğini söylediği için,
*Üniversitelerde bilimsel özgürlüğü ve özerkliği savunduğu için,
*Sağlıkta yeni ve etkin bir şiddet yasasının  çıkması için,  
*Malpraktis yasasının hekimlerin ihtiyacını karşılamaktan uzak olduğunu vurguladığı için,
*Doğaya, ağaca, yeşile, hayvana  sahip çıktığı için,
*Ekolojik yıkım,  ekolojik krize, nükleer santrale, termik santrallere, HES'lere  karşı  durduğu için,
*Haksız, hukuksuz, antidemokratik uygulamalara karşı çıktığı için,
*Performansa, döner sermayeye, çalışma barışının bozulmasına karşı çıktığı için,
*Yeni bir proje olarak sunulan Beyaz Reformun aslında Sağlıkta Dönüşüm Projesinin bir devamı olduğunu ve  sağlık hizmetlerini daha da geriye götüreceğini belirttiği için… 

Türk Tabipleri Birliği (TTB) bu topraklarda 69 yıldır hekimlerin örgütlü sesi, kolektif iradeyle sağlık alanında mücadele yürüten anayasal korunma altında kamu kurumu niteliğinde bir örgüttür. Türk Tabipleri Birliği bir meslek örgütü olarak üye hekimlerin haklarını korumaya daraltma çabalarına karşın hekim haklarının geniş ufkuyla bu kalıba sığmayacak boyutta bir mücadele örgütüdür. TTB bir hekim örgütü olduğu kadar aynı zamanda insanın ve yaşamın sorunu olduğu her alanında söz söyleyen bir demokratik kitle örgütüdür. 

Türk Tabipleri Birliği, hekimlik meslek ve uygulamaları alanındaki evrensel değerlerin işlevselliğinin ülkemizde de sağlanabilmesinin temel güvencesi olmuştur. Yanı sıra, meslektaşlarının bilgi, teknoloji ve toplumsal alanda yaşanan değişimler karşısında hekimlik değerlerine ve hasta yararına uygun tutum alabilmelerini, toplum ve birey sağlığı için doğru olanı yapabilmelerini sağlayabilmek için yoğun çaba göstermektedir. Söz konusu faaliyetler, kurulduğu günden bu yana seçili organlarında, kol ve komisyonlarında görev alan bütün hekimlerin gönüllülük esasıyla ve büyük bir özveriyle çalışmaları sonucunda sağlanmaktadır. Türk Tabipleri Birliği, 69 yıllık tarihinin çok büyük bir bölümünde, hekimleri, birlikte çalıştıkları sağlık meslek grupları ile içinde yaşadıkları toplumun üyelerini bir bütün olarak görmüş ve kendi sağlık, refah ve mutluluğunun ancak tümünün sağlık, mutluluk ve refahıyla birlikte sağlanabileceği bilimsel ve tarihsel gerçeğinin savunucusu olmuştur. İşte bu nedenlerle TTB her dönem iktidarın hedefi olmuştur. 

Her şeye rağmen  Türk Tabipleri Birliği'nin başta merkez konsey olmak üzere tüm organlarında görev alan hekimler söz konusu kısıtlılık, baskı, tehdit, haklarında dava açılma,  gözaltı ve tutuklamalara rağmen, mesleğin etik ilkelerinden sapmadan, hiçbir taviz vermeden doğruları savunmaya ve uygulamaya devam edecektir.  

Editör: Haber Merkezi