Yeni Zelanda’da yaklaşık 36.000 hemşire, ebe ve sağlık destek personeli, 30 Temmuz’da kamu hastanelerinde 24 saatlik greve çıktı. Grev; hükümetin enflasyonun altında kalan zam tekliflerine ve kronik personel yetersizliğine karşı bir tepki olarak örgütlendi. Ülke genelinde 33 farklı noktada eylemler düzenlenirken, başkent Wellington’da sağlık çalışanları Sağlık Bakanlığı (Health NZ Te Whatu Ora) ve Parlamento önünde yürüyüş gerçekleştirdi.
Maaş Artışında Alay Edici Teklifler
Yeni Zelanda Hemşireler Örgütü (NZNO) tarafından geçen Kasım'dan bu yana ikinci kez ülke çapında bir günlük grev kararı alınırken, hükümetin 2025 ve 2026 yılları için önerdiği yıllık %1’in bile altındaki maaş artışı büyük tepki çekti. Sekiz aydır süren ve kamuoyundan gizli yürütülen müzakerelerin sonunda Health NZ, toplamda %3’lük bir artış teklif etti—27 aya yayıldığında bu oran yıllık %1,5’e bile ulaşmıyor.
Yıllık enflasyonun %2,7, gıda fiyat artışlarının ise %4,6 olduğu ülkede bu teklif, fiilen bir maaş kesintisi anlamına geliyor.
Gerçek Maaşlar Açıklananın Çok Altında
Başbakan Christopher Luxon’un parlamentoda yaptığı “hemşire maaşları ortalama 125.000 dolar” açıklaması ise gerçeği yansıtmıyor. Kıdemli bir hemşirenin bile en yüksek maaşı 106.739 dolarken, yeni başlayan bir hemşire yılda sadece 75.773 dolar kazanıyor. Sağlık Bakanı Simeon Brown, bu rakamın ancak fazla mesai ve ek ödeneklerle ulaşılabileceğini kabul etti. Öte yandan Brown, grev yapan hemşireleri “hastalar için risk oluşturmakla” suçladı.
Personel Açığı Krizi: Hastalar Bekliyor, Sağlıkçılar Tükeniyor
Sağlık çalışanlarının temel taleplerinden biri de güvenli çalışma koşulları ve yeterli personel sayısı. Ancak hükümet, bu yıl mezun olan hemşirelerin sadece %45’ini (722 başvurudan sadece 323’ü) istihdam etti. 2024’ün ilk 10 ayında hastane servislerinin %47’si zamanın %20’sinde personel yetersizliği yaşadı.
Wellington’da bir hemşire, haftada 60 saat çalışmak zorunda kaldığını ve görev yaptığı hastanede 1000 açık pozisyon bulunduğunu söyledi. Başka bir sağlık çalışanı ise “Bu grev benim için kişisel. Kuzenim geçen hafta kalp krizi geçirdi. Müdahale gelmesi beş saat sürdü.” sözleriyle sistemin çöküşünü özetledi.
Sağlıkta Özelleştirme ve İki Katmanlı Sistem Derinleşiyor
Hükümetin sağlık krizini fırsata çevirerek binlerce ameliyatı özel hastanelere yönlendirdiği bildiriliyor. Bu durum, yalnızca ödeme gücü olanların hizmete erişebildiği iki katmanlı bir sistemin derinleştiği endişesini doğuruyor.
Sadece Hemşireler Değil: Tüm Kamu Emekçileri Baskı Altında
1 Mayıs’ta 5.000’den fazla doktor da benzer nedenlerle grev yaptı. Eğitimden çocuk hizmetlerine kadar birçok kamu sektörü çalışanı da düşük zam tekliflerine karşı mücadele yürütüyor. Eğitimciler, %1’lik yıllık zammı reddetti; Oranga Tamariki ve Ekonomi Bakanlığı personeli de yıl boyunca çeşitli iş bırakma eylemleri gerçekleştirdi.
Muhalefetin İkiyüzlülüğü ve Grevlerin Etkisizleştirilmesi
Muhalefetteki İşçi Partisi’nin sağlık sözcüsü Ayesha Verrall, grevdeki hemşireleri destekler görünüyor. Ancak 2017–2023 döneminde iktidarda olan İşçi Partisi, pandemide aldığı geri adımlar ve sağlık sistemine yönelik yapısal yatırımların yetersizliği ile krizin temel sorumlularından biri.
2023 yılında NZNO ile imzalanan %20’lik “eşit işe eşit ücret” anlaşması da hızla artan yaşam maliyeti nedeniyle anlamını yitirmiş durumda.
Grev Gerçek Bir Değişim İçin Yeterli mi?
NZNO, üyelerinin tepkisini yatıştırmak amacıyla bu grevi düzenlemek zorunda kaldı. Ancak talep edilen %5’lik artış ve kıdemli pozisyonlar için önerilen 2000 dolarlık ek zam, hükümetin teklifinden çok da farklı değil. Bu durum, önceki yıllarda olduğu gibi yeni bir “satış anlaşması”nın hazırlığı olarak değerlendiriliyor.
Çözüm Nerede? Bağımsız Komiteler ve Sosyalist Bir Perspektif
Sağlık emekçileri gerçek bir değişim için sendikal bürokrasilerden bağımsız, kendi denetimlerinde taban komiteleri kurmak zorunda. Bu komiteler, Yeni Zelanda’daki diğer emekçi kesimlerle ve Avustralya, İngiltere gibi ülkelerdeki benzer mücadelelerle birleşik bir hat oluşturmalı.
Herkesin ulaşabileceği, tam donanımlı ve kamusal sağlık hizmetleri “imkânsız” değildir. Gerekli kaynaklar, süper zenginlerin servetlerinin toplumsallaştırılması ve askeri harcamaların sona erdirilmesiyle yaratılabilir.