Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 2022-2023 yılı I. Yarıyıl Değerlendirme Raporunda ifade edilen eğitim sisteminde uzun süredir yaşanan temel sorunlara yönelik çözümsüzlük politikaları Meclis gündemine taşındı.

HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek için Meclis Araştırması açılmasını istedi.

Tülay Hatimoğulları, Araştırma önergesinde şu ifadelere yer verdi.

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 2022-2023 yılı I. Yarıyıl Değerlendirme Raporunu yayımlamıştır. Raporda; eğitimde ticarileşme ve eğitimi dinselleştirme uygulamalarının tüm hızıyla sürdüğü, okulların fiziki altyapı ve donanım eksikliklerinin giderilmediği, kalabalık sınıflar, ikili öğretim, taşımalı eğitim, çocuk ve gençlerin dini cemaat ve vakıfların kreşlerine ve yurtlarına yönlendirildiği, çocuklara yönelik taciz ve istismar vakalarının devam ettiği vurgulanmıştır.

Öğretmen açıklarının, mülakata ve arşiv araştırmasına dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sürdüğü, Öğretmenlik Meslek Kanunu ile “eşit işe eşit ücret” uygulamasına son verildiği, ataması yapılmayan öğretmenler gibi çok sayıda sorunun eğitim sisteminin çözüm bekleyen sorunları olarak geçtiğimiz öğretim yılında da varlığını sürdürdüğü paylaşılmıştır. 

Raporda; çocukların eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamadığı, çocuk istismarı anlamına gelen çocuk yaşta evlendirmeyi engelleyen adımların atılmadığı vurgulanmıştır. Yoksul, emekçi ailelerin çocukları başta olmak üzere eğitime erişim konusunda yaşanan sorunların sürdüğü; bölgesel, cinsel, sınıfsal eşitsizliklerin, anadilinde eğitim gibi en temel sorunların daha da derinleştiği bir yarı yılın geride kaldığı aktarılmıştır.

Toplumsal yaşamın her alanında görülen cinsiyetçiliğin ve cinsiyetçi uygulamaların en yoğun görüldüğü alanların başında okulların geldiği, geçtiğimiz dönemde cinsiyetçilik ve cins ayrımcı uygulamaların özellikle karma eğitim karşıtı uygulamaların devam ettiği belirtilmiştir.

Türkiye’deki etnik, dilsel, kültürel çeşitlilik ve inanç çeşitliliğinin eğitim programlarında ve ders kitaplarında yansıtılmamakta, eğitim sisteminde ve toplumsal yaşamda benimsenen tekçi anlayışla; farklı inanç, dil, kimlik ve mezhepler yok sayılmakta, talepleri ise görmezden gelinmektedir. Türkiye’nin kamusal, laik, bilimsel eğitim konusunda olduğu gibi, anadilinde eğitim konusundaki olumsuz sicilinin de ısrarla sürdürüldüğünün altı çizilmiştir.

Türkiye’de çeşitli nedenlerle eğitime erişimde, kız çocuklarının, mülteci çocukların, anadili farklı olan çocukların, engelli çocukların ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajlarının giderek arttığı; milyonlarca çocuk ve gencin ağırlıklı olarak ekonomik sorunlar nedeniyle eğitime erişim hakkını ihlal eden uygulamaların sürdüğü ifade edilmiştir. Geçtiğimiz dönemdeki en önemli sorunlardan birisinin öğrencilerin beslenme sorununa ilişkin olduğu, ekonomik kriz nedeni ile çok sayıda öğrencinin okula kahvaltı yapmadan gittiği, birçok öğrencinin okulda yemek yemeden günü tamamladığı ifade edilmiştir.

Raporda; eğitimin, herkese eşit koşullarda sunulması gereken temel bir insan hakkı, aynı zamanda devredilemez ve vazgeçilemez bir kamusal hak olduğunun altı çizilmiştir. Kamusal eğitimden uzaklaşıldıkça eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanma olanağının ortadan kalktığı, eğitime erişim başta olmak üzere, pek çok konuda yeni eşitsizliklerin ortaya çıktığı vurgulanmıştır.

Eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek, eğitimdeki sorunların nedenlerini araştırmak, eğitimin herkese eşit koşullarda sunulmasını ve eğitime erişimi sağlamak amacıyla Anayasa’nın 98’inci, Meclis İç Tüzüğünün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve talep ederiz.

Editör: Haber Merkezi