Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, lise eğitiminin zorunlu olmaktan çıkarılması veya kademeli hale getirilmesi yönündeki açıklamaları, Cumhuriyet’in temel kazanımlarından biri olan kamusal ve eşitlikçi eğitim hakkına doğrudan bir saldırıdır. Kamuoyundan gelen öneriler doğrultusunda yeni düzenlemelere gidileceği yönündeki ifadeler, aslında uzun süredir uygulanan gerici ve piyasacı eğitim politikalarının bir devamıdır.
AKP iktidarı, 22 yıllık yönetimi boyunca eğitim sistemini bilimsel, laik, kamusal ve karma eğitim ilkelerinden uzaklaştırarak Cumhuriyet’in eğitim devrimlerini aşındırmıştır. 4+4+4 modeliyle başlayan bu süreç, bugün zorunlu lise eğitiminin ortadan kaldırılması gündemiyle yeni bir kırılma noktasına sürüklenmektedir.
Milli Eğitim Bakanı’nın döneminde:
-
Proje okulları aracılığıyla deneyimli ve nitelikli öğretmenler sistem dışına itildi,
-
Anadolu ve Fen Liseleri işlevsizleştirildi,
-
Müfredat, bilimden uzak, gerici bir anlayışla yeniden düzenlendi.
Şimdi ise lise düzeyinde zorunlu eğitimi parçalayacak modeller (3+1, 2+2, Yaş Modeli gibi) gündeme getirilmektedir. Bu öneriler:
-
Kız çocuklarının erken yaşta evlendirilmelerinin önünü açacak,
-
Çocuk işçiliğini özendirecek,
-
0-18 yaş arası tüm bireylerin çocuk olarak tanındığı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne açıkça aykırı düzenlemelerdir.
Zorunlu eğitimi kademeli biçimde ortadan kaldırmak, yalnızca pedagojik değil, aynı zamanda ideolojik bir müdahaledir. Bu girişim, çocuklarımızı erken yaşta piyasaya, cemaatlere ve her türlü istismara açık hale getirecek; Cumhuriyet’in eğitimle kurduğu eşit yurttaşlık temelini sarsacaktır.
Buradan Milli Eğitim Bakanlığı’na açıkça sesleniyorum:
Çocuklarımızın geleceği, siyasi iktidarın ideolojik hesaplarına kurban edilemez!
ÇÖZÜM ÖNERİLERİMİZ:
-
Zorunlu eğitim süresi 1+8+3 modeliyle 12 yıl olarak düzenlenmeli, lise son sınıf dahil olmak üzere eğitim kamusal olarak desteklenmelidir.
-
Üniversite sınavı baskısı, zorunlu eğitimi parçalayarak değil, ölçme ve değerlendirme sisteminin yeniden inşa edilmesiyle azaltılmalıdır.
-
Tüm çocukların parasız, laik, bilimsel ve kamusal eğitim hakkı güvence altına alınmalıdır.
-
Eğitimi bölen modeller yerine, fırsat eşitliğini sağlayan ve bütüncül bir eğitim sistemi geliştirilmelidir.
Milli Eğitim Bakanlığı’nı bu tehlikeli ve gerici girişimden derhal vazgeçmeye; tüm eğitim bileşenlerinin katılımıyla demokratik, katılımcı ve laik bir eğitim reformu süreci başlatmaya davet ediyorum.
Saygılarımla,
Yıldırım Kaya
08 Mayıs 2025 – Ankara